Kavga yapınca kesilen su!..

Balıkesir’in Sındırgı kazâsının, Hisaralan köyünde yatan bir Allah dostu büyük zât var.   İbrâhim Dede   “Rahimehullah”   Şiddetli bir kuraklık olmuştu o köyde!   Bütün köy halkı kırılmaya başlamıştı bu susuzluktan.   İbrâhim Dede;   “Üzülmeyin ben burada su çıkarırım” dedi onlara.   Çok sevinip;   “Sahi mi?” dediler   “Evet, ama bir şartım var.”   … Devamını oku

Bu, bizim sahana benziyor!

Balıkesir’in Sındırgı kazâsının, Hisaralan köyünde yatan “Allah dostu” bir büyük zât var.   İbrâhim Dede…   “Rahimehullah”   Vaktiyle bu zât, hizmetini yapardı zengin bir ağanın.   Ağa, hacca gitti bir sene.   Ve bir gün canı helva istedi.   Onun bu arzusu İbrâhim Dede’ye mâlûm olunca, koştu hemen Ağa’nın hanımına.   Ve ricâ etti ki: … Devamını oku

“Oğul Paşa”nın duası…

Bugün Balıkesir-Bigadiç’e bağlı, İskele kazâsında yatan bir “Allah dostundan” bahsedeceğiz.   Oğul Paşa’dan.   (Rahmetullahi aleyh.)   O devirde bir kadının doğan çocukları yaşamıyordu.   Bebekken ölüyordu.   Kadın da üzülüyordu!   Yine çocuğu olacaktı.   Bir gün kendi kendine;   “Eğer bu doğacak çocuğumuz yaşarsa, onu, büyüdüğünde Oğul Paşa’nın hizmetine vereceğim” diye düşündü…   Yâni … Devamını oku

İmtihana geldi, talebesi oldu!

Fevzi Dede, “rahmtullahi aleyh”, Balıkesir erenlerindendir…   Kalp gözü açık bir velîydi.   O devirde bir kişi vardı ki, bu zâtın büyüklüğüne inanmıyordu.   Kendi kendine;   “Bu zât için evliyâ bir zât diyorlar. Gidip bir bakayım, doğru mu?” diye düşündü.   Aklı sıra imtihan edecekti bu Allah dostunu.   Ama nasıl?   Düşündü taşındı.   … Devamını oku

Çölde yalnız kalan talebe!

Anadolu erenlerinden Yâren Dede’nin talebesinden biri, hacca gitmek için katıldı bir kâfileye.   Ama bir müddet geçti.   Bindiği at hayli yoruldu.   Ve bir yerde çöküp kaldı.   Diğerleri beklemeyip gittiler.   Çölün ortasında kalakaldı yalnız başına!..   Kaldıramadı hayvanını.   Çok sıkıldı, bunaldı…   Çâresiz açtı ellerini.   Ve “Yâ Rabbî! Sevdiğin bir kulunu bana … Devamını oku

Yâren Dede’nin duâsıyla…

Balıkesir’in Sındırgı kazâsı, Pürsünler köyü yanındaki tepenin üstünde bir türbe var. Allah dostlarından Yâren Dede yatıyor burada.   Bir gün, bir kimse, hanımı ve on yaşlarındaki çocuğuyla, geldi bu zâta.   Çocuk çok sevimliydi.   Onu bu zâta gösterip;   “Efendim, bu çocuğumuz âmâdır. Gitmediğimiz tabip kalmadı. Çocuğumuzun göz nûruna kavuşması için bir duâ etseniz” diye yalvardı.   … Devamını oku

Kişi, sevdiğiyle beraberdir

Bahşî Halîfe, Anadolu’da yetişen velîlerdendir.   Amasya’ya bağlı Taşova’nın Uluköy kasabasında doğdu. 1523’te Amasya’da vefât etti…   Bu zât şöyle anlatıyor:   Bir gün Eshâb-ı kirâmdan biri ağlıyordu!   Efendimiz gördüler.   Ve yanına giderek;   “Niçin ağlıyorsun?” diye sordular.   O sahâbî, içini çekerek “Yâ Resûlallah! Sizi çok seviyorum. Bu dünyâda huzûrunuza rahatça geliyor, sohbetinizi … Devamını oku

“Üzülme, Allah, rızka kefîldir”

Bahşî Halîfe, “rahmetullahi aleyh” Anadolu’da yetişen velîlerdendir.   Amasya’ya bağlı Taşova’nın Uluköy kasabasında doğdu.   Amasya’da vefât etti.   Vefat tarihi, 1520’dir.   Bu zâtı çok seven biri vardı o devirde.   Ancak seneler sonra, muhtaç bir hâle düştü!   Çalışacak hâlde değildi.   Zîra bir hayli yaşlı idi.   Kimi kimsesi de yoktu.   … Devamını oku

“Âyet aynı; ama okuyan…”

Partal Hoca, rahmetullahi aleyh, Balıkesir velîlerindendir…   Balıkesir’in Kebsut kazâsındaki bir kabristanda bulunuyor nûrlu kabri.   O devirde “saralı” bir hastayı getirdiler ona.   Bu hastalık, ‘cin’le ilgilidir.   Mübârek zât gelip oturdu hastanın başucuna.   Yûnus sûresinin elli dokuzuncu âyet-i kerîmesini okur okumaz o cin terk etti o kimseyi.   Ve bu zât hayatta olduğu … Devamını oku

Eşkıyanın tövbesi!..

Partal Hoca denmekle meşhur Hacı Mehmet Şevkî Efendi, Balıkesir erenlerindendir.   Balıkesir’in Kebsut kazâsındaki bir kabristanda bulunuyor nûrlu kabri.   ● ● ●   Bu büyük velî hacca gitti bir sene. Yanında bâzı sevdikleri de vardı. Hacdan sonra dönüşe geçtiler. Ancak haydutlar pusu kurmuşlardı o yolda.   Gelen geçen kâfileleri soyarlardı gün boyu.   Lâkin başaramadılar. … Devamını oku

Hidâyete kavuşan Yahûdî!

Ahmed Berkî hazretleri, Afganistan’da yetişen velîlerdendir. Berk kasabasında doğduğu için “Berkî” diye anılıyor.   Gençliğinde arkadaşlarıyla bir yerde otururken yanlarına “âlim” kıyâfetinde bir “ihtiyar” geldi.   Tatlı tatlı konuştu.   Tasavvuftan bahsedip;   “Ey gençler! Şu anda kalbinize gelen düşünceyi lütfen bana söyleyin” dedi.   Herkes bir şeyler söyledi.   Sıra Ahmed Berkî’ye geldi.   Ama o, … Devamını oku

“Seyyide olduğuna delîlin var mı?”

Vaktiyle Belh pâdişahının huzûruna bir hanım gelip, “Ben seyyideyim, biraz yardım isteyecektim” dedi.   Pâdişah sordu:   “Seyyide olduğuna delîlin var mı?”   “Yok efendim.”   “Öyleyse yardım da yok!”   Kadıncağız üzgün olarak ayrıldı.   Zengin bir Mecûsî’ye açtı derdini.   Mecûsî;   “Hayhay, mâdemki, Peygamber evlâdısın, fedâ olsun!” dedi   Bir ev verdi ona.   Bol … Devamını oku

“Bu dinde en zor iş!..”

Bayraktar Dede, Bozüyük toprağını nurlandıran bir “Hak dostudur…”   Bir gün talebeden birini alıp gitti kabristana.   Bir mezarın yanından geçerken durdu birden.   Kederlenmişti!   Talebesi fark etti bunu.   Sordu hemen:   “Hocam, neyiniz var?”   “Burada bir tanıdığım yatıyor.”   “Peki ama, neden hüzünlendiniz birdenbire?”   “Azap içinde zavallı, bizden yardım istiyor. Haydi … Devamını oku