Âb-ı Hayat – 4144 (Cuma’nız Mübarek Olsun)

ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; Ya Rabbi, yediklerimizle, içtiklerimizle, senin dinine hizmet nasip eyle. Buyuruluyor ki; Min gayri havlin minna vel kuvveh. (Yemek duasından) Mübarek Hocamız buyurdular ki; Bu duayı okuyanın tepesinden tırnağına kadar günahları afv olur. Çünki burada bir itiraf var. Bu itirafta diyor ki; Min gayri havlin minna vela kuvveh. Ya Rabbi, şu rızkın … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4137 (Cuma’nız Mübarek Olsun)

ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; Bir gün Mübarek Hocamız buyurdular ki; Kardeşim, ben bu gece bir şey düşündüm. Yattım, kendimi ölmüş düşündüm. Kendi kendime dedim ki, ben öldüm. Ne yapacaklar? Teneşir tahtasına koyacaklar. Uzandım. Ne yapacaklar? Yıkayacaklar. Yıkandım. Kefene saracaklar, kefene sarıldım. Tabuta koyacaklar, cenaze namazımı kılacaklar. Cenaze namazı kılındı. Beni aldılar kabrin içine … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4130 (Cuma’nız Mübarek Olsun)

ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; Sevmenin alameti üçtür. Sevmek lafla olmaz. Dinimiz fiiliyata bakar. Birincisi, onun sevdiklerini sever, sevmediklerini sevmez. Şimdi hem Mübarekleri seviyorum de, hem de Mübarekleri tenkit edenle dost ol! İkincisi, sevdiğinin derdine ortak olur. O sevindikçe sevinir, üzüldükçe üzülür. Üçüncüsü, gıyabında dua eder. O bilsin, bilmesin, önemli değildir. Peygamberimiz ‘sallallahü aleyhi … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4123 (Cuma’nız Mübarek Olsun)

ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; Bir gün Peygamberimiz ‘sallallahü aleyhi ve sellem’ oturuyorlar, yanında sevdikleri var. Bunu bir müslüman rüyasında görüyor. Hazret-i Peygamber ‘aleyhissalatü vesselam’ etrafında onbeş-yirmi kişi sohbet ediyorlar, o da orada dinliyor. Derken ellerinde leğen, ibrikler, melekler geliyor, hepsine döküyorlar, hepsi abdestlerini tazeliyor, sıra buna gelince su dökmüyor, abdest aldırmıyor ve oradan … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4116 (Cuma’nız Mübarek Olsun)

ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; Ben bir şey söyleyeyim, siz de tekrarlayın. Ya Rabbi, vallahi, billahi, tallahi biz çok şanslıyız. Otururken, cenab-ı Peygamberin ‘aleyhissalatü vesselam’ ismine iyice dikkat ettim, aklıma bir şey geldi. Mûsa ‘aleyhisselam’ın zamanında çok fâsık, çok günahkâr bir vatandaş varmış. Tabii ki ölmüş. Ölünce bunun cenaze namazını dahi kılmamışlar, bir çöplüğe … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4102 (Cuma’nız Mübarek Olsun) #3

ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; Abdülhakim-i Arvasi “kuddise sirruh” hazretleri buyurmuşlar ki; “Bir gömleğin düğmesinin bir ipliği haramdan olsa, o gömlek ile kılınan namaz kabul olmaz.” Peygamberimiz “aleyhisselatü vesselam” buyuruyorlar ki; “Evinde, odasında bir iplik kadar haram olsa; o odada kılınan namaz kabul olmaz.” Mü’minlerin Allahü teala’ya vereceği iki türlü hesap var; biri kendisiyle Allahü teala … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4102 (Cuma’nız Mübarek Olsun)

ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; Her şeyin bir sonu vardır. Bir dinsiz doktor, hıristiyan âlemini bozmaya başlamış. Her şeyin bir sonu var diye tutturmuş. Madem her şeyin bir sonu var, hâşâ sümme hâşâ Allahın da bir sonu var diye, her tarafta bunu anlatıyormuş. Oradaki papaz, halifeye mektup yazmış. Burada bir sapık var, dinimizi bozmaya … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4095 (Cuma’nız Mübarek Olsun)

ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; İnsanın, imanını koruması kadar zor bir şey yoktur. İmam-ı Rabbani hazretleri Mektûbât’ta buyuruyorlar ki; Kim imanını korumuş, kim kendisini kurtarmışsa, git onların yanına, ancak bu şekilde kurtulabilirsin. Sevginin mesafesi olmaz. Gök her yerde aynıdır. İbadetin zamanı mekanı fark etmez. Dünyanın her yerinde aynıdır. Allahü teala her yerde hâzırdır, nâzırdır. … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4094

Cenab-ı Hak bir hadîs-i kudsîde cenab-ı Peygambere buyuruyor ki “aleyhissalatü vesselam”; İzâ ra’eyte lî tâliben fe-kün lehü hâdimen. “Ey Habibim, sana kim gelir de bana Allah’ı anlat, bana dinimi anlat; bir şey sorarsa, Fekün lehü hadimen, sen artık her şeyi unut; ona hizmetçi ol.” (Fekün), ol; (lehü), ona…Hademe ol, hizmetçi ol. Onun için, birisi gelip de kim olursa … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4092

Mübarek Hocamız buyurdular ki; Ülfet külfet mukabilidir. Yani takdir, iltifat, sevap, ne kadar zorluk çekilirse, o kadar fazla olur. Onun için, zor demeyin, siz zora talip olun. Mübarekler buyurdular ki; Eğer bir iş hayırlıysa, onun sıkıntısı çok olur. Eğer bir işte, bir hizmette bir sıkıntı yoksa, ondan biraz çekinmelidir. Hayırlı iş neden sıkıntılıdır? Ona nefs … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4090

Allah şefaatlerini nasip etsin, Mübarek Hocamız buyurdular ki; Bir kalpde iman varsa ve ne kadar güçlüyse, onun cihad ruhu o kadar güçlüdür. Bir kalpde iman varsa, onun elini kolunu bağlasan, onu hizmetten alıkoyamazsın. En başta kendi çoluk çocuğunu kurtarmaya çalışır. Ne yapar ne eder, mutlaka Allahü tealanın bir kulu kurtulsun diye uğraşır. Dünyanın her yerinde … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4089

Dünyanın en bahtiyar insanlarıyız. Çok şanslıyız çok. Dünyada bizden şanslı kimse yok. Birisi yanmak üzere olan bir eve girse, o evin içindekiler feryat ediyor halde olsa, o giren kimse, ben sizi bu ateşten kurtarırım, neyinizi verirsiniz dese, onlar her şeyimiz senin olsun, derler. Ayrıca, imdat diye yanmakta olan birisine, hangi millettensin, kimsin diye sorulur mu? … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4087

Allahü teala bir hadîs-i kudsîde buyuruyor ki; Ben tanınmayı sevdim. Onun için hepinizi yarattım. Bu sevmek kelimesi, daha en başta mevcuttu. Allahü teala Peygamberimize ‘aleyhissalatü vesselam’ Habibim demiştir. İnsanların yaratılmasının sebebi, sevgidir. Onun için, sevgisi olmayan insan, yapma çiçeğe benzer; kokusuz, dikenli, cansızdır. Sevgisi olan ise, canlı çiçek gibidir. O çiçek sulama ister, ilgi ister. … Devamını oku