Horasan velîlerinden Abdürrahîm İstahrî hazretleri bir ramazanda Abadan’a gitmişti.
Onu gören herkes, iftar için yemek getirdiler kendisine.
Ancak sabah oldu.
O yemeklerin hiçbirine el sürmediğini gördü insanlar.
Bu hâli görünce;
“Bu zât, bir Allah adamı” dediler birbirlerine.
O da bunu anladı.
Terk etti Abadan’ı.
Sehl-i Tüsterî hazretlerinin memleketine gitti ve bu büyük velînin sohbetine katıldı.
Sehl-i Tüsterî ona;
“Hangi yemeği istiyorsan hazırlasınlar” buyurdu.
“Öyleyse ekşili olsun” dedi.
İstediği gibi pişirip arz ettiler.
İftar vaktini bekliyordu ki, kapı önünde bir “ihtiyar” gördü.
Bir lokma bile yememişti.
Çömleği o ihtiyara verdi.
Sâdece “Su ile” iftar yaptı.
Ve yarınki oruca niyetlendi.
Üç gün üst üste böyle oldu.
Üçünde de getirilen yemeği ikrâm etti başkalarına.
● ● ●
Bu zât, bir sohbetinde; “Yumuşak huylu olmaya çalışın, böyle olan kimselere büyük müjdeler var” buyurdu.
“Nasıl bir müjde?” dediler.
Büyük velî;
Hadîs-i şerîfte; “Allahü teâlâ yumuşak huylu olanları sever ve onlara yardım eder. Sert ve öfkeli olanlara ise yardım etmez” buyuruldu diye cevap verdi.
Abdüllatif Uyan