Âb-ı Hayat – 3871(Cuma’nız Mübarek Olsun Efendim)

Allahü tealaya emanet olunuz efendim ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; Âişe validemiz birgün cenab-ı Peygambere “aleyhissalatü vesselam” buyurdu ki; Ya Resûlallah, üzüntümden yemek yiyemiyorum. Geçen gün bir hadis-i şerif anlattın, ben çok korktum, o günden beri iştahım kesildi. Kabir sıkmasından bahsettin. Ya o kabir sıkmasına biz de düşersek halimiz ne olur diye, çok korku … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3869

İmam-ı Rabbani hazretlerinin peş peşe iki tane arslan gibi, delikanlı oğlu vefat etti. Başsağlığı dileyip, üzüntülerini ifade etmişler. O da demiş ki; İnsanız, insan üzülebilir ama, cenab-ı Hakkın gönderdiklerine karşı ne diyebiliriz? Hazret-i Peygamberin ‘aleyhisssalatü vesselam’ Enes bin Malik diye bir hizmetçisi vardı. O zaman çok salgın hastalıklar vardı, bir günde seksenüç evladı öldü. Velhasıl, … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3868

Mevlîd-i şerfte geçiyor, cenab-ı Peygamber ümmeti için yalvarırken, Allahü teala buyuruyor ki; Nedir ki bir avuç toprağa minnet eyledin? Ben ki sana âşıkım. Yani hepsini afv ettim. Hepsini afv eder; yeter ki sen iste! Yeter değinceye kadar iste. Çok şanslıyız. Çünki cenab-ı Hak şefaatçi olarak böyle bir Peygamberi, bir de La ilahe illallah Muhammedün Resûlullah kelime-i tayyibesini … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3866

Sabahleyin kendi kendime onu düşündüm. Geldik, gidiyoruz. Eğer namaz kılmasaydık, o geçen ömrümüzün bu kadar günleri ne yazacaktı? Ne olacaktı? Sabah oturuyorsun, yemek yiyorsun, yatıyorsun, namaz kılıyorsun, yatıyorsun, yemek yiyorsun. Namaz yok mesela, senin hayvandan ne farkın olur? Onun için, namaz var hayat var, namaz yok gık! Peygamberimize ‘aleyhissalatü vesselam’ sordular, ya Resûlallah Allah indinde … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3865

İnsanın hayatı çok kıymetli, fakat öbür tarafta da hesap vermek o kadar zor. Çünkü dünyadaki her işlenenden âhirette sual sorulacak. Sıra bu suale gelince, insanın yağları eriyor. Bizim çok güzel gördüğümüz, beğendiğimiz, çok hoşumuza giden işlerin, hizmetlerin diyelim hatta, Allahü teala tarafından aynen çok beğenildiğini, çok kabul edildiğini nasıl garanti edebiliriz. Burada adaletle yaptığımız işlerin Allah … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3863

Bu yol, çileli bir yoldur. Mübarek Hocamız ‘kuddise sirruh’ buyurdular ki; Hizmette insan ne kadar çok ilerlerse, Allah indinde o kadar makbuldür. Çünki hilkatte çile vardır. Allahü tealanın çileye müptela kıldığı kulları çok şükr etsinler ki, herhalde âhirette keder, çile çektirmemeyi murad eden cenab-ı Hak, bu dünyada sıkıyor, üzüyor. Hamd et! Burada gördüğünüz her şey … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3861

Hocamız “rahmetullahi aleyh” buyurdular ki; Peygamber Efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” bir gün Eshâbıyla birlikte otururlarken “Şimdi içeriye bir Allah düşmanı girecek” buyurdular. Biraz sonra kapı çaldı. Peygamber Efendimiz kendileri kalkarak kapıyı açtılar. Gelen kimse, çok tanınan, hurma bahçeleri olan bir zattı. Peygamber efendimiz bu zatla çok yakından ilgilenerek sohbet ettiler. Daha sonrada kapıya kadar uğurladılar. Hazret-i … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3860

Hocamız “rahmetullahi aleyh” buyurdular ki; Allah yolunda çalışmak herkese nasip olmaz. Herkes Silsile-i Aliyye’yi her gün okumalı. Büyüklerin isminde bereket vardır. Ben ezberledim, her gün okuyorum. Çok kitab okuyorum. Abdülhakîm Efendi hazretleri de çok okurdu. Bana da çok okumamı söylerlerdi. Kendilerini tanıdığımda 18 yaşında bir askerî öğrenciydim. Eyüp camiinde kitap okuyorlardı. Oturacak yer bulamadım. Gittim … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3858

Hocamız “rahmetullahi aleyh” buyurdular ki; vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim okunursa cin tutmasına ve cinlerin gitmesine sebep olacağını İmâm-ı Rabbânî hazretleri Mektûbat’ta yazıyor. Silsile-i aliyye büyükleri okunup, dua edilince o büyüklerin sebebiyle Allahü teâlâ hastalara şifâ vereceğini Abdullah-ı Dehlevi hazretleri haber veriyor. O büyükler bulut gibidir. Yağmur, bulut sebebiyle yağdığı gibi duâ … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3857 (Cuma’nız Mübarek Olsun Efendim)

Allahü tealaya emanet olunuz efendim ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; Efendim, Allahü tealaya ne kadar hamd etsek az ki, Abdülhakîm Efendi hazretleri buyurmuşlar ki “kuddise sirruh”; Allahü teala bir kuluna ki iman verdi, nedir ki ona vermedi. Allahü teala bir kuluna iman vermedi, nedir ki ona verdi. Hiç. İşte bu kadar. Onun için, işte … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3855

Din kardeşlerinizi çoğaltın; hadîs-i şerîf var. Bildiğiniz üzere dînimiz şâhidlik üzerine kurulmuştur. İki şâhid bir müsliman için; biz şâhidiz, bu müsliman Ehl-i sünnet diye şâhidlik yapsalar, ne kadar günahları varsa cenâb-ı Hak hepsini affediyor. O iki şâhidin hâtırına o kulunu affediyor. Bundan daha büyük neşe, zevk, safâ olur mu? Allahü teâlâ bu neşemizi kıyamete kadar … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3854

Bir gün Hızır “aleyhisselam” camiye gitmiş. Cemaatten birinin yanına oturmuş. O da horul horul uyuyor. Uyandırmış. Dayı, yahu kalk abdestin bozulacak, demiş. Sana ne demiş. Allahü Ekber Bismillah. Biraz sonra yine uykuya dalınca, gene dürtmüş. Dayı demiş, kalk abdestin bozulacak. Bir yakalamış elini, şimdi nereye kaçacaksın demiş. Ben şimdi kalkacağım ayağa, diyeceğim ki bu Hızır … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3852

Bugün Mübarek Hocamızın kabrini ziyarete gittim. Yanıma birkaç kişiyi aldım. Faruk abiyi, Cemil abiyi aldım. Çünkü bunlar çok mübarek. Gittik elhamdülillah. Ve şuna inanarak gittik. Çünkü Tam İlmihal’de buyuruluyor ki, mevta geleni tanır, biz onları görmeyiz, onlar bizi görür. Biz selam veririz, onlar selamı alır ve cevap verir, biz duymayız. Ama onlar bizi tanır. Gittik, … Devamını oku