Farzı yapmayanın imanı gider mi?

Farzlara ehemmiyet verip, tembellikle yapmayan kimsenin imanı gitmez.       Sual: Dinimizin emrettiği farzlardan birini tembellikle yapmayan kimsenin imanı gider mi?   Cevap: Farzlara ehemmiyet verip, tembellikle yapmayan kimsenin imanı gitmez. Fakat, bir farzı yapmayan Müslüman, iki büyük günaha girer. Birincisi, o farzın vaktini ibadetsiz geçirmek yani farzı geciktirmek günahıdır. Bunun affolması için tövbe etmek, … Devamını oku

Menfaat için iyilik yapmak!

İbadet yaparak Allahü teâlâdan dünya menfaatlerini istemek, riya olmaz.       Sual: Herhangi bir kimseye, onun kendisini övmesi veya ondan bir şeyler elde etmek niyeti ile iyilik yapmanın dinimiz açısından bir mahzuru var mıdır?   Cevap: Başkalarının sevgisine ve övmelerine kavuşmak için, dünyâ işleri ile, onlara iyilik yapmak, riya olur. İbadet ile olan riya bundan … Devamını oku

Her sanatı ve ticareti yapmak

Başkalarına yardım için her türlü kazanç yolunda çalışarak daha fazla kazanmak mubahtır.        Sual: Bazı kimseler, başkasının işinde çalışmayı zül, utanılacak bir şey olarak görmektedir. Bir kimsenin, çoluk çocuğunun nafakası için herhangi bir işte ücretle çalışması utanılacak bir şey midir?   Cevap: Her sanatı ve ticareti yapmak, maaş, ücret karşılığında mubah olan işleri yapmak, … Devamını oku

Keffaret orucu tutamayacak kimse

Çok yaşlı olup, altmış gün keffaret orucunu tutamayacak olan, altmış fakiri bir gün doyurur.       Sual: Keffaret borcu olup da, çok yaşlı olan veya devamlı hasta olanlar, bu keffaret borçlarını nasıl öderler?   Cevap: Devamlı hasta veya çok yaşlı olup, altmış gün keffaret orucunu tutamayacak olan, altmış fakiri bir gün doyurur. Aç olan altmış fakiri, bir … Devamını oku

Zekâtını veren, kurtulacaktır

“Malı seviyorsan, yerine sarf et de, sana sonsuz arkadaş olsun! Eğer sevmiyorsan, ye de, yok olsun!”       Sual: Zekâtını veren kimse, sahip olduğu malın kendisine vereceği zarardan kurtulur mu?   Cevap: İslamın beş şartından biri, malın zekâtını vermektir. Zekât vermek, elbette lazımdır. Zekâtı seve seve ve İslamiyetin emrettiği kimselere vermelidir. Haşr suresinin 9. âyet-i … Devamını oku

İnsanlardan yiyecek, giyecek istemek

Aç veya hasta olanın, oturacak evi olsa da, yiyecek istemesi caizdir.       Sual: Aç, susuz olan bir kimse, başkalarından yiyecek, içecek ve başka temel ihtiyaçlarını isteyebilir mi?   Cevap: Bir günlük yiyeceği bulunan kimsenin ve hiç yiyeceği yok ise de, sağlam, çalışacak, ticaret edecek hâlde olan kimsenin, yiyecek, içecek veya bunları almak için para istemesi, … Devamını oku

Her davete gidilir mi?

Zalimin, bidat sahibinin ve kötü kimselerin, öğünmek için çok para harcamış olanın davetine gidilmez!       Sual: Davet edilen yere gitmenin lazım olduğu söyleniyor, anlatılıyor ve yazılıyor. Peki her davet olunan yere gidilir mi?   Cevap: Bu konuda İmâm-ı Rabbânî hazretleri Mektûbat kitabında buyuruyor ki:   “Müslümanların haklarını gözetmek lazımdır. Hadis-i şerifte; (Müslümanın Müslüman üzerinde beş hakkı … Devamını oku

Ev ve arabaların zekâtı olur mu?

Sanat sahipleri, sanayiciler, imalatçılar, ham ve işlenmiş, mamul eşyanın zekâtını verirler.       Sual: Birkaç evi olan, dükkânında demirbaş aletleri bulunan bir kimse, bunları zekât hesabına katacak mıdır yani bunların zekâtı verilir mi?   Cevap: Ticaret için yani satılık olmayan evlerin, apartmanların, sanat aletlerinin, motor, tezgâh, kamyon, gemilerin ve ne kadar çok olursa olsun evde kullanılan … Devamını oku

Tilavet secdesini yapmak vaciptir

Namaz kılması farz olanların, secde âyetini işitince, secde yapmaları vacip olur.       Sual: Kur’ân-ı kerimdeki secde âyetleri okunduğu zaman, tilavet secdesini, okuyan mı, dinleyenler mi, kısaca kimler yapmalıdır?   Cevap: Namaz kılması farz olanların, secde âyetini işitince, secde yapmaları vacip olur. Secde âyetini işiten cünübün ve sarhoşun da, abdest aldıkları zaman secde etmeleri lazımdır. … Devamını oku

Çarşıda, işte Allahü teâlâyı zikretmeli

  “Pazarda çok kimse vardır ki, sofiler halkasında oturanlardan daha kıymetlidir.”        Sual: Çarşıda, pazarda veya iş yerinde çalışırken de, salevat, kelime-i tevhid ve benzeri tesbihleri söylemenin mahzuru olur mu?   Cevap: Konu ile alakalı olarak Kimyâ-i se’âdet kitabında deniyor ki:   “Çarşıda, işte Allahü teâlâyı zikir, tesbih etmeli, her an Onu hatırlamalıdır. Dili … Devamını oku

Keffaret orucu bozulursa

Hastalık, yolculuk gibi bir özür ile veya bayram sebebi ile bozulursa yahut ramazan ayına rastlarsa, yeniden altmış gün tutmak gerekir.       Sual: Bir kimse, keffaret orucuna başlasa, altmış günü tamamlamadan hastalansa ve ara verse, bir kadının da muayyen günü başlasa ve ara verse, bunların keffaret orucuna baştan mı başlamaları gerekir?   Cevap: Keffaret orucu, … Devamını oku

Ramazandan sonra iki gün oruç tutmak

Her asırda, her yerde, ramazan ayı, hilali görmekle başlardı. İki gün kaza orucuna lüzum yoktu.       Sual: Ramazanın başlaması ve bayram, hilalin görülmesi ile olmadığı zamanlarda, ramazan ayından sonra, başı ve sonu için iki gün oruç mu tutmak gerekir?   Cevap: Ramazan ayının ve bayramın, gökteki hilali görmekle değil de, takvimlerdeki hesaba göre başlatıldığı yerlerde, … Devamını oku

Şevval ayında oruç tutmak

Oruç tutanlar, birçok Cehennem ehli Müslümana şefaat edebilme imkânına da kavuşacaklardır.       Sual: Ramazan ayının dışında tutulan oruçlara da, oruç tutma sevabı verilmekte midir?   Cevap: İnsanların yaptığı her bir ibadetine karşılık olarak, bire on, bire yediyüz, bire sonsuz ecir, ücret verileceği Kur’ân-ı kerimde bildirilmektedir. Bu sebeple insan, gücü, kuvveti, imkânları yerinde iken, namazlarını … Devamını oku