MOLLA EFENDİ (Muhammed Emîn İstanbulî)

Osmanlılar zamanında İstanbul’da yetişen kırâat âlimlerinden ve tasavvuf büyüklerinden. İsmi Muhammed Emîn Efendi olup, Reîs-ül-kurrâ ismiyle tanınan Abdullah bin Sâlih el-Eyyûbî el-İstanbûlî’nin oğludur. Tasavvufda Hâlidiyye yoluna mensûb idi. Hanefî mezhebi âlimlerindendir. Kaynak eserlerde doğum târihi ve hâl tercümesi hakkında fazla ma’lûmât bulunamayan Muhammed Emîn Efendi, 1275 (m. 1859) senesinde İstanbul’da Eyyûb Sultan semtinde vefât etti. … Devamını oku

MÎR AHMED MUHTÂR EFENDİ

Son devir Osmanlı âlimlerinden, Yüzonbirinci Osmanlı şeyhülislâmıdır. İsmi Ahmed Muhtâr olup, ulemâdan Mahmûd Bey’in oğludur. “Molla Bey” diye bilinir. 1222 (m. 1807) senesinde İstanbul’da doğdu. 1300 (m. 1882) senesinde İstanbul’da vefât etti. Üsküdar’daki Celveti dergâhında, Seyyid Hâşim Üsküdâri bin Şeyh Yûsuf Nizâmeddîn Celvetî hazretlerinin kabri yanına defnedildi. Küçük yaşından i’tibâren, zamânının âlimlerinden olan Şerhî Hâfız … Devamını oku

MEVLÂNÂ HÂLİD-İ BAĞDÂDÎ

Evliyânın en büyüklerinden. İslâm bilgilerinin mütehassısı, insanlara doğru yolu göstererek, hakîkî saadete kavuşturan ve kendilerine “Silsile-i aliyye” ismi verilen âlimler ve velîler zincirinin yirmidokuzuncusudur. Asrının müceddidi idi. İsmi, Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî Osmânî olup, lakabı Ziyâüddîn’dir. Hazret-i Osman bin Affân soyundandır. Annesinin soyu ise Hazret-i Ali’ye ulaşır. Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî, 1192 (m. 1778) senesinde, Bağdat’ın kuzeyinde … Devamını oku

MEŞREB-ZÂDE MEHMED ÂRİF EFENDİ

Osmanlı âlimlerinden. Yüzaltıncı Osmanlı şeyhülislâmıdır. İsmi Mehmed Ârif olup, Kadıasker Meşreb Ali Efendi’nin torunu, Müderris Şâtır-zâde Emîn Efendi’nin oğludur. Dedesinin ismine izafeten “Meşreb-zâde” diye bilinir. 1206 (m. 1791) senesinde İstanbul’da doğdu. 1270 (m. 1853) senesinde İstanbul’da vefât etti. Edirnekapı dışında Mustafa Paşa Dergâhı bahçesinde defnedildi. Çankırılı Abdullah Efendi ve Büyük Emîn Efendi’den aklî ve naklî … Devamını oku

MEKKÎ-ZÂDE MUSTAFA ÂSIM EFENDİ

Osmanlı âlimlerinden. Yüzüncü Osmanlı şeyhülislâmıdır. İsmi, Mustafa Âsım olup, seksendokuzuncu şeyhülislâm Mekkî Mehmed Efendi’nin oğludur. Mekkî-zâde diye bilinir. 1187 (m. 1773) senesinde İstanbul’da doğdu. 1262 (m. 1846) senesinde İstanbul’da vefât etti. Fâtih’te Bahâî Efendi kabristanında babasının kabri yanına defnedildi. Babasından ve zamanının diğer âlimlerinden ilim tahsil edip, onüç yaşındayken “Hâriç” rütbesiyle müderris oldu. Çeşitli medreselerde … Devamını oku

MEKKÎ MEHMED EFENDİ

Osmanlı âlimlerinden. Seksendokuzuncu Osmanlı şeyhülislâmıdır. İsmi Mehmed’dir. Daha önce Mekke kadılığı yapmış olan Halîl Efendi’nin oğludur. 1126 (m. 1714) senesinde Mekke-i mükerremede doğdu. Bu sebeple “Mekkî” diye meşhûr olmuştur. 1212 (m. 1797) senesinde İstanbul’da vefât etti. Fâtih’de, Bahâî türbesine defnedildi. Küçük yaşından i’tibâren, zamanının âlimlerinden ilim tahsil etti. 1147 (m. 1734) senesinde “Hâriç” rütbesiyle müderris … Devamını oku

MEHMED SA’DEDDÎN EFENDİ

Osmanlı âlimlerinden. Yüzyedinci Osmanlı şeyhülislâmıdır. İsmi Menmed Sa’deddîn olup, müderris Abdülhamîd Efendi’nin oğludur. Peygamber efendimizin ( aleyhisselâm ) temiz soyundan olup, Şeyhülislâm Hoca Sa’deddîn Efendi’nin torunlarındandır. 1213 (m. 1798) senesinde İstanbul’da doğdu. 1283 (m. 1866) senesinde İstanbul’da vefât etti. Fâtih Câmii’nde cenâze namazı kılındıktan sonra, Üsküdar’da Karacaahmed kabristanına defnedildi. Zamanının âlimlerinden aklî ve naklî ilimeri … Devamını oku

MEHMED NÛRİ EFENDİ

İstanbulda yetişen evliyânın büyüklerinden. İsmi, Mehmed Nûri bin Seyyid Hüseyn olup, lakabı Şemseddîn’dir. Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî’nin onbeşinci bâtından torunudur. 1216 (m. 1801) senesinde İstanbul’da doğdu. 1282 (m. 1866) senesi Şevval ayının ondördüncü gecesi İstanbul’da vefât etti. Cenâze namazı, Beşiktaş Sinân Paşa Câmii’nde kalabalık bir cemâat tarafından kılındı. Mevlânâ Yahyâ Efendi’nin türbesine defnedildi. Mehmed Nûri Efendi, … Devamını oku

MANTIKÎ MUSTAFA EFENDİ

Osmanlı âlimlerinden. İsmi Mustafa Efendi olup, bilhassa mantık ilmindeki ihtisasının çokluğu sebebiyle, Mantıkî diye nisbet edilmiş ve Mantikî Mustafa Efendi diye tanınmıştır. Rumeli’de Manastır civarındaki Filorine beldesindendir. Doğum târihi bilinmemektedir. 1244 (m. 1828) senesinde vefât etti. Zamanının usûlüne göre çeşitli âlimlerden ders alarak yetişen Mantıkî Mustafa Efendi, memleketinde ilim neşrederek, kitap yazarak ve talebe okutarak … Devamını oku

KUŞADALI İBRÂHİM HALVETÎ

Osmanlılar zamanında, Anadolu’da yetişen Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerinden ve tasavvuf büyüklerinden. İsmi, İbrâhim bin Mustafa eş-Şa’bânî el-Halvetî olup, Halvetiyye tarikatının Şa’bâniyye kolunun büyüklerindendir. Aydın vilâyetinin Kuşadası kasabasına bağlı Çınar köyündendir. 1188 (m. 1774) senesinde orada doğdu. 1262 (m. 1846) senesi Zilhicce ayında hac dönüşü yolda vefât etti. Vefât senesinin, 1263 (m. 1847) – 1264 (m. … Devamını oku

KAYYÛM-İ CİHÂN MUHAMMED SEYFULLAH

Evliyânın meşhûrlarından. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin torunlarından olup, nesebi şöyledir: Kayyûm-i cihan Muhammed Seyfullah bin Gulâm Muhammed Ma’sûm bin Muhammed İsmâil bin Muhammed Sıbgatullah İbni Urvet-ül-vüskâ Muhammed Ma’sûm bin İmâm-ı Rabbânî. 1156 (m. 1743) senesinde Zilka’de ayının dördünde doğdu. 1212 (m. 1797) senesinde vefât etti. Babası Gulâm Muhammed Ma’sûm-i sânî şöyle anlatmıştır “Muhammed Seyfullah doğmadan birgün … Devamını oku

KÂDI-ZÂDE MEHMED TÂHİR EFENDİ

Osmanlı âlimlerinden. Yüzdördüncü Osmanlı şeyhülislâmıdır. Osmanlı târihinde “Vak’a-i Hayriyye” diye bilinen yeniçeri ocağının kaldırılmasına dâir fetvâyı veren şeyhülislâmdır. İsmi Mehmed Tâhir olup, Tokatlı Kâdı Ömer Efendi’nin oğludur. Bu sebeple “Kâdı-zâde” diye şöhret bulmuştur. 1160 (m. 1747) senesinde Tokat’ta doğdu. 1254 (m. 1838) senesinde İstanbul’da vefât etti. Eyyûb Sultan civarında, Bostan İskelesi yakınına defnedildi. Küçük yaşından … Devamını oku

İZMİRLİ OSMAN NÛRÎ EFENDİ

Tefsîr, hadîs ve fıkıh âlimi, tasavvuf ehli, velî. Onüçüncü asrın başlarında İzmir’de doğdu. Aynı asrın sonlarında İzmir’de vefât etti. Küçük yaşta ilim öğrenmeye başlayan Osman Nûri Efendi, temel din bilgilerinin yanında, Kur’ân-ı kerîmi de baştan sona ezberledi. Sonra İzmir ve Manisa’da, daha sonra İstanbul’da, ilim sahiplerinin derslerine devam etti. Yüksek din ilimlerinde ve onlara yardımcı … Devamını oku