Saîd bin Cübeyr hazretleri, Kûfe’de yetişen müctehid imâmlardan olup, kabr-i şerîfi Vâsıt şehrindedir.
İlmiyle âmil idi.
Günahlarını düşünürdü.
Gece gündüz ağlardı!
Çok ağlamasından, gözlerinin görmesi azalmıştı… Gece Kur’ân-ı kerîm okurken bir azap âyetine rastlasa onu tekrar tekrar okur, hıçkıra hıçkıra ağlardı!
Bir gece kalktı.
Namaz kıldı ve;
“Ey mücrimler! Bugün sevdiklerimden ayrılınız” âyet-i kerîmesini okudu…
Sabaha kadar ağladı!
● ● ●
Bir gün ona sordular:
“Zikir nedir efendim?”
Cevâben; “Zikir, İslâmiyete uymaktır” buyurdu.
Ve açıkladı:
“Yâni İslâmiyete tam uyan bir kimsenin her hareketi zikirdir. Eğer böyle değilse, eline tesbîh alıp, binlerce “Allah, Allah, Allah” dese de zikretmiş sayılmaz.”
Çok ibâdet yapardı.
“Allah korkusundan” ağlardı!
Öyle ki; gözyaşları iz yapmıştı yüzünde!
Bir gün sohbet ediyordu…
Bir ara cemaate;
“Günahları, büyük küçük diye ayırmayın. Zîra günâhın küçüğü de büyüktür” buyurdu.
● ● ●
Bir gün de bâzı gençlere;
“Bütün velîler ve peygamberler ömürlerini insanlara hizmette geçirmişlerdir. Siz de öyle yapın!” buyurdu.