Ana-babaya, evladın yapacağı hizmetler…

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Ana-babası, yanında ihtiyarladığı halde, (rızalarını alamayıp) Cenneti kazanamayanın burnu sürtsün.”   İmam-ı Nesefî hazretleri bildiriyor ki: Ana-babanın evladı üzerinde seksen kadar hakkı vardır. Sağlığında olan kırk haktan onu beden ile onlara yapacağı hizmetlerdir. Başlıcası şunlardır: 1. Hizmet ederek rızalarını almalıdır. Ana-babaya hizmette kusur etmemelidir Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Ana-babası, yanında ihtiyarladığı halde, [rızalarını alamayıp] Cenneti kazanamayanın burnu sürtsün.) [Tirmizi] 2. Ana-babaya iyilik … Devamını oku

Ana-babaya hizmeti ibadet bilmelidir…

Ana-babaya hizmeti ibadet bilmelidir… Hazret-i Mûsâ aleyhisselâm, Tûr-i sînâda Hak teâlâ hazretleri ile konuşurken, (Yâ Rabbî! Âhirette benim komşum kimdir?) diye sordu. Hak teâlâ buyurdu ki, (Yâ Mûsâ! Senin komşun, falan yerde bulunan falan kasaptır!) Mûsâ aleyhisselâm kasabın yanına giderek beni misâfir eder misin? dedi. Yanında misâfir oldu. Yemek zamanı gelince kasap, bir parça et pişirdi. Duvardaki asılı zembili … Devamını oku

Ana-babanın, evlâdı üzerinde hakları çok büyüktür…

Ana-babanın, evlâdı üzerinde hakları çok büyüktür… Ana-babasını râzı eden kimse için, Cennette iki kapı açılır. Ana-babası, kendinden râzı olmayan kimse için de Cehennemde iki kapı açılır. Bir kimsenin ana-babası zâlim dahî olsalar, onlara karşı gelmek, onlarla sert konuşmak câiz değildir. Hak teâlâ buyurdu ki: (Yâ Mûsâ! Günâhlar içinde bir günâh vardır ki benim indimde çok ağır ve … Devamını oku

Kul haklarından çok sakınmalıdır

Kul haklarından çok sakınmalıdır Duaların ve herhangi bir amelin kabûl olunmasının şartı ve sebebi beş şeydir: İmân, ilim, niyet, ihlâs ve kul hakkı bulunmamaktır… Önce, Ehl-i sünnet itikâdında olmak, sonra yapılacak ibâdetin sıhhatinin şartlarını bilmek lâzımdır. Bir amelin, ibâdetin sahîh olması başkadır, kabul olması başkadır. İbâdetlerin sahîh olmaları için, kendilerine mahsus şartları, farzları vardır. Bunlardan biri noksan … Devamını oku

“İstişâre, pişmanlığa karşı kaledir…”

“İstişâre, pişmanlığa karşı kaledir…” Bir iş yaparken ehline sormaya “meşveret” veya “istişâre” denir. Meşveret, bir işe başlamadan sebebe yapışmaktır. Kur’ân-ı kerîmde meâlen, (Yapacağın işi önce meşveret et!) buyuruluyor. [Al-i İmran-159] İyi kimseler övülürken de (İstişare ederek iş yaparlar) buyuruluyor. [Şûrâ-38]  Sevgili Peygamberimiz de buyurdular ki: (İstihâre eden, mahrum kalmaz, istişâre eden, pişman olmaz, iktisat eden, darlık çekmez.) [Taberani]  Hazret-i Âdem, (İşlerinizi istişare ile yapın. Eğer ben, yasak … Devamını oku