Âb-ı Hayat – 4187

Dünyanın en bahtiyar insanlarıyız. Sahibsiz değiliz. Hocamıza birisi sordu; hocanızdan ne öğrendiniz? Buyurdular ki; “Hocamdan bir tek şey öğrendim. Kim sevilir kim sevilmez. Bu doğru bu eğri. Bu bana yetti. Bu hizmetlerin zerresini kendimden bilsem yanarım. Dinimi öğrendiğim zata karşı Saygısızlık, edepsizlik yapmış olurum. “ Kavuştuğumuz nimet çok büyük. İnsan kendini ne kadar severse o kadar sevimsizleşir, kendi nefsini … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4185

Allah diyenin yardımcısı Allah’tır, para diyenin yardımcısı olmaz. Para, mal, ya hayırlı veya hayırsız olur. Bu, parayı kazanmaya ve harcamaya bağlıdır. Paranın gittiği yerden, geldiği yer belli olur. Hayırlı mal, Allah yolunda harcanır. Hayırsız mal, nefsin, şeytanın yolunda, yani Allahü teâlânın rızasının olmadığı yerlerde kullanılır. Bu ise felakettir. Bugün rahmet bulutu üzerimizdedir; ama mutlak bizde … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4184

Müslümanın imanı gitmesin diye uğraşmak, emr-i maruf yapmak, kâfirin îmâna gelmesi için uğraşmaktan dahâ sevâbdır. Emr-i maruf, harp meydanındaki gazâdan kıymetlidir üstündür. Bir kişi daha yanmasın diye uğraşmak, harp meydanında savaşmaktan daha kıymetlidir. Bize aid olan bir şeyi kaybetmemek, bize aid olmayan birşeyi kazanmakdan daha mühimdir. Bu büyüklerin kitâblarını okuyanlar hem din bilgilerini öğrenir, hem de kalbi kitâbı … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4182

Allahü teala insana iki cins göz vermiştir. Biri, hayvanların hepsinde olan cinsten, et parçası göz. O müşterektir. Bir göz daha var. Ona inanç gözü, kalp gözü, sevgi gözü diyorlar. O da insanın kalbindedir. Bu göz, kimisinde yüzde on, kimisinde yüzde onbeş, kimisinde yüzde kırk, kimisinde yüzde ellidir. Hele hele yüzde yüz oldu mu; o, büyüklere … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4181

Dünyada en zor iş, insanları aynı hedefe yöneltebilmektir. İnsan karakter itibariyle, yapı itibariyle, evvela kendisine tâbidir. Ne demek o? Aklını beğenir, mesleğini beğenir. Siz bütün bu beğendiklerini bir tarafa, çöpe atacaksınız, sen şimdi Allahın beğendiği yere dön bakalım, diyeceksiniz. En zor iş budur. Bir ordunun başarısı, bir şirketin başarısı, evin içinde bir ailenin başarısı, hep … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4179 (Cuma’nız Mübarek Olsun)

ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; Nefsi köreltmek sûretiyle, inziva sûretiyle, insanlarda fevkalade haller olur. Eğer Allahın kullarına üstünlük taslamak, gayb olan şeylerini bulmak vs ise, buna kerâmet denir. Müslüman değilse, istidrac denir. Fakat İkisinde de kibir vardır. Kerâmet gösterdiği halde kibir var, çünki yüzü insanlara dönüktür. Eğer kalbinde mahlûkat yoksa, Allah varsa, ona ârif … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4178

Mübarek Hocamız kaç kere buyurdular; Aşk olmasa, sevgi olmasa, bu kitaplar yazılmaz efendim. Onun için, sevgisi, aşkı olan, o zevkle kitapları okur. Sevgisi, aşkı olmayan, anlamaz ki efendim, buyurdular. Yanlış bir ilaç, adamı canından eder. Ama yanlış bir inanç, insanı dininden eder. Ne olursa olsun, ne yaparsanız yapın, evvela ben bunu bilmiyorum, en iyisini bilmek … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4176

İmam-ı Rabbani hazretleri “kuddise sirruh” buyuruyorlar ki; Allah sevgisi, din kardeşi sevgisi, Peygamber sevgisi, dışı acıdır ama içi çok tatlıdır. Öyle bir tat ki, Cennet tadıdır. Dünya sevgisi, şöhret, servet, aklına ne gelirse, dışı şekerle kaplanmış, içi zehirdir. Biri böyle, biri böyle. Tabii insanlar bunu tercih etmiyorlar. Nefs hep bunu istiyor. Neden? Burada ne istersen … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4174

Bir mübarek zât sohbet ediyormuş. Yakın talebelerinden birisi içeri girince, felaket canı sıkılmış. Çağırmış, oğlum ne var sende? Etrafından leş gibi koku geliyor, demiş. Vallahi hocam sabah gusül abdesti aldım, çamaşırlarımı değiştirdim, buraya abdestli geldim, demiş. Yok, bu koku başka bir koku. Ceplerini boşalt, ne varsa şuraya koy, demiş. Bir tane kitap çıkartmış. Bakmış, işte … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4172 (Cuma’nız Mübarek Olsun)

ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; Hadis-i şerif var. Namaz kıldığı odada şu kadar iplik haramdan olsa, o odada kılınan namaz kabul olmuyor. Neden? O haram, idrar gibi zemzemi berbat eder. Zemzem de olsa, o zemzemi içemezsin. Dolayısıyla, dinimizin aslı, teberrîdir. Neden? Haramlardan teberrî (uzaklaşmak). Çünki o uzaklaşmak oldukça, yakınlaşma kendiliğinden olur. Yani senin artık … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4171

Dünyada ibadetten maksat, kalbi temizlemektir, beyni doldurmak değil. Beyin et parçasıdır. Nasılsa unutur. Ancak kalpteki unutulmaz. Çünki Allahü teala kalbi ve beyni farklı yaratmıştır. Yani ikisi birbirine bağlı değildir. Kalbi ve aklı farklı yaratmıştır. Onun için, akıl durur; ama kalp devam eder. Bunun kaynağı muhabbettir, sevgidir, hatırlamaktır. Onun beyin ile ne alakası var? Onun için, ibadet, … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4165 (Cuma’nız Mübarek Olsun)

ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; İnsanın yaradılış gayesi üç beş günlük dünya olamaz. İnsanlar, Rabbini tanımak, ibadet için yaratıldı. İnsan demek muhtaç demektir. Allahü tealanın yarattığı her şeye biraz daha gönlünü bağladıkça, Allahü tealanın rızasından biraz daha uzaklaşır. Dolayısıyla, Allahü tealanın rızası, insanların muhtaç olduğu şeyleri bırakmasına bağlıdır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki; Bu … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4158 (Cuma’nız Mübarek Olsun)

ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimize, bugünün en hayırlısı kimdir denildiğinde; “Dünyada Allah’a itaat eden ve ömrünü o yönde bitirendir” buyurdu. Eğer bir şey mutlaka olacaksa siz onu olmuş bilin. Âhırete giden herkes bir pişmanlık duyacaktır. Dünya için kanaat olur, âhıret için kanaat olmaz. Dünya için tevekkül olur, âhıret için tevekkül … Devamını oku