Ebül Feth-i Serahsî hazretleri, devrinin bir tekiydi. Ebül Fadl-ı Serahsî hazretlerinin talebesidir.
Her velî gibi o da hocasını çok severdi.
Her kavuştuğunu, o zâtın himmeti bilirdi.
● ● ●
Bir gün bâzı dostları;
“Efendim, bu yüksek mertebeye nasıl yükseldiniz?” diye sordular.
Cevâbında;
“Hocamın sâyesinde” buyurdu.
Ve şöyle anlattı:
Bir gün bir derenin kenarında yürüyordum.
Hocam Ebül Fadl da su üstünden bu tarafa doğru geliyordu…
Bana şefkatle bir kez baktı.
Ne olduysa, o bakışla oldu.
O bir nazar, alçaklardan yükseğe kaldırdı beni.”
Ve şöyle özetledi:
“Maddî ve mânevî ne kazandımsa hocamın bereketidir.”
● ● ●
Bu zât bir gün de;
“Bir kişi Allah’a âsi, günahkâr olsa, mahlûklar da ona isyân eder. Ben; Rabbime isyân edip etmediğimi, hayvanlarımın bana olan tavrından anlarım” buyurdu.
Dinleyenler sordu:
“Nasıl anlarsınız?”
Büyük velî;
“Şöyle ki; ben Rabbime itâat edersem, onlar da bana itâat eder, ben isyân edersem, onlar da bana isyân ederler” buyurdu.