İmanın ve amelin doğru olması için

Peygamber  efendimizin ve Eshâb-ı kirâmın gittiği doğru yol, Ehl-i sünnet âlimlerinin gösterdiği yoldur.        Sual: Bir Müslümanın, doğru iman etmek ve doğru amel, ibadet yapmak için, amelde mezheb diye bilinen dört mezhepten birinde olması şart mıdır?   Cevap: Hulefâ-i râşidîn zamanı, otuz sene idi. Bu otuz sene, Peygamber efendimizin zamanı gibi güzel geçti. Bu dört halifeden … Devamını oku

İnsanlardan istemek zillettir!

Zaruret olmadan, herhangi bir kimseden bir şey istemek, dilenmek haramdır!       Sual: İnsanlardan yiyecek, içecek istemek de, dilenmek gibi zillet mi olur?   Cevap: Tezellül, bayağılık, kendini aşağı tutmak yani zillet demektir. Bir günlük yiyeceği, içeceği olan bir kimsenin, başkalarından yiyecek, içecek, para istemesi, dilenmesi, tezellül olur ve haramdır. Ebû Ali Rodbârî hazretleri;   … Devamını oku

Peygamber hangi mezhebde idi?

Eshab-ı kiram, Resulullah efendimizden işittiklerine uyardı, dört mezhebden birinde olmalarına lüzum yoktu…       Sual: Zamanımızda; “Peygamber, Eshab hangi mezhebde idi, mezhebe gerek yok” diyenler oluyor. Bunların bu sözlerinde doğrulık payı var mıdır?   Cevap: Mezheb imamı demek, Peygamber efendimizin Kur’ân-ı kerimden çıkardığı manaları, bilgileri, Eshab-ı kiramdan işiterek toplayan, kitaba geçiren büyük âlim demektir. Resûlullah efendimizin, Kur’ân-ı … Devamını oku

Eskiyen Mushafı yakmak!..

Eskimiş Mushafları hakaretten kurtarmak için yakmak caiz, hatta lâzım olur.       Sual: Evlerde yıpranmış, sayfaları kopmuş, okunamaz durumda olan Kur’ânlar, Mushaflar yakılabilir mi veya ne yapmalıdır?   Cevap: Konu ile alakalı olarak  Berîkada deniyor ki:   “Tâtârhâniyyede, yırtık, eski olup kullanılamayan Mushaf yakılmaz. Temiz beze sarıp toprağa gömülür. Yahut toz gelmeyen temiz bir yere … Devamını oku

Gayr-i müslimlerin kestiğini yemek

Gayr-i müslimlerin çoğunlukta olduğu yerlerde, varsa Müslüman kasap aramalıdır.       Sual: Bir Müslüman, gayr-i müslimin kestiği hayvanın etini satın alıp yiyebilir mi?   Cevap: Bu konuda  Hindiyyede, Zebâih bahsinde deniyor ki:   “Müslümanın veya Ehl-i kitap olan kâfirin, Allahü teâlânın ismini veya bir sıfatını, herhangi bir lisan ile söyleyerek, kestiği yenilir. Müşrikin ve mürtedin kesdiği yenilmez. … Devamını oku

İnsanlığın ikinci atası

Nuh aleyhisselama ‘İkinci Âdem’ denildi. Çünkü insanlar, onun üç oğlundan üredi.       Sual: Nuh aleyhisselama insanlığın ikinci atası denmesinin sebebi, hikmeti nedir?   Cevap: Bu konu hakkında kitaplarda, özetle şu bilgiler verilmektedir:   “İdris aleyhisselam göğe çıkarıldıktan sonra, insanlar doğru yoldan ayrıldı, putlara, heykellere tapmaya başladılar. Cenab-ı Hak, bunlara Nuh aleyhisselamı gönderdi. Nice yıl, onları dine … Devamını oku

Haramdan kalan miras malı

Gasbedilmiş mal, zulüm ile alınan ve rüşvet, çalgı, kumar paraları helal değildir.       Sual: Bir kimse, haram yollarla mesela çalarak, gasbederek ve benzeri şekilde mal toplasa ve daha sonra vefat etse. Bu kimsenin bıraktığı, haram yoldan gelen malları mirasçıları alabilir mi?   Cevap: Konu ile alakalı olarak İbni Âbidînde buyuruluyor ki:   “Âlimlerin çoğuna … Devamını oku

Sözleşmelerde şahit bulundurmak

Her akitte iki şahit olması müstehabdır. Nikâh yapılırken ise, şarttır, lazımdır.        Sual: Dinî nikâh akitlerinde, borç almakta, birisini vekil yaparken ve benzeri sözleşmelerde, şahit bulunması gerekir mi?   Cevap: Bu konuda İbni Âbidînde, nikâh şahitlerini anlatırken buyuruluyor ki:   “Bütün akitlerde, sözleşmelerde olduğu gibi, nikâh için birini vekil yaparken de, iki şahit bulunması lazım … Devamını oku

İman ve inkâr, insanın tercihine bağlıdır

Allahü teâlâ, insanları mümin, Müslüman yapmaya mecbur değildir.        Sual: İman etmek veya reddetmek, insanın kendi tercihine mi bağlıdır?   Cevap: Allahü teâlâ, insanları mümin, Müslüman yapmaya mecbur değildir. Onun merhameti sonsuz olduğu gibi, azabı da, adaleti de sonsuzdur. Dilediği kuluna sebepsiz olarak ve o istemeden, iman ihsan eder, verir. Akl-ı selimine uyarak, ahlakı ve … Devamını oku

Yiyeceği olmayanın, yiyecek istemesi

Çalışamayan hastanın, bir günlük yiyecek dilenmesi caizdir. Fazlası caiz değildir.       Sual: İnsanlardan yiyecek, içecek gibi şeyleri istemenin dinimiz açısından bir mahzuru var mıdır?   Cevap: Bu konuda Muhammed Ma’sûm Fârûkî hazretlerinin Mektûbât kitabında deniyor ki:   “Bir günlük yiyeceği olmayanın istemesine fetva verilmiştir. Takva ve azimet ise, hiç istememektir. Zaruret hâlinde, istemek mubah … Devamını oku

Abdest alırken okunacak dualar

Abdest dualarını bilmeyen, her uzvu yıkarken Kelime-i şehâdet okumalı, büyük sevaba kavuşmalıdır.       Sual: Abdest alırken okunacak dua var mıdır, varsa nelerdir ve ne zaman okunacaktır?   Cevap: Abdest alırken okunacak dualar, Miftâh-ul-Cennet ilmihâlinde şöyle bildirilmektedir:   “Abdest almaya başlarken; (Bismillâhil-azîm velhamdü lil-lahi alâ dînil-islâmi ve alâ tevfîkıl-îmâni elhamdü lillahillezî ce’alel-mâe tahûren ve ce’alel-islâme nûren) denir. … Devamını oku

Her hastalığın ilacı vardır

İnsan hasta olmamaya dikkat etmelidir. Bunun için de, İslamiyete uygun yaşamak lazımdır.        Sual: İnsanın dünyada yakalandığı, sebebi bilinsin veya bilinmesin her hastalığın tedavisi, ilacı var mıdır?   Cevap: Allahü teâlânın âdeti şöyledir ki; her şeyi sebeple yaratır. Bir şeye kavuşmak için, bu şeyin yaratılmasına sebep olan şeyi yapmak lazımdır. Her şeyin yaratılmasında müşterek, … Devamını oku

Kendi malını ateşte yakmak!

Malı sarf edecek yerleri ve kendi malındaki başkalarının hakkını öğrenmek lazımdır.       Sual: Bir kimse, elindeki kendine ait malını istediği gibi kullanma yetkisine sahip midir, mesela bu malını yakabilir veya denize atabilir mi?   Cevap: Malı kendi bedeni için kullanmadığı zaman, hakkı, yani lüzumu olmayan yere, az da sarf etmek israf olur. Mesela, malı ateşte … Devamını oku