Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin bir talebesi anlatıyor:
Üstâdımla bir evde oturuyorduk ki, kardeşim hakkında, “Şemseddîn Buhâra’da vefât etti” diye bir haber aldım birinden.
Çok üzüldüm!
Ve hocama;
“Efendim, izin verirseniz kardeşimin cenâzesine gideyim” diye arz ettim.
Hocam cevâbında;
“İstiyorsan git, ama Şemseddîn vefât etmedi, şimdi sağdır. Hattâ o, çok yakınlarda bulunuyor. Kokusunu duyuyorum” buyurdu.
Çok sevinmiştim.
O ara kapı açıldı.
Ve kardeşim Şemseddîn, neşeyle girdi içeri.
● ● ●
Bu büyük zâta bir gün sevdiği bir komşusu gelip;
“Efendim, on yıllık evliyiz. Çocuğumuz olmuyor. Bize ne tavsiye edersiniz?” diye sordu.
Büyük Velî;
“Tövbe edin. Zîrâ tövbe öyle anahtardır ki, her kapıyı açar. Nitekim Cenâb-ı Hak bir âyet-i kerîmede meâlen; ‘İstiğfâr ederseniz imdâdınıza yetişirim’ buyuruyor” dedi.
● ● ●
Bir gün de sohbetinde; “Çocuklarınızla ilgilenin” buyurdu.
Sordular ki:
“Nasıl ilgilenelim efendim?”
Büyük velî;
“Kur’ân-ı kerîmi okutun ve Ehl-i sünnet itikâdını ve ilmihâl bilgilerini öğretin. Bunu ihmâl ederseniz, çocuğunuz Cehenneme gider, sizi de berâber götürür” buyurdu.