Irak evliyâsından Mekârim en-Nehr rahmetullahi aleyh hazretlerinin bir sevdiği şöyle anlatıyor:
Bir gün Mekârim hazretlerinin yanındaydım.
Allahü teâlâya olan sevgi ve muhabbetten konuşuyordu.
Bir aralık;
“Kalbi, Allahü teâlânın aşkıyla yanan âşıkların ‘nûr’u gizlense, her yer karanlık olur” buyurdu.
Vaktâki, o böyle dedi.
O anda kandiller söndü.
Zifirî karanlık oldu.
Şaşırıp kaldım.
Karanlıkta kalmıştık.
Mekârim hazretleri, bir müddet sessizce beklediler.
Biraz sonra;
“Allahü teâlânın âşıklarının ‘nûr’u ortaya çıkınca, bütün kandiller pırıl pırıl yanar” buyurdu.
O böyle söyledi.
Kandiller tekrar yandı.
Mescit aydınlandı.
Etrâf pırıl pırıl oldu
● ● ●
Bir sevdiği de şöyle anlatıyor:
Mekârim hazretlerinin yanındaydım. İçeri yabancı biri girdi.
Ve büyük velîye yaklaşıp;
“Efendim, mânevî sırlara âşina olan bir kimsenin alâmeti nedir?” diye sordu.
Büyük zât cevâben;
“Bunun alâmeti şudur ki, yanına hiç tanımadığı biri gelse, onun (Hıristiyan) olduğunu anlar ve belindeki (Zünnâr)ı görür” buyurdu.
Adama bir hâller oldu.
Feryat edip düştü!
Sonra kalkıp Mekârim hazretlerinin ellerine kapanıp hürmetle öptü ve belindeki zünnarı kesip imânla şereflendi.