Her nimetin sahibi Allahü tealadır

Allahü teâlânın nimetleri güneş gibi meydandadır. Başkalarından gelen iyilikler, yine ondan gelmektedir.

 

 

 

 

 

Sual: Bazı kimseler,  kendilerine her nimetin sahibi Allahü tealadır deyince, itiraz edip ben kendim kazanıyorum, bana kimseden bir şey gelmiyor gibi sözler söylüyorlar. Böylelerine ne demelidir?

 

Cevap: İyice düşünmeli ve anlamalıdır ki, herkese her nimeti gönderen, yalnız Allahü teâlâdır. Her şeyi var eden, ancak odur. Her varlığı, her an varlıkta durduran hep odur. Kullardaki üstün ve iyi sıfatlar, onun lütfu ve ihsanıdır. Hayatımız, aklımız, ilmimiz, gücümüz, görmemiz, işitmemiz, söyleyebilmemiz, hep ondandır.

 

Saymakla bitirilemeyen çeşitli nimetleri, iyilikleri gönderen hep odur. İnsanları güçlüklerden, sıkıntılardan kurtaran, duaları kabul eden, dertleri, belaları gideren hep odur.

 

Rızıkları yaratan ve sahiplerine ulaştıran yalnız odur. İhsanı o kadar boldur ki, günâh işleyenlerin rızkını kesmiyor. Günahları örtmesi o kadar çoktur ki, emrini dinlemeyen, yasaklarından sakınmayan azgınları, herkese rezil ve rüsva etmiyor ve namus perdelerini yırtmıyor.

 

Affı ve merhameti o kadar çoktur ki, cezayı ve azabı hak edenlere azap vermekte acele etmiyor. Nimetlerini, ihsanlarını, dostlarına ve düşmanlarına saçıyor. Kimseden bir şey esirgemiyor.

 

Bütün nimetlerinin en üstünü, en kıymetlisi olarak da, doğru yolu, saadet ve kurtuluş yolunu gösteriyor. Yoldan sapmamak ve Cennete girmek için teşvik buyuruyor. Cennetteki sonsuz nimetlere, bitmez, tükenmez zevklere ve kendi rızasına, sevgisine kavuşabilmemiz için, sevgili Peygamberine uymamızı emrediyor.

 

İşte, Allahü teâlânın nimetleri güneş gibi meydandadır. Başkalarından gelen iyilikler, yine ondan gelmektedir. Başkalarını vasıta kılan, onlara iyilik yapmak isteğini veren, onlara iyilik yapabilecek gücü, kuvveti veren, yine odur. Bunun için, her yerden, herkesten gelen nimetleri gönderen hep odur.

 

Ondan başkasından iyilik, ihsan beklemek, emanetçiden, emanet olarak bir şey istemeye ve fakirden sadaka istemeye benzer. Bu sözlerin, yerinde ve doğru olduğunu, cahil olanlar da, âlimler gibi, kalın kafalılar da, zeki, keskin görüşlü olanlar gibi bilir. Çünkü, anlatılanlar, meydanda olan, düşünmeye bile lüzum olmayan bilgilerdir.

 

Bunun için insanın, bu nimetleri gönderen Allahü teâlâya, gücü yettiği kadar şükretmesi, insanlık vazifesidir.

 

 

 

Osman Ünlü’nün önceki yazıları…


Kategori içindeki yazılar: Osman Ünlü