Günâh işleyen huzursuz olur! 

Evliyânın büyüklerinden olan Sırrî-yi Sekatî hazretlerinin kabr-i şerîfi, Bağdat’tadır.

 

Bu mübarek zât yaşadığı bir hâdiseyi, şöyle anlatıyor:

 

Çarşı içinde bir dükkânım vardı ki, orada alım-satım işiyle uğraşıyordum.

 

Bir akşam evdeydim…

 

Yalnız oturuyorken;

 

“Çarşı yanıyooor!” diye bir ses duydum.

 

Hemen koşup gittim.

 

Bütün dükkânlar yanmıştı.

 

Yalnız benimki yanmamıştı.

 

Sevinip, gayriihtiyârî;

 

“Elhamdülillah” dedim.

 

Ama sonra toparlandım.

 

Başımı önüme eğdim.

 

Utandım kendimden!

 

Zîra diğer Müslüman kardeşlerim üzüntülüydü!

 

“Onlar üzüntülüyken, ben nasıl seviniyorum?” dedim.

 

Çok pişmân oldum.

 

Zîra ben de üzülmeliydim.

 

Onların derdiyle dertlenmeliydim.

 

Odaya kapanarak;

 

“Ey nefsim, sen nasıl Müslümansın ki, kendi menfaatini düşünür, gayriyi düşünmezsin!’ dedim.

 

O kadar pişmân oldum ki,

 

Hiç unutmadım bu hatâmı.

 

● ● ●

 

Bir gün de bir talebe;

 

“Ey efendim, ben huzûrlu olmak istiyorum, ne yapmamı tavsiye edersiniz” diye sordu.

 

Büyük zât, ona;

 

“Hiç günâh işleme. Huzursuzluk, günâh işlemekten olur. Hattâ, ayağımız taşa takılsa, veyâ evde tabak çanak kırılsa, bu, işlediğimiz bir günâh sebebiyledir” buyurdu.

 

 

 

 

 

Abdüllatif Uyan’ın önceki yazıları…




Kategori içindeki yazılar: Abdüllatif Uyan