Günahla kararan yüz!..

Bağdat evliyâsından olan Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerini sevenlerden bir kimse vardı. Bir gün çarşıya çıktı. Alışveriş yapacaktı. Bir miktar yürüdü. Ve “güzel bir kadın” gördü. Birden vuruldu kadına. Gayriihtiyârî baktı. Ama hemen toparlandı. Alışverişini yaptı. Sonra eve vardı. Ve aynaya baktı. Lâkin “simsiyah” gördü yüzünü. Derhâl anladı sebebini. Harama bakmıştı az önce. Çok üzüldü. “Ne yapsam?” dedi. Derken … Devamını oku

Cüneyd’e sor, cevâbını al!

Sâlihlerden biri, bir gece Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerini gördü rüyâsında. Hem de Resûlullah’ın yanında. O anda bir kişi geldi. Efendimize yaklaşıp; “Yâ Resûlallah! Size bir şey sorabilir miyim?” diye arz etti. Resûl-i ekrem ona döndü. Hazret-i Cüneyd’i gösterip; “Cüneyd’e sor, cevâbını al” buyurdular. ● ● ● Bir gün de “zengin” bir kişi Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerine geldi. Ve arz etti … Devamını oku

Meğer hasta benmişim!

Bağdat evliyâsından olan ve kabr-i şerîfi Bağdat’ta bulunan Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin, gözünde bir rahatsızlık olmuştu… Hristiyan bir tabip geldi. Gözünü muâyene etti. Ve kendisine; “Birkaç gün gözünüze su değdirmeyin” dedi. Hazret-i Cüneyd: “Su değdirmeden nasıl abdest alacağım?” buyurdu. Tabip şaşırdı! Ve tekrar; “Bu gözler size lâzımsa, su değdirmeyin” dedi. O ise aldırmadı. Abdestini aldı. Namaza durdu… Ve seccâdesinin … Devamını oku

“Günahta ısrar çok tehlikeli!”

Bağdat evliyâsından Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri bir gün talebesiyle sohbet ediyordu. Bir ara kapı açıldı. Zengin biri girdi içeri. Bu büyük velîye, bin dirhem “gümüş” hediye etti ve; “İhtiyâcınıza harcarsınız” dedi. Büyük zât sordu ona: “Bundan başka paran var mı senin?” “Evet, var efendim.” “Daha çoğalmasını ister misin?” “İsterim tabii efendim.” O böyle deyince; “Öyleyse verme, sende … Devamını oku

İhlâs sahibi berber…

Bir gün Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerine, bâzı sevdikleri “Efendim, bize ihlâs hakkında bir misâl verir misiniz?” dediler. Şunu anlattı onlara: Mekke’de bulunurken tıraş olmak üzere bir berbere gittim. Ve “Allah için saçımı düzeltir misin” dedim. O ara birini tıraş ediyordu. O da mevkî sâhibi biriymiş. Berber, o kimseye; “Beyefendi! Bir zahmet siz kalkar mısınız!” dedi. O kalkınca beni oturttu yerine. … Devamını oku

“İstişâre etmek, nefsi kırar!”

Bağdat evliyâsından Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri bir gün talebesiyle sohbet ediyordu ki, bir ara içeriye bir “genç” girdi… Ve ön safa oturdu. Ancak bu geleni kimse tanımıyordu talebeden. Bir müddet geçti. O genç ayağa kalktı. “Bir şey sorabilir miyim?” dedi. Hazret-i Cüneyd; “Sor” buyurdu. Genç sordu: “Bir hadîs-i şerîfte meâlen ‘Mü’minin firâsetinden sakınınız! Zîra o, Allah’ın nûruyla bakar’ buyuruluyor. Bunun … Devamını oku

“Ey Cüneyd! İnsanlara nasîhat et!”

Bağdat evliyâsından Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri, Sırrî-yi Sekatî hazretlerinin derslerinde yetişip büyük İslâm âlimi oldu.   Hocası onu çağırdı.   “Ey Cüneyd! İlim meclisi kur da insanlara ilim öğret” buyurdu.   Ancak o, bunu istemiyordu.   Kendini buna lâyık görmüyordu.   “Ben nasıl vaaz ederim?” diyordu.   Bu emri her gün tehir ediyordu.   Nihâyet bir gece, Resûlullah’ı gördü rüyâda. … Devamını oku

İhlâs, samîmiyet demektir

Bağdat evliyâsından olan Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri henüz çocuktu ki, dayısı Sırrî-yi Sekatî hazretleri, onu yanına alıp hacca gitti.   Mescid-i haramda “dört yüz” âlim toplanmış, ‘şükür’ün târifini yapıyorlardı.   Bir kenara oturup dinlediler.   Dört yüz târif yapılmıştı…   Ama tam târifi yapılamamıştı.   Hazret-i Sırrî yeğenine;   “Kalk Cüneyd, bir târif de sen yap!” dedi.   Cüneyd; … Devamını oku

Niçin ağlıyorsun babacığım?

Bağdat evliyâsından Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri, henüz yedi yaşındaydı… Bir gün mektepten geldi. Babasını ağlarken gördü! Ve sordu hemen: “Babacığım, niçin ağlıyorsun?” “Oğlum! Dayın Sırrî’ye biraz zekât yolladım, almamış” dedi. “Buna mı ağlıyorsun?” “Evet yavrum. Bir ömrümü, ‘Allah adamları’nın, hem de ihtiyâcı varken kabul etmediği şu birkaç gümüş için tükettiğime ağlıyorum.” Cüneyd; “Üzülme babacığım, ben bu işi hâllederim” dedi. … Devamını oku

“Sence hangimiz daha üstünüz?”

Bağdat evliyâsından olan Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerine, bir gün bir papaz geldi. Ve kendisine; “Yâ İmâm! İkimiz de din adamıyız. Sence hangimiz daha üstünüz?” diye suâl etti. Büyük velî; “Bir hafta sonra gel, cevâbını vereyim” buyurdu. Papaz; “Peki” dedi. Ve bir hafta sonra geldi. Ancak geldiğinde; “Cüneyd vefât etti” dediler. Çok şaşırdı; “Vefat mı etti?” “Evet.” “İyi ama bana … Devamını oku

İmânla gitmek için…

Bağdat evliyâsından Câfer-i Huldî hazretlerinin kabr-i şerîfi Bağdat’tadır. Sevdiği bir genç vardı. Bir gün bu zâta geldi. Ve sordu ki: “Efendim, dünyâdan îmânla gitmek için ne yapmak lâzımdır?” Büyük zât cevâben; “Bunun için, son nefeste ‘Allah’ demelidir” buyurdu. Genç; “Peki efendim” dedi. Ve ayrıldı huzurdan. Birkaç adım gitmişti ki, seslendi arkasından: “Anladın mı dediğimi?” “Anladım efendim.” “Ne anladın?” “Îmânla … Devamını oku

Sıkıntıyı dert etme evlat!

Câfer-i Huldî hazretleri, Bağdat’ta yetişen velîlerden olup, kabr-i şerîfi de Bağdat’tadır. Talebesinden birini gördü. Ancak neşesizdi. Ona sordu ki: “Hayrola, neyin var?” “Dünyâ sıkıntısı hocam. Genci sevmişti. “Evlâdım! Dert etme onları. Allahü teâlâ bize öyle bir nîmet verdi ki, dünyânın bütün sıkıntıları bize gelse, bu nîmet yanında yine de hiç kalır” buyurdu. Ve ilâve etti: “Hani insanın … Devamını oku

Niçin ince giyindiniz?

Kabr-i şerîfi Bağdat’ta olan Bişr-i Hafî hazretleri, çok soğuk bir günde, üzerine ince bir şey giyip dışarı çıktı.   Soğuktan titriyordu!   Biri onu görünce;   “Efendim, bu soğuk havada neden böyle ince giydiniz?” diye sordu.   Merak etmişti.   Bu büyük zât;   “Fakîrleri hâtırladım. Onların hâlleriyle hâllenmek istedim” buyurdu.   Ve ilâve etti:   “O garipler … Devamını oku