Evliyânın büyüklerinden ve kabr-i şerîfi Delhi’de bulunan Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerinin, üstâdına olan sevgisi fevkalâde çoktu.
Bir gün dergâha geldi.
Ve sevdiklerine;
“Her neye kavuştuysam hocamın sâyesinde kavuştum. Bir mümin ne kadar çok ibâdet etse de Allah’ın rızâsına ermesi yine zordur” buyurdu
Ve ilâve etti:
“Ama bir ‘Allah dostu’na muhabbet beslerse o zâtın bereketiyle Allahın rızâsına kavuşması kolay olur.”
Sordular:
“Hikmeti ne efendim?”
Buyurdu ki:
“Çünkü evliyâ zâtlar Allahü teâlâya çok yakındırlar. Asıl iş, onların kalbine girmektir. Bunun için ne hüneri varsa göstermelidir.”
● ● ●
Bir gün bu zâta;
“Huzura ermenin yolu nedir efendim?” diye sordular.
Cevâbında;
“Sabırdır” buyurdu.
Ve îzah etti.
“Huzûru, bir odanın içinde kilitli farz edin. İşte o odanın anahtarı sabırdır. Sabrederseniz kapı açılır ve huzûra kavuşursunuz.”
● ● ●
Bir gün de bu zâta; “Efendim, kibirler içerisinde en kötüsü hangisidir?” dediler.
Buyurdu ki:
“İbâdet edenlerin kibridir.”
Bir gün de;
“Her an Allahü teâlâyı hâtırlayan ve Onu bir an unutmayanlar, güler bir hâlde cennete gireceklerdir” buyurdu.