Tâbiîn-i kirâmdan ve evliyânın büyüklerinden olan Câfer-i Sâdık hazretleri, Medîne’de dünyâya geldi.
Kabr-i şerîfi Medîne’de, Bakî kabristanındadır.
Bir kimse İmâm-ı Câfer hazretlerine geldi ve ona;
“Yâ İmâm lütfen duâ buyurun. Allahü teâlâ bana çok mal, çok para versin ve çok hac yapmamı nasip eylesin” diye ricâ etti.
Hazret-i İmâm;
“Pekâlâ” dedi.
Ve el kaldırıp “Yâ Rabbî! Bu kuluna, en az elli defâ hac îfa edecek kadar çok mal ve çok para ihsân et” diye duâ etti.
Duâsı kabul oldu.
Nitekim o kişiye o günden sonra tam elli defâ hac yapmak nasip oldu. Ellibirinciye niyetlenip yola çıktı ama nasip olmadı.
Âniden vefât etti…
● ● ●
Bu zât bir sohbetinde;
“Emr-i mârufta çok çile vardır. Ama sabretmek lâzımdır. Allah’ın dînini yayanlar çok nâzik ve kibar olmalı, gelen sıkıntılara da sabretmelidir” buyurdu.
Cemaat;
“Ya sabretmezlerse efendim?” dediklerinde mübâdek zât;
“O vakit ‘başarısız’ olurlar. Etrâflarında kimse kalmaz. Hak teâlâ; (Ey habîbim, sen sabırlı olmasaydın, kavmine karşı yumuşak davranmasaydın, yanında hiç kimse kalmaz, dağılırlardı) buyuruyor” diye cevap verdi.