Gözyaşlarını niçin yüzüne sürüyorsun?

Halîfe Hârun Reşid, bir gün Ebû Yûsüf hazretlerine; “Gel, seninle Dâvud-i Tâî hazretlerini ziyârete gidelim, dedi.

 

Ve gidip kapıyı çaldılar.

 

Fakat açılmadı kapı.

 

Halîfe, kendisini tanıtıp, tekrar çaldı.

 

Yine açılmadı.

 

Yaşlı annesi;

 

“Evlâdım! Sultân kapına gelmiş, açıp içeri alsana” dedi.

 

O, cevâben;

 

“Mâzur gör anne. Dünyâ ehli birini görmek istemiyorum” buyurdu.

 

Annesi ısrâr edince açtı.

 

Ama o girince;

 

“Gözüm dünyâ ehli birini görmesin!” dedi.

 

Ve söndürdü kandilini.

 

● ● ●

 

Bir gün de sevdikleri; “Efendim niçin böyle kaçar gibi acele gidiyorsunuz?” diye sordular.

 

Onlara cevâben;

 

“Kalbi dünyâya bağlı insanları görünce kalbim kararıyor. Böyle kişileri görmemek için acele gidiyorum” buyurdu.

 

● ● ●

 

Bir gün de ağlıyor, gözyaşlarını yüzüne sürüyordu! Kendisine “Gözyaşlarını niçin yüzüne sürüyorsun?” dediler.

 

Bir “âh!” etti ve cevâben;

 

“Allah korkusuyla akan gözyaşının ıslattığı uzuvları, Allahü teâlâ yârın cehennemde yakmaz!” buyurdu.

 

 

 

Abdüllatif Uyan’ın önceki yazıları…




Kategori içindeki yazılar: Abdüllatif Uyan