Âb-ı Hayat – 4021

Mübarek Hocamız buyurdular ki; Tam İlmihal’i okuyan, onu öğrenen âlim olur. Neden? Çünki, âlimlerin sözü. “Benim sözüm değil. Ben bir kelime ilave etmedim kendiliğimden. Bir kelime koymadım. O pırlantaların arasında cam parçasının ne işi var. Hele içindekileri de yaparsa, tatbik ederse, evliya olur”, buyurdular. Enver Abi sabahleyin hastahanede dedi ki; hepimiz okuyoruz elhamdülillah. Ama şöyle, … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4019

Cenab-ı Peygamber “aleyhissalatü vesselam” birşey buyurdu mu, o buyurduğu nesne kıyamete kadar geçerlidir. O buyuruyor ki “aleyhissalatü vesselam”; “Dünyada kim kimi severse âhirette onunla beraber olacaktır.” İnşallah Enver abi sizinle beraber olsun. İnşallah siz de benimle beraber olun, bitsin bu iş. Uzun lafın kısası…Perşembe günleri umumiyetle kabristana gidiyorum. Ziyaretlerimi yapıyorum. Ondan sonra kendi yerime geliyorum. Hani derlermiş … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4018 (Cuma’nız Mübarek Olsun

ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; Mübarek Hocamız buyurdular ki; Eskiden dünyanın sevilecek tarafı vardı, çünki Allah adamları, evliyalar vardı, şimdi onlar olmayınca dünyayı sevmemek daha kolay. Bu büyüklerin bir kişiyi sevmesi demek, Peygamber efendimizin ve Allahü tealanın da sevmesi demekdir. Yönünü dünyaya dönen, insanlarla çarpışır, yönünü âhirete dönen, insanlar, onun gibi olmak için yarışır. … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4016

Dinin aslı iki şeydir. Biri amel, diğeri ihlâs. İlim, bir binanın temeli gibidir. Amel, o binanın duvarlarıdır. İhlâs; evde kimler oturacak, orada ne iş yapılacak? Eğer orada Allahü tealanın ve Peygamberin ‘aleyhissalatü vesselam’ adı anılmayacaksa, Onun emir ve yasaklarına hiç uyulmayacaksa, o yer Cehennemliktir. Öyle bir mekan ki, orada cenab-ı Hakkın emir ve yasaklarına uyulacak. … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4014

Çok şanslıyız, çok bahtiyar insanlarız. Büyüklerimiz, Allahü teala onlardan razı olsun, bizi öyle bir yola yerleştirdiler ki, bu yolun sonu Cennettir. İnşallah bu yoldan kaymazsak, yan yollara sapmazsak, nefsimize uymazsak, şeytana tâbi olmazsak, yolda kusur yok. Yol tamam. Çünki bu yoldan binlerce, yüzbinlerce insan, maksadına ulaşmıştır. Kendileri ulaştıkları gibi de, dönüp Allahü tealanın kullarına bu … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4013

Veysel Karani hazretlerinin buyurduğu gibi, bizi ıslah edecek bir tek şey var. Ona, nasıl yaşıyorsun, demişler; akşam yattım mı, Azrail’i ‘aleyhisselam’ karşımda görüyorum. Sabahleyin kalkınca, yanımda görüyorum, demiş. Böyle düşünen bir insan ne yapar? Melek olur. Kim azar kudurur? Ölümü unutan. Ölüm hiç gelmeyecekmiş gibi, bu hesap kitapların hiçbirisi sorulmayacakmış gibi düşünenler, elbette ki o … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4011 (Cuma’nız Mübarek Olsun)

ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; Kazakistan’da Ahmet Bedevi hazretleri var “rahmetullahi aleyh”. Onun halifesi, Zengi Ata hazretleri. Zengi Ata hazretleri bazen sohbet etmeye, görüşmeye, Ali Ramiteni hazretlerine gidermiş. Birgün gene gittiğinde, Ali Ramiteni hazretleri için uygun olmayan bir şey söylemiş. Eve gelmiş, hanımı feryat halinde. Ne oldu, demiş. Çocuğu eşkıyalar kaçırdı, demiş. Hemen, acaba … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4009

İmam-ı Rabbani hazretleri 400 sene evvel buyuruyorlar ki, âhır zamanda yaşıyoruz. Mübarekler buyurdular ki, “kuddise sirruh”, efendim, İmam-ı Rabbani hazretlerinin zamanında bid’atler yayılmıştı, yani ortalık zifiri karanlıktı, diyor. Ve sünnetleri de uçuşan ateş böcekleri gibi görüyorum, buyuruyor. Efendim, ya şimdi gelse, bid’at ne? Küfür efendim, buyurdular. Onun için dünya her yerde gittikçe mamur oluyor. Binalar, … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4008

Mevlana Hâlid-i Bağdâdi hazretleri “kuddise sirruh” buyuruyorlar ki, eğer aranızda, Allahü tealanın sevdiği bir kul varsa, onun hatrına diğerlerinin hepsi afva uğrar. O bakımdan herkes kendi imamı ile haşr olacaktır. İnşaallah hepimiz, Mübareklerin etrafında buluşuruz. La ilahe illallah Muhammedün Resûlullah. Ve Enver abi gene size orada diyecek ki, demedim mi? Evet efendim, dediniz. Allahü ekber, … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4006

Bugün Ferit abi geldi yukarıya, eski günleri tazeletti bana. Sapanca günlerini hatırlattı bana. Ferit abinin Sapanca’daki evinde hep beraber oturuyoruz. Mübarek Hocamız anlatıyorlar, derken Ferit abi bir ara ayrıldı, sonra tekrar geldi. Mübareklere dedi ki, efendim, Osman (Ağaoğlu) abiyi telefondan istiyorlar. Mehmet Doğar abi telefon ediyor, Osman abi ile görüşecekmiş. Buyrun gidin efendim, buyurdular. Arkasından … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4004 (Cuma’nız Mübarek Olsun)

ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; Birgün Sarıyer’deydik. Arkadaşlar arasında birşeyler olmuş, Mübarek Hocamız da duymuş. Beni çağırdılar, buyurdular ki; efendim, tamam biz burada haklıyı ve haksızı ayırmıyoruz. Ama benim hatrım yok mu efendim buyurdular. Madem bu arkadaşın kalbinde bana karşı sevgisi var, ben biliyorum buyurdular, insan onu göz önüne alır, gider sarmaşır, öper, vazgeçtim … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4003

La ilahe illallah Muhammedün Resûlullah. Bunu 1400 seneden beri âlimlerimiz buyuruyorlar, evliyalar anlatıyorlar, kitaplar yazıyorlar. Buna rağmen tatbik edilmediği için sıkıntı çekiliyor. Dinlemek hoş, güzel. Mübarekler buyuruyorlar ki, dinimizin aslı icraattır. İnsan biri hakkında, çok seviyorum, sana âşığım, senin için ölüyorum diyebilir. Ama bunun bir isbatı lazım efendim, buyurdular. Bunun isbatı da üç şey efendim … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4001

Her günah affolur, her günahın cezası âhirete kalabilir; ama zâlim, dünyada cezasını görmedikçe ölmez. Zâlim, kendini güçlü, kuvvetli, yetkili bildiği zaman, zayıf insanları üzendir, onlara işkence eden, onlara çeşitli şekilde sıkıntı verendir. Herkes Allahü teâlânın kuludur. Müslüman olsun, kâfir olsun, kim olursa olsun, o bir kuldur, onu üzmeye, onun canını yakmaya kimsenin hakkı yoktur. Suçu … Devamını oku