“Ebu Cehil gibiler, Allahü teâlânın Peygamberini görmediler. Ebu Talib’in yetimi gözü ile baktılar.”
Sual: Bir evliyayı görenin doğru yolu bulacağı söyleniyor. Bu söz doğru mudur, böyle bir şey olabilir mi?
Cevap: Gaznevî İmparatorluğunun kurucusu olan Sultan Mahmud-i Gaznevî, Ebül-Hasan-ı Harkânî hazretlerine;
-Bâyezîd-i Bistâmî hazretleri nasıl bir zat idi? diye sual eder. O da cevabında;
-Bâyezîd-i Bistâmî hazretleri, öyle kamil, olgun bir veli idi ki, Onu görenler hidayete kavuşurdu, Allahü teâlânın razı olduğu kimselerden olurdu buyurdu. Sultân Mahmud-i Gaznevî, bu cevabı beğenmedi ve;
-Ebu Cehil, Ebu Leheb gibi kimseler, Peygamber Efendimizi (sallallahü aleyhi ve sellem) nice kerre gördüler. Bunlar hidayete gelmedi de, Bâyezîd-i Bistâmî hazretlerini görenlerin hidayete geldiklerini nasıl söylüyorsun? O, Resulullah Efendimizden daha yüksek mi ki, iki cihanın efendisini, üstünlerin üstünü olan, Allahü teâlânın sevgili Peygamberini gören, küfürden, inkârdan kurtulamadı da, Bâyezîd-i Bistâmî hazretlerini görenler nasıl kurtulur? dedi. Ebül-Hasan-ı Harkânî hazretleri buyurdu ki:
-Ebu Cehil ve Ebu Leheb gibi ahmaklar, Allahü teâlânın sevgili Peygamberini görmediler. Ebu Talib’in yetimi gözü ile baktılar. Eğer, hazret-i Ebu Bekir gibi, Resulullah olarak görselerdi, eşkıyalıktan, inkârdan kurtulur, Onun gibi kemale gelirlerdi. Nitekim Kur’ân-ı kerimde mealen;
(Onların sana baktıklarını görürsün. Onlar, seni anlayamıyorlar. Üstünlüğünü göremiyorlar) olan Arâf suresinin 197. âyeti bu inceliği bildirmektedir. Sultan Mahmud-i Gaznevî, bu cevabı çok beğendi ve din büyüklerine olan sevgisi arttı.
Sual: Seferî olan bir kimse, orucunu kazaya bırakabilir mi, bir de cuma ve bayram namazlarını kılması, kurban kesmesi gerekir mi?
Cevap: Seferî olan bir kimsenin, orucunu kazaya bırakması, mest üzerine üç gün süre ile mesh etmesi caiz olur. Cuma ve bayram namazlarını kılması ve kurban kesmesi de lazım olmaz.
Sual: Cemaatle namaz kılarken, müezzinin ayrıca yüksek sesle tekrar etmesinin bir mahzuru olur mu?
Cevap: Konu ile alakalı olarak İbni Âbidînde deniyor ki:
“İmamın sesini, ihtiyaçtan fazla yükseltmesi mekruh olduğu gibi, müezzin için de mekruhtur. İmamın sesi yetiştiği zaman, tekbirleri müezzinin de bildirmesinin mekruh olduğunu ve çirkin bidat olduğunu, dört mezheb âlimleri söz birliği ile bildirmişlerdir.”
Osman Ünlü