Evliyânın büyüklerinden olan ve İstanbul’da medfun bulunan Mehmed Emîn Tokâdî hazretleri, bir gün sevdiklerine şunu anlattı:
Mahşer günü birtakım insanlar Arş’ın altında gölgelenirler. Onlar için azap korkusu yoktur.
Diğer ümmetler onları görünce meleklere sorarlar:
“Bunlar peygamber midir?”
“Hayır.”
“‘Evliyâ mıdır?’’
“Hayır.’’
‘‘Peki, kimdir bunlar?’’
“Onlar ne peygamberdir, ne de evliyâ. Onlar, âhir zamanda gelen bir ümmettir.”
“Peki, husûsiyeti nedir onların?”
“Onlar birbirlerini sırf Allah için severler.”
● ● ●
Bir gün bâzı gençler;
“Efendim, hakîkî bir Müslüman nasıl olur?” diye sordular.
Onlara cevâben;
“Hakîkî Müslüman; her şeyden önce tam ve mükemmel bir insandır… Güler yüzlü, tatlı dilli, doğru sözlüdür. Kızmak nedir bilmez. Zîra Resûlullah Efendimiz; ‘Kendisine yumuşaklık verilen kimseye dünyâ ve âhiret iyilikleri verilmiştir’ buyuruyor” diye cevap verdi.
● ● ●
Bir gün de bu zâta; “Fakirlik nedir efendim?” diye sordular.
Cevâbında;
“Fakirlik, herkesten ümîdini kesmek ve her ihtiyâcını Rabbinden istemektir” buyurdu.
Ve ilâve etti:
“Yâni bir Müslüman ne kadar sıkıntıda olsa, yine de hiçbir işini âciz kullara arz etmemelidir.”