Namazı, evde cemaatle kılınca da, cemaat sevabına, yani yirmiyedi kat sevaba kavuşulur.
Sual: Bir Müslüman, evinde, hanımı ve çocukları ile cemaat yapıp namazını kılsa, cemaat sevabı alamaz mı, cemaat sevabı için camiye mi gitmek gerekir?
Cevap: Konu ile alakalı olarak Uyûn-ül-besâir’de deniyor ki:
“Özürlü olmadığı hâlde camiye gitmeyip, evinde ailesi ile cemaaat yapan kimse, camideki cemaatin sevabına kavuşamaz. Yani, camiye mahsus olan, fazla sevaba kavuşamaz. Yoksa, evde cemaatle kılınca da, cemaat sevabına, yani yirmiyedi kat sevaba kavuşur. Şunu da bildirelim ki, iki cemaat de, şartlara, sünnetlere uygun olduğu zaman böyledir. Evdeki cemaat daha uygun ise, evde kılmak lâzımdır.”
Sual: Günah işleyen veya günah işleyecek kimseye, herkesin içinde, sert bir şekilde o günahtan vazgeçmesini söylemek, dinimizce uygun mudur?
Cevap: Haram, günah işleyecek kimseye gizlice nasihat edilir. Haram işlemekde olana, tatlılıkla orada söylenir. Herkese önce gizli, tenhada nasihat vermek, daha tesirli olur. Emr-i ma’rûf yapmanın üç şartı vardır:
Birincisi, Allahü teâlânın emrini ve yasağını bildirmeye niyet etmektir.
İkincisi, söylediğinin vesikasını, kaynağını bilmektir.
Üçüncüsü, hasıl olacak sıkıntılara sabretmektir. Yumuşak söylemek, sertlik yapmamak lazımdır. Sert söyleyen ve münakaşa eden fitne çıkmasına sebep olur.
Sual: Bazı kimseler, camiye girer girmez namaz kılıyorlar. Bu ne namazıdır ve kılınması gerekir mi?
Cevap: Bu konuda İbni Âbidînde buyuruluyor ki:
“Camiye girince, iki rek’at namaz kılmak sünnettir. Buna Tehıy-yetül-mescid namazı denir. Camiye girince, farz, sünnet, kaza namazı gibi herhangi bir namaz kılmak, tehıy-yetül-mescid namazı yerine geçer. Bunlara, ayrıca tehıy-yetül-mescid diye niyet etmek lazım değildir.”
Sual: Bir ibadet, bir şartı bir mezhebe, başka bir şartı da başka bir mezhebe uyularak yapılırsa, böyle yapılan bir ibadet kabul olur mu?
Cevap: Konu ile alakalı olarak İbni Âbidîn hazretleri, Redd-ül-muhtârda buyuruyor ki:
“Bir işin, bir ibadetin sahih olması için, dört mezhepten herhangi birine uygun olması lazımdır. Yani, o işin sahih olması için, bir mezhebde uyulması lazım olan şartların hepsine uygun olması lazımdır. Bir ibadeti yaparken, şartlarından biri bir mezhebe, başka biri de başka mezhebe uygun olursa, bu ibadet sahih olmaz.”