Âb-ı Hayat – 3978

Mübarek hocamız, Allahü teala şefaatlerini nasib etsin, buyurdular ki, “Kardeşim, bu iman bir cevherdir. Allahü teala bu cevheri çöplüğe koymaz. Bu imana sahip olanlar Allah katında çok kıymetli ve makbûldür. Eğer o imana sahip olanlar makbûl olmasa Allahü teala bu kadar kıymetli bir imanı nasib etmezdi” buyurdular. Bu iman, Cennetin anahtarıdır. Hiçbir ibadet, hiçbir amel … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3977

Bir yaz günü Fatih’teki evde balkonda akşamdan sonra mübarek Hocamızla birlikte oturuyorduk. Bir bak bakalım gökyüzünde neler görüyorsun, buyurdular. Efendim, yıldızları görüyorum dedim. Yıldızlar nasıl görülüyor, buyurdular. Efendim, bazısı beş tane, bazısı daha fazla, grup grup olanlar yıldızlar var, dedim. Ya efendim, işte birbirini sevenlerin kalblerindeki o iman nûru gökteki yıldızlar gibidir. Üçü beşi bir … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3975

Kurtulmanın çaresi, kurtulanlarla beraber olmaktır. “Eğer bir cemaatte, bir toplulukta kırk kişi olursa, içlerinden biri mutlaka evliyadır”. Bunu İmam-ı Şafii “rahmetullahi aleyh” buyuruyor. İmam ne demektir? Üç yüz bin hadîs-i şerîfleri râvileriyle beraber nakledene hâfız denir. Kur’ân-ı kerîmi ezbere bilene kârî denir. Ama şimdi hâfız kalmadığı için Kur’ân-ı kerîmi ezbere bilene hâfız diyorlar. İmam ise … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3973

Allahü teala size hem dünya, hem âhiret selameti versin. Kalbimizi, gönlümüzü neye bağlarsak, âhirette o bağlandığımız yere kavuşacağız. Onun için, gönlümüzde daima Rabbimizin sevgisi, sevdiklerinin sevgisi olsun. Hubb-u fillah, buğd-u fillah, çok mühimdir. İmam-ı Rabbani hazretleri Mektûbât’ta buyuruyorlar ki; Allahü telaya, Onun rızasına kavuşturan, binlerce yol vardır. Bunların içerisinde, Allahü tealanın rızasına, sevgisine kavuşturan en … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3972

Âhırete giden herkes bir pişmanlık duyacaktır. Dünya için kanaat olur, âhıret için kanaat olmaz. Dünya için tevekkül olur, âhıret için tevekkül olmaz. Dünyada pişmanlık nimettir, fakat âhıretde pişmanlık felakettir. Kabrden birisi çıkıp dünyaya gelebilse, herhalde vaktini bir an boş geçiremez, hep âhıreti için çalışır, günah işlemez, kalb kırmaz. Hocamız “rahmetullahi aleyh” buyurdular ki; Bu dünyâ … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3970

Mübarek Hocamız buyurdular ki; Gülistan diye bir kitap var. Orada buyuruyor ki o mübârek zât, Ahmed’e çalışıp, Mehmed’den para bekleme. Kime çalıştıysan, git oradan ücretini iste. Onun için, neyi, niçin yaptığımızı iyi bilelim. Ve âhırete gittiğimiz zaman da, hiçbir şey sürpriz olmayacak, onu iyi bilelim. Kim burada, ne için, neden çalıştıysa, ücretini öbür tarafta o … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3968

Seyyid Emir Gilal hazretleri vefatlarına yakın talebelerine buyurmuş ki; Ben bir odaya çekileceğim, üç gün boyunca sakın kapımı çalmayın. Üç gün sonra mübarek çıkmış, buyurmuş ki; Rabbime üç gün bir duamın kabul olması için devamlı yalvardım. Elhamdülillah, o duamın kabul olduğu bildirildi. Efendim, kabul olan duanız neydi, demişler. Buyurmuş ki; “Ya Rabbi, benim yoluma düşkün … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3967

Hindistan’da binlerce peygamber gelmiştir. İmam-ı Rabbani hazretleri ‘kuddise sirruh’ buyuruyor ki; Her yeri ben gösterebilirim. Çünki kabirlerinde nûr duruyor. Ama ümmetleri yok. Bir veya en fazla iki ümmeti olan peygamber çok azdır, buyuruyor. Çünki dünyada en zor en zor, en zor iş, birine doğruyu söylemektir. Bunlar içinde en çok sevdiği, cenab-ı Peygamberdir ‘aleyhissalatü vesselam’. Şimdi … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3965

Bir arkadaşımızın evine gittik. Bayram ziyareti yaptık. Hoş vakitler geçti. Ama hepsi hayal oldu. Tabii büyüklerin sözleri hayal olmaz ama biz hayal olduktan sonra, inşâallah öldükten sonra bütün bunların hakikat olduğunu hepimiz göreceğiz. Bir gün Mübârek Hocamıza rüyamda dedim ki, efendim, âhırette nasıl vakit geçiriyorsunuz? Allah Allah, nasıl vakit geçireceğiz, sohbet ediyoruz, buyurdular. Mesela Mehmet … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3964

Bir gün Mübârek Hocamız buyurdular ki; Efendim, Allahü teâlâ bu hizmetlerden dolayı bir nimet verirse, mesela inşâallah Cennet nimetini verirse, kapıdan içeriye ayağımı atarım, ama ikinci ayağımı koymam, buyurdular. Mahşere dönerim, derim ki, yâ Rabbi, bu hizmetleri ben tek başıma yapmadım, dünyada arkadaşlarım vardı, kardeşlerim vardı, onların hepsini alırım, buyurdular. Mesela, Enver’i alacağım buyurdular. Allah… … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3962 (Cuma’nız Mübarek Olsun)

ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; Bir gün Gana’dan Ebû Bekir Ali abi geldi. Maşâallah, o tenin altında nûr gibi bir abi, Gana’dan Mübârekleri görmek için gelmiş. Ben de hocamıza arz ettim: Efendim, Gana’dan bir arkadaş gelmiş, sizi görmek istiyor. Nerede kalıyorlar, buyurdular. Efendim, kitabevinin yanından bir yol iniyor aşağıya doğru, bir gariphane vardı orada, … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3960

Gazetede bir ağabeyi hocamızla tanıştırdım. Efendim, çoktan beri bu arkadaşa sizinle görüştürmek için söz veriyordum, bir türlü nasip olmuyordu ama bugün kısmet oldu elhamdülillah, dedim. Ne iş yapıyor buyurdular. İşte gazetemize şu hizmeti yapıyor. Başka buyurdular, şu işi yapıyor. Başka efendim, buyurdular. Efendim, Kur’ân-ı kerîm ve İnciller kısmını İngilizceye tercüme ediyor, dedim. Şimdi oldu, buyurdular. … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3959

Bismillâhirrahmânirrahîm. Bir gün Mübârek Hocamız buyurdular ki: “Bismillâhillezî lâ yedurru ma’asmihî şey’ün fil erdı velâ fissemâi ve hüvessemî’ul alîm.” Bakın efendim buyurdular, burada ne dua var? İster karada, ister havada, nerede olursa olsun, bir mü’min hangi işe başlarsa başlasın, eğer “Bismillâhirrahmânirrahîm” derse, ona hiçbir zarar gelmez. Onun için tayyareye binerken, “Bismillâhirrahmânirrahîm” diyen hiç korkmasın! Arabaya binerken “Bismillâhirrahmânirrahîm” … Devamını oku