Dergâhı yıkmaktan vazgeçin!

Hindistan evliyâsından Alâüddîn-i Sabîr hazretleri zamânında, Hindistan’da Ganj Nehri’nin üzerine bir “kanal” yapılması düşünülmüştü.

İstişâreler yapıldı.

Sonra karar verildi.

Ve başladı hazırlıklar.

Önce bir plân yaptılar.

Bu plâna göre, bu zâtın dergâhından geçiyordu kanal. Bunun için de yıkılması gerekiyordu dergâhın.

Müslümanlar râzı olmadılar.

Karara da mâni olamadılar.

Bir ingiliz mühendise verilmişti inşaat.

Yâni o yaptıracaktı.

Ve çalışma başladı.

Çadırını, dergâhın yakınına kurdu mühendis.

Dergâhın yıkımına bir gün kalmış ve o gece yatağına yatmıştı ki, çok fecî bir vaziyette uyandı sabahleyin.

Şöyle ki:

Çadırın direğine bağlanmıştı.

Üstelik de baş aşağı vaziyette.

Hâlbuki giren de olmamıştı çadırına.

Yardımcıları gelip çözdüler bağlarını.

Ve tahmin ettiler bu işin sebebini.

Kendisine;

“Bu dergâhın sâhibi evliyâ bir zât olup, Allah katında çok îtibârı vardır. Dergâhı yıkmaktan vazgeçin. Zîra bu, o velîden size bir îkazdır” dediler.

O da kabul etti.

Düzeltti plânını.

Yıkmadı dergâhı.

Evet, bu büyük zâtlara kim zarar vermek istemişse, muhakkak kendisi zarar görmüş ve pişmân olmuştur yaptığına…




Kategori içindeki yazılar: Abdüllatif Uyan