Gençken yapılan ibadet kıymetlidir

Sual: Bazı kimselerin, gençlere, siz henüz gençsiniz, yaşınız ilerleyince çokça ibadet edersiniz, şimdi hayatın tadını çıkarın demeleri, dinî açıdan uygun olur mu? Cevap: Bu konuda, İmâm-ı Rabbânî hazretleri genç bir talebesine yazılı olarak yaptığı nasihatte buyuruyor ki: “Yavrum! Gençlikte, nefsin arzuları, insanı kapladığı gibi, ilim öğrenilecek, ibadet yapılacak en kârlı zaman da gençliktir. Gençlikte, şehvetin, asabiyetin kapladığı anlarda, … Devamını oku

Ölüler de işitir ve görür!..

Sual: Bazı kimseler, ölen kimse, Peygamber de, evliya da olsa, işitmez, görmez, ziyaretine gelenleri tanımaz diyorlar. Gerçekten de böyle midir? Cevap: Allahü teâlâ, şehitlerin diri olduğunu, rızıklandırıldıklarını bildirdi. Hadis-i şerifte, şehit ruhlarının Cennete girdikleri haber veriliyor. Âlimlerden birkaçı, bu nimetlerin, yalnız şehitler için olduğunu, sıddıkların böyle olmadıklarını söylüyorlar ise de, Ehl-i sünnet âlimlerinin çoğu, diri … Devamını oku

Sıkıntılardan dolayı ölmeyi istemek!

Sual: Bir kimsenin yakalandığı hastalıklardan veya içine düştüğü sıkıntılardan, dertlerden kurtulmak için ölmeyi istemesi, dinimizce uygun olur mu? Cevap: Hastalıktan ve dünya sıkıntılarından kurtulmak için ölümü istemek caiz değildir. Dinde sıkıntı ve fitnelerden korkarak, Allahü teâlâdan ölümü istemek sünnettir. Allah yolunda şehit olmayı istemek de böyledir. Mekke-i mükerremede, Medine-i münevverede olduğu zamanda ve evliyayı kiram türbelerinin … Devamını oku

Öleni, borçlardan kurtarmalıdır

Sual: Ölen bir kimsenin, geride bıraktığı borçlar ve kul hakları varsa, öleni bu borçlardan ve bu haklardan kurtarmanın bir yolu, bir usulü var mıdır? Cevap: Bir kimse, ölür ölmez, bunun borçlarını bir an önce ödemelidir. Çünkü borçları ödenmedikçe, ölen kimsenin ruhu, iyiler derecesine kavuşamaz. Ölen erkek ise, zevcesine, hanımına vaktiyle ödemediği mehir parası da, borcudur. … Devamını oku

Hastalık sebeplerinden kaçınmak…

Sual: Hasta olmaya sebep olan şeylerden sakınmak, bunlar için tedbir almak, tevekkül etmemek mi olur? Cevap: Hastalık sebeplerinden kaçınmak, tevekküle mâni değildir. Hazret-i Ömer, Şam’a gidiyordu. Orada taûn yani veba hastalığı olduğu işitildi. Yanında bulunanların bazısı, Şam’a girmeyelim dedi. Bir kısmı da, Allahü teâlânın kaderinden kaçmayalım dedi. Halife de; “Allahü teâlânın kaderinden, yine Onun kaderine … Devamını oku

Çocuğa getirilen yiyecekleri yemek

Çocuğa yiyecek olarak gelen hediyeyi fakir olan anası babası yiyebilir.   Sual: Çocuk için hediye olarak getirilen yiyecekleri, çocuğun ana babası da yiyebilir mi? Cevap: Çocuğa yiyecek olarak gelen hediyeyi, çocuğa zaruri lazım değilse, yalnız fakir olan anası babası yiyebilir. Başka fakirlere yediremezler. Ana baba fakir değil, fakat kendilerinde bulunmayan bir şey ise, yiyebilirler ve kıymetini çocuğa … Devamını oku

Allahü teâlâ intikam alabilir!

Sual: Allahü teala, işlenen günahlar sebebi ile, kullarından intikam alabilir mi ve almış mıdır? Cevap: Tövbe edilmeyen herhangi bir günahtan Allahü teâlâ intikam alabilir. Çünkü Allahü teâlânın gadabı, günahlar içinde saklıdır. Allahü teâlâ pek kuvvetli, herkese galip ve intikam alıcıdır. Yüz bin sene ibadet eden makbul bir kulunu, bir günah için, sonsuz olarak reddedebilir ve … Devamını oku

Zekât, niyet edilmeden verilirse…

Sual: Zengin bir kimse, niyet etmeden, fakirlere para, mal dağıtsa, bu verdiği para ve mallar zekât yerine geçer mi? Cevap: Her ibadete mahsus olan farzların yerine getirilmesi şarttır. Zekâtın da farzı yerine getirilmezse, zekât verilmiş olmaz. Zekâtın farzı birdir, bu da, niyet etmektir. Niyet kalb ile olur. Malın zekâtını ayırırken veya Müslüman fakire verirken; “Allah … Devamını oku

Hiç kimseyi hafife almamalıdır!

Sual: Bir Müslümanın, çocukları, günah işleyenleri, henüz iman etmemiş olanları, hafife alması, onlara tepeden bakması uygun mudur? Cevap: Konu ile alakalı olarak Süleyman bin Cezâ hazretleri Eyyühel Veled kitabında buyuruyor ki: “Küçüklere, fasıklara ve facirlere yani günah işleyenlere karşı da kibirli olmamalıdır. Yalnız, tekebbür sahibine karşı tekebbür etmek lazımdır. Bir çocuk gördüğün zaman, bunun günahı yoktur, … Devamını oku

Herkes, çalışmasının karşılığını alır

Sual: Allahü teâlâ, inansın, inanmasın dünyada çalışan herkese, çalışmasının karşılığını muhakkak verir mi? Cevap: Allahü teâlânın rahmeti, şefkati dünyada müminlere ve kâfirlere, herkese birlikte yetiştiği ve herkesin çalışmasına ve iyiliklerine dünyada karşılığını verdiği hâlde, ahırette kâfirlere merhametin zerresi bile olmayacaktır. Nitekim Hûd suresinin 15. ayetinde meâlen; (Görüşleri kısa, akılları eksik olanlar, ahıreti düşünmeyip her iyiliği, şöhret, … Devamını oku

Dua; lafzi ve fiilî olarak iki türlüdür

Sual: Dua ne demektir ve dua yalnızca dil ile mi yapılır? Cevap: Dua, Allahü teâlâdan bir şey istemek demektir. Dua etmeyen, arzusuna kavuşamaz buyurulmuştur. Dua; Lafzi ve Fiilî olmak üzere iki türlüdür: 1-Lafzi dua; Allahü teâlâdan lafız, söz ile istemektir. Bu duanın kabul olması için şartlar vardır. Bu şartlar, dua edenin Müslüman olması, ihlas sahibi olması, namazlarına … Devamını oku

Yemeğe besmele ile başlamalı

Sual: Yemek yemeye veya su içmeye başlarken besmele okumak, dinimizin emri veya tavsiyesi midir? Cevap: Yemeye ve içmeye başlarken, besmele okumalıdır. Yemek ve içmek sonunda Elhamdülillah demelidir. Bunları söylemek, yemekten önce ve yemekten sonra el yıkamak, sağ el ile yemek, sağ el ile içmek sünnettir. Resûlullah Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) yemekten sonra okuduğu ve okunmasını … Devamını oku

Radyo dinlemek, televizyona bakmak…

Radyo, sinema, televizyon, birer neşir, yayın vasıtasıdır. Kitap, gazete, dergi gibidir, ancak!..   Sual: Radyo dinlemenin, televizyona bakmanın, film izlemenin dinimiz açısından herhangi  bir mahzuru var mıdır? Cevap: Radyo, sinema, televizyon, birer neşir, yayın vasıtasıdır. Kitap, gazete, dergi gibidir. Bunlar, tabanca gibi, birer vasıta, birer alettir. Tabancayı, kabahatsiz, günahsız, zararsız bir kimseye karşı kullanmak günahtır. Harpte, düşmana karşı … Devamını oku