Cüzzamlı hastanın verdiği ders!

Bağdat’ta yaşayan Bişr-i Hafî hazretleri anlatıyor: Bir gece rüyâda Hazret-i Peygamberi (aleyhissalâtü vesselâm) gördüm. Bana sordular ki: “Ey Bişr! Allah sana bu dereceyi niçin verdi, biliyor musun?” Arz ettim ki: “Bilmiyorum yâ Resûlallah!” Cevâbını merak ettim… Bana doğru döndüler. “Şu üç şey için verdi. Birincisi; dînimizin emirlerine tam riâyet ediyorsun. İkincisi; Evliyâ zâtlara hizmet ediyorsun. Üçüncüsü … Devamını oku

Bu zât için evliyâ diyorlar!

Bağdat’ta yaşayan Bişr-i Hafî hazretleri zamânında bir adam, bu zâtın büyüklüğünü bilmiyordu… Bir gün gördü bu velîyi. Hemen takıldı peşine. Kendi kendine “Bu zât için evliyâ diyorlar. Bakayım doğru mu?” diye düşünüyordu. Gördü ki, fırından ekmek aldı. Kebapçıdan da kebap ve helva. Yine kalbinden “Nefsini ne de çok seviyormuş” dedi… Nihâyet bir köye vardılar. Bişr-i Hafî bir … Devamını oku

Allah seni her an görüyor!

Bağdat’ta yaşayan ve kabr-i şerîfi Bağdat’ta olan Bişr-i Hafî hazretleri anlatıyor:   Bağdat’ta bir genci gördüm ki, askerler kırbaçla dövüyorlardı kendisini!   Yanına gittim.   Dikkat ettim.   Yüz kırbaç vurdular da yine hiç sesini çıkarmadı genç adam…   Sonra onu bağladılar.   Ve hapse götürdüler…   ● ● ●   Merak edip yanına gittim.   Ve … Devamını oku

Ben artık buraya dönmem!

Bağdat’ta yaşayan Bişr-i Hafî hazretleri, gençliğinde içki içerdi. Bir gün yine sarhoştu. Sallanarak giderken yerde, çamurlar arasında bir “kâğıt” gördü. Üzerinde “Allah” yazılıydı. İçi sızlayarak eğilip aldı. Çamurunu giderdi. Üzerine “güzel koku” sürdü. Ve evinin duvarına astı. O gece bir kimse rüyâ gördü. Bu, Bişr’in tanıdığı biriydi… Demircilik yapıyordu. Gâipten bu kimseye “Git, Bişr’e haber ver ki, dün yaptığı bir … Devamını oku

Allah seni görüyor evlat!

Bağdat’ta yaşayan Bişr-i Hafî hazretleri zamânında bir kişi, eline bir “bıçak” almış, hiddetle bir zavallıya saplamak istiyordu! Üstelik de çok güçlüydü. Kimse mâni olamıyordu. Öbürüyse can havliyle çırpınıp duruyordu çâresizce! Güçlü olan, bıçağı kaldırdı. Tam adama saplayacaktı. O anda Bişr-i Hafî hazretleri, onu bu vaziyette gördü. Yaklaştı yanına. Ve bir şey söyledi ona. Adam bunu duyunca, indirdi … Devamını oku

“Umreye niçin gidiyorsun?”

Bağdat’ta yaşayan Bişr-i Hafî hazretlerinin huzûruna, bir gün “zengin” bir kimse gelip; “Umreye gidiyorum” diye arz etti. Büyük velî sordu: “Yol harçlığın ne kadar?” “İki bin dirhem efendim.” “Umreye niçin gidiyorsun?” “Allah rızâsı için.” Buyurdu ki: “Umreye gitmeden de Allah’ın rızâsını kazanmak mümkün. Sana, ondan daha çok sevap olan bir iş desem yapar mısın?” “Yaparım efendim.” “Pekâlâ, bugün … Devamını oku

Hikmetinden suâl olunmaz!

Şam’da yaşayan Bilâl bin Sa’d hazretleri, bir gün şunu anlattı: Hak teâlâ, Âdem Aleyhisselâm’ı yaratmak isteyince; “Ey arz! Ben, topraktan insan halk etmeyi diledim” diye fermân eyledi yeryüzüne. Ve buyurdu ki: “İtaat edenlere, mükâfat olarak cenneti veririm. Âsiler cehennemde yanarlar!” Yeryüzü arz etti ki: “Yâ Rabbî! Bu, itâat edenlere büyük ihsândır. Ama isyân edenlerin cehennemde yanmalarına dayanamam!” Hak … Devamını oku

Ölmek ister misin oğlum?

Tâbiîn’den olup Şam’da yaşıyan Bilâl bin Sa’d hazretleri, bir gün sevdiği bir gence sordu: “Sen ölmek ister misin?” “Hayır efendim, henüz değil.” “Neden oğlum?” “Biraz daha yaşayıp iyi ameller yapmak istiyorum hocam.” “Peki, ömrün var mı o kadar?” “Bilmiyorum hocam.” Buyurdu ki: “Evlât! Mâdemki, ne zaman öleceğini bilmiyorsun, o hâlde ne yapacaksan şimdi yapsana. Niçin yarını bekliyorsun?” … Devamını oku

“Bize yağmur gönder yâ Rabbî!”

Şam’da yaşayan Bilâl bin Sa’d hazretleri, Tâbiîn’in âlimlerinden bir Allah dostudur. Duâsı makbûldü. Ânında kabul olurdu. Şöyle ki: Bir ara, Şam’da uzun süre yağmur yağmamıştı. Hattâ insanlar susuzluktan kırılıyordu! Çâresizdiler!.. Topluca bu zâta gelip birlikte “yağmur duâsına” çıktılar. Büyük velî seslendi: “Ey insanlar! Biliniz ki, belâ ve musîbetler, işlenen günahlar sebebiyle gelir. Siz hepiniz günahkâr olduğunuzu îtiraf … Devamını oku

Tövbenin açmadığı kapı yoktur

Silsiye-i aliyye büyüklerinden olan Bâyezid-i Bistâmî hazretlerinden bir gün nasîhat istediler. Onlara cevâben; “Bir günah işlediğinizde acele tövbe edin” buyurdu. ● ● ● Biri sordu ki: “Geçim darlığı için ne tavsiye edersiniz efendim?” Cevap aynıydı: “Tövbe edin!” “Hastalıktan kurtulmak için ne yapalım efendim?” “Tövbe istiğfâr edin.” Bir başkası sordu: “Çocuğumuz olmuyor efendim… Ne tavsiye edersiniz?” “Tövbe istiğfâr edin!” Adam … Devamını oku

“Sen bana dînini öğret!”

İran evliyâlarından ve silsiye-i aliyye büyüklerinden olan Bâyezid-i Bistâmî hazretleri, bir gün çamurlu bir yoldan yürüyordu. Bir ara ayağı kaydı. Tam düşecekti. Bir duvara tutundu. Düşmekten kurtuldu… Duvarın sâhibini bulup; “Kardeşim! Düşmemek için senin duvarına tutundum. Duvardan bir miktar toprak düştü. Hakkını helâl et” buyurdu. ● ● ● Adam Mecûsiydi. Ateşe tapıyordu. Hayretle sordu: “Sizin dîniniz bu kadar hassas … Devamını oku

Işık vermeyen kandil!..

İran’ın Bistam şehrinde doğan ve orada vefât eden Bâyezid-i Bistâmî hazretleri, talebesiyle bir sevdiğinin evine, misâfirliğe gitmişti. Ev sâhibi “kandil” yaktı. Fakat oda aydınlanmadı. Hazret-i Bâyezid sordu: “Kardeşim! Bu kandilde bir acâyiplik var. Yanıyor, ama ışık vermiyor, acabâ sebep nedir?” Ev sâhibi kalktı. Büyük bir edeble; “Efendim, biz bu kandili bir geceliğine komşudan emânet almıştık. Dün gece … Devamını oku

Köpeğe yol veren zat!..

Kabr-i şerîfi İran’ın Bistam şehrinde olan Bâyezid-i Bistâmî hazretleri, talebeleriyle bir yere gidiyordu… Dar bir yola geldiler. Karşıdan da gelen vardı. Bir “köpek” geliyordu… Mübârek zât onu görünce, kendi durup geri çekildi. Yol verdi hayvana. Buna, yanındaki talebeler bir mânâ veremediler?! Kalplerinden; “İnsan, hayvandan şereflidir. Üstelik de hocamız sultân-ül ârifîn’dir. Buna rağmen kendi geri çekilip yol … Devamını oku