Âb-ı Hayat – 3893

“Men lem yeşkürûn nâse lem yeşkûrillahe”, öyle buyruluyor. Kim sana bir iyilik yaparsa, ona teşekkür etmezsen, Allahü tealaya şükr etmiş olmazsın. Peki, Peygamberimiz ‘aleyhissalatü vesselam’ Cenab-ı Hakka teşekkür olarak ne anlattı? Ona iman etmeyi, yani müslüman olmayı. Allahü teala kendisine iman edenlere, İslamın şartlarını yerine getirenlere, tamam, şimdi bana istediğim şekilde teşekkür edin, buyuruyor. Onların içinden … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3892(Cuma’nız Mübarek Olsun Efendim)

Allahü tealaya emanet olunuz efendim ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; Peygamberimiz ‘aleyhissalatü vesselam’ buyuruyorlar ki; “Men lem yeşkürûn nâse lem yeşkûrillahe” Birisi size bir iyilik yaparsa, siz de ona teşekkür etmezseniz, Allahü tealaya şükr etmiş olamazsınız. Bize çok nimetler verildi, veriliyor. Kime teşekkür edeceğiz? Tabii ki, önce Allahü tealaya. Sen yüz sene evvel yoktun, yüz sene … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3890

Bir gün Hanımanne evde hastalandı. Yüksek ateşte, yatıyor. Bir taraftan Mübarek Hocamız, bir taraftan Enver abi okuyor. Aksilik, tam kapının önüne bir kamyon geldi, herhalde bozulmuş, çok gürültü ve egzoz gazı çıkartıyordu. Tabii Hanımanne rahatsız oldu. Biz ondan fazla rahatsız olduk ama, bize bir şey söyleseler de gidip şoförü ikaz etsek diye Mübareklere bakıyoruz. Mübarekler … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3888

Bir gün mübarek Hocamızla yatsı namazından sonra balkonda oturuyoruz. Çay demlediler, çay içiyoruz. Efendim, gökyüzüne bakın, buyurdular. Peki efendim dedik, baktık. Ne görüyorsunuz, buyurdular. Yıldızları görüyorum, dedim. Buyurdular ki; Efendim, dünya gökyüzü gibi karanlıktır. Fakat güneş doğduğu zaman aydınlanır. Şu anda kalbinde imanı olan bütün mü’minler, gökyüzünde pırıl pırıl parlayan yıldızlar gibi parlıyor, buyurdular. Mesela … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3887

Bir hadis-i şerif var. Peygamberimiz ‘sallallahü aleyhi ve sellem’ buyuruyor ki; Din kardeşlerinizi çoğaltın. Elhamdülillah, yine kavuştuk. Gelemeyebilirdim. Mübarek Hocamız sohbetlerinde hep buyuruyorlardı; Kardeşim, bugünlerin kıymetini bilin, bugün varım, yarın yokum. Abdülhakîm Efendi hazretleri ‘kuddise sirruh’ buyururlardı ki; Bugünlerin kıymetini bilin. Bir gün gelecek, aranızdan ayrılacağım. Bugünleri çok ararsınız, bugünler hatıradır. Mübarekler buyuruyorlardı ki; Çok üzülürdük. Hakikaten … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3885 (Cuma’nız Mübarek Olsun Efendim)

Allahü tealaya emanet olunuz efendim ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; Çok zeki bir adam varmış. Oğluna demiş ki; Bak oğlum, ben ölüyorum. Zaten bir oğlumsun, malım mülküm her şeyim senin. Bir çift çorap çıkarmış, ben bu çorapları giye giye bütün işlerim rast gitti. Bana hep uğur getirdi. Öldüğüm zaman beni yıkayacaklar, bu çorapları bana … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3884

İmam-ı Rabbani hazretleri “kuddise sirruh” buyuruyor ki; Üç şey vardır, insanlar ona müpteladır; ama her üçü de insanların başına beladır. Biri mal, servet. Bugün bütün cinayetler, kan davaları hep mal bölüşmekten, arazi bölüşmekten, yani mal yüzünden çıkıyor. İkincisi, mevkii. Hayatta en arzu edilen doçent olmak, profesör olmak veya bilmem ne olmak. Halbuki ömrünün geçip gittiğinin … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3882

Bir gün mübarek Hocamıza “Allah rahmet eylesin”, Efendim, şu arkadaşımız şöyle böyle, bize de çok hizmet ediyor, kitaplarımızı tercüme ediyor deyince, mübarek Hocamız buyurdular ki; Kim dine hizmet ederse, biz onun ayağına gideriz. Çok namaz kılanın, çok oruç tutanın demediler. Kim Allahü tealanın dinine hizmet ederse, onun bize gelmesini beklemeyiz, biz onun ayağına gideriz. Onun … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3880

İmanın hırsızları çoktur, o hırsızlara karşı çok uyanık ve tedbirli olmak lazımdır. O hırsızların başı var, bir de en başı var, o da insanın kendisidir. İman da kendisinde, hırsız da kendisinde. O da insanın nefsidir, arzuları, hevesleri, zevkleri, istekleridir. Amel; imanı korumak için, imanı muhafaza etmek için, imanla ölmek için birer sebebtir. Yanlış bir ilaç, … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3878(Cuma’nız Mübarek Olsun Efendim)

Allahü tealaya emanet olunuz efendim ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; Hocamız “rahmetullahi aleyh” buyurdular ki; Tam İlmihâl Se’âdet-i Ebediyye kitâbı, genç müslimânların câhil kalmaması, bir yere kapanıp hurâfe kitâbları okumakla, nâfıle ibâdetlerle ömrünü çürütüp, farz olan çalışmakdan kaçanları gaflet uykusundan uyandırmak için yazılmışdır. Bu kitâb yalnız okumak için değil, anlayıp ona göre çalışmak, fen … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3877

İnsanın aklı arttıkça kefene hasreti artar, ahiret derdi artar. Ahirete aklı ermeyenlere akıllı denmez. Size mutlak olan birşey söylüyorum: Sakın ola ki ölümden korkmayın. Ölüm; evin bir odasından diğer odasına geçmek gibidir. Müslümanlar son nefeste Peygamber efendimizi “sallallahü aleyhi ve sellem” görerek ve Cennet hayatını görerek, ölüm acısını hiç duymayacaklardır. Ömrü olana bu hizmetler, bu nimetler … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3875

Mübarek Hocamız buyurdular ki; Abdülhakîm Efendi hazretleri anlatırlardı; fakat arada bir başka şeyler, vak’alar, hikayeler anlatırdı. Bir tane daha anlatsa diye beklerdik. Ama o kaldığı yeri unutmazdı. Peygamberimiz ‘aleyhissalatü vesselam’ bir yere gidiyorlardı. Bir şahıs tarlasında, yolun kenarında çalışıyordu. Hemen Cebrail ‘aleyhisselam’ geldi, ya Resûlallah, sakın buna selam vermeyin, dedi. O ayağa kalktı, hürmet etti, … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3874

Namazın şükrü eda edilemez. Bir de şu var, Allahü tealaya dua edince, O’nun kabul etmesi için mü’minin yirmidört saat devamlı zikr etmesi lazımdır. Eğer Allahü tealayı devamlı anmadıysa, o gün içerisinde O’nu bir an unuttuysa, onun duası kabul olmaz, diyor âlimlerimiz. Biz namazın içinde bile kaç rekat kıldığımızı unutuyoruz. Bir imam camide namaz kıldırmış, sonra … Devamını oku