Irak evliyâsından Bekâ bin Bâtû hazretleri bir sohbetinde;
“Allahü teâlâ bizi âhiret için yarattı. Böyleyken bir mümin âhireti bırakıp dünyâya sarılırsa âkıbeti ne olur?” buyurdu.
Ve şöyle devam etti:
“Dünyâ, çok vefâsızdır. Bir üzüntü bir sevinç. Böyle bir yalancıya insan aldanır mı hiç?.. Bak, ömrün azalıyor, ölüme gidiyorsun. Hazırlığın bile yok, niçin düşünmüyorsun?”
Sonra bir nefes alıp;
“Şuna çok şaşarım ki; bâzı insanlar vardır. Âhiretin ebedî olduğunu bilir, ama bildikleri gibi yaşamazlar. Bu dünyâda ‘uyur gezer’ misâli yaşarlar” buyurdu.
● ● ●
Bir gün de sohbetinde; “Gıybet etmenin günâhı, zinâ günâhından daha büyüktür” dedi.
“Hikmeti ne?” dediler.
Cevâbında;
“Çünkü zinânın tövbesi kabul olunur, gıybetinki olmaz, zîra kul hakkına girer. Kul hakkını dünyâda ödemek kolaydır. Âhirette çâresi bulunmaz” buyurdu.
● ● ●
Bir genç de bu zâta; “En akıllı insan kimdir efendim?” diye sordu.
Büyük zât;
“En akıllı insan, kendisini, ateşte yanmaktan kurtarabilen kimsedir” buyurdu.
“Hangi ateşten efendim?” diye sorduğunda;
“Cehennem ateşinden. Kendini yanmaktan kurtaramayana hiç ‘akıllı’ denilir mi” buyurdu.