Allahü teâlâya isyan, iki türlüdür

Sual: Allaha isyan ettiler denilince ne anlatılmak istenmektedir, bu ifadeden, haram, günah işleyenleri mi anlayacağız? Cevap: Allahü teâlâya asi olmak, isyan etmek iki türlüdür: 1-Allahü teâlânın emirlerini, yani farzları yapmamaktır. Farzları, vazife kabul etmeyen, kâfir olur. Vazife olduğunu bilip de, tembellikle yapmayanlar, yani kaza etmek, ödemek fikrinde olanlar, Hanefî mezhebinde, kâfir olmaz. Fakat en büyük … Devamını oku

İnsanlardan utanarak günahı terk etmek

Sual: Günah işlemeyi, insanların ayıplamalarından korkulduğu için mi yoksa Allah için mi terk etmelidir? Cevap: Günah işleyecek kimsenin, bu günahtan vazgeçmesi, ya Allahü teâlâdan korktuğu veya insanlardan hayâ ettiği, utandığı yahut da başkalarının yapmasına sebep olmamak için olur. Allahü teâlâdan korkarak terk etmenin alameti, o günahı gizli olarak da işlememektir. İnsanlardan hayâ etmek, utanmak, onların kötülemelerinden korkmak … Devamını oku

Her sanatı ve ticareti yapmak

Sual: Bazı kimseler, başkasının işinde çalışmayı zül, utanılacak bir şey olarak görmektedir. Bir kimsenin, çoluk çocuğunun nafakası için herhangi bir işte ücretle çalışması utanılacak bir şey midir? Cevap: Her sanatı ve ticareti yapmak, maaş, ücret karşılığında mubah olan işleri yapmak, mesela çobanlık, bahçıvanlık yapmak, inşaatta, hafriyatta çalışmak ve sırtında yük taşımak tezellül değildir. Peygamberler ve veliler bunları … Devamını oku

İtikadı bozuk olana mezhepsiz denir!

Sual: Âyet ve hadisleri kendi anladığına göre yorumlayan bir kimsenin imanı tehlikeye girer mi? Cevap: Ehl-i sünnet itikadına uymayan bir inanış sahibine mezhepsiz denir. Mezhepsiz, eğer Kur’ân-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde açıkça bildirilmiş olan bir şeye inanmamış veya şüphe etmiş ise, küfür olur. Açık olarak bildirilmemiş şüpheli olan delilleri tevil ederek yanlış mana vermiş ise, … Devamını oku

Kalp hastalıklarının en kötüsü!..

Sual: Kalbi hasta eden, insanı Allahü teâlânın rızasından, sevgisinden uzaklaştıran günahların en kötüsü hangisidir? Cevap: Kalp hastalıklarının şirkten yani Allahü teâlâya ortak koşmaktan sonra en kötüsü, bidatlere inanmak ve bidat işlemektir. Bidatlerden sonra, diğer günahlardan sakınmamak gelir. Küçük olsun, büyük olsun, şirkten yani küfürden başka günah işleyip, tövbe etmeden ölen bir mümin, şefaat olunmakla, yahut hiçbir sebep olmadan, … Devamını oku

Mahşerde yeni bedenler yaratılacaktır

Sual: Mahşer günü yeniden dirilen her insanın bedeni, dünyadaki bedeni gibi mi olacaktır? Cevap: Kıyamette herkes, öldüğü zamandaki şekli, boyu ve organları ile mezardan kalkacaktır. Herkesin kuyruk sokumu kemiği değişmeyecek, başka organlar, bu kemik üzerine yeniden yaratılacak, ruhlar bu yeni bedenlerini bulup, gireceklerdir. Ruhların bu başka bedenlere girmeleri, tenasüh değildir. İnsanın bedeni, organları dünyada da … Devamını oku

Görmek ve tanımak ayrı şeylerdir

“Ebu Cehil gibiler, Allahü teâlânın Peygamberini görmediler. Ebu Talib’in yetimi gözü ile baktılar.”   Sual: Bir evliyayı görenin doğru yolu bulacağı söyleniyor. Bu söz doğru mudur, böyle bir şey olabilir mi? Cevap: Gaznevî İmparatorluğunun kurucusu olan Sultan Mahmud-i Gaznevî, Ebül-Hasan-ı Harkânî hazretlerine; -Bâyezîd-i Bistâmî hazretleri nasıl bir zat idi? diye sual eder. O da cevabında; -Bâyezîd-i … Devamını oku

Açlık çekerek ruhen yükselmek…

Sual: Bazı kimseler, Peygamberimiz ve ilk Müslümanlar açlık çekerek ruhen yükseldiler diyerek, aç kalmayı tavsiye ediyorlar. Gerçekten yükselmek için aç mı kalmak gerekir? Cevap: Bu konuda, İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Mektûbât kitabında buyuruyor ki: “Din büyüklerinin yolunda, sünnet-i seniyyeye uymak, hâllerini örtmeye çalışmak, orta hâlli yaşamak, yiyecekte, giyecekte ve her şeyde orta hâli gözetmek vardır. Cahiller bunları riyazet … Devamını oku

Gençken yapılan ibadet kıymetlidir

Sual: Bazı kimselerin, gençlere, siz henüz gençsiniz, yaşınız ilerleyince çokça ibadet edersiniz, şimdi hayatın tadını çıkarın demeleri, dinî açıdan uygun olur mu? Cevap: Bu konuda, İmâm-ı Rabbânî hazretleri genç bir talebesine yazılı olarak yaptığı nasihatte buyuruyor ki: “Yavrum! Gençlikte, nefsin arzuları, insanı kapladığı gibi, ilim öğrenilecek, ibadet yapılacak en kârlı zaman da gençliktir. Gençlikte, şehvetin, asabiyetin kapladığı anlarda, … Devamını oku

Ölüler de işitir ve görür!..

Sual: Bazı kimseler, ölen kimse, Peygamber de, evliya da olsa, işitmez, görmez, ziyaretine gelenleri tanımaz diyorlar. Gerçekten de böyle midir? Cevap: Allahü teâlâ, şehitlerin diri olduğunu, rızıklandırıldıklarını bildirdi. Hadis-i şerifte, şehit ruhlarının Cennete girdikleri haber veriliyor. Âlimlerden birkaçı, bu nimetlerin, yalnız şehitler için olduğunu, sıddıkların böyle olmadıklarını söylüyorlar ise de, Ehl-i sünnet âlimlerinin çoğu, diri … Devamını oku

Sıkıntılardan dolayı ölmeyi istemek!

Sual: Bir kimsenin yakalandığı hastalıklardan veya içine düştüğü sıkıntılardan, dertlerden kurtulmak için ölmeyi istemesi, dinimizce uygun olur mu? Cevap: Hastalıktan ve dünya sıkıntılarından kurtulmak için ölümü istemek caiz değildir. Dinde sıkıntı ve fitnelerden korkarak, Allahü teâlâdan ölümü istemek sünnettir. Allah yolunda şehit olmayı istemek de böyledir. Mekke-i mükerremede, Medine-i münevverede olduğu zamanda ve evliyayı kiram türbelerinin … Devamını oku

Öleni, borçlardan kurtarmalıdır

Sual: Ölen bir kimsenin, geride bıraktığı borçlar ve kul hakları varsa, öleni bu borçlardan ve bu haklardan kurtarmanın bir yolu, bir usulü var mıdır? Cevap: Bir kimse, ölür ölmez, bunun borçlarını bir an önce ödemelidir. Çünkü borçları ödenmedikçe, ölen kimsenin ruhu, iyiler derecesine kavuşamaz. Ölen erkek ise, zevcesine, hanımına vaktiyle ödemediği mehir parası da, borcudur. … Devamını oku

Hastalık sebeplerinden kaçınmak…

Sual: Hasta olmaya sebep olan şeylerden sakınmak, bunlar için tedbir almak, tevekkül etmemek mi olur? Cevap: Hastalık sebeplerinden kaçınmak, tevekküle mâni değildir. Hazret-i Ömer, Şam’a gidiyordu. Orada taûn yani veba hastalığı olduğu işitildi. Yanında bulunanların bazısı, Şam’a girmeyelim dedi. Bir kısmı da, Allahü teâlânın kaderinden kaçmayalım dedi. Halife de; “Allahü teâlânın kaderinden, yine Onun kaderine … Devamını oku