Kişi, sevdiğiyle beraberdir

Bahşî Halîfe, Anadolu’da yetişen velîlerdendir.   Amasya’ya bağlı Taşova’nın Uluköy kasabasında doğdu. 1523’te Amasya’da vefât etti…   Bu zât şöyle anlatıyor:   Bir gün Eshâb-ı kirâmdan biri ağlıyordu!   Efendimiz gördüler.   Ve yanına giderek;   “Niçin ağlıyorsun?” diye sordular.   O sahâbî, içini çekerek “Yâ Resûlallah! Sizi çok seviyorum. Bu dünyâda huzûrunuza rahatça geliyor, sohbetinizi … Devamını oku

“Üzülme, Allah, rızka kefîldir”

Bahşî Halîfe, “rahmetullahi aleyh” Anadolu’da yetişen velîlerdendir.   Amasya’ya bağlı Taşova’nın Uluköy kasabasında doğdu.   Amasya’da vefât etti.   Vefat tarihi, 1520’dir.   Bu zâtı çok seven biri vardı o devirde.   Ancak seneler sonra, muhtaç bir hâle düştü!   Çalışacak hâlde değildi.   Zîra bir hayli yaşlı idi.   Kimi kimsesi de yoktu.   … Devamını oku

“Âyet aynı; ama okuyan…”

Partal Hoca, rahmetullahi aleyh, Balıkesir velîlerindendir…   Balıkesir’in Kebsut kazâsındaki bir kabristanda bulunuyor nûrlu kabri.   O devirde “saralı” bir hastayı getirdiler ona.   Bu hastalık, ‘cin’le ilgilidir.   Mübârek zât gelip oturdu hastanın başucuna.   Yûnus sûresinin elli dokuzuncu âyet-i kerîmesini okur okumaz o cin terk etti o kimseyi.   Ve bu zât hayatta olduğu … Devamını oku

Eşkıyanın tövbesi!..

Partal Hoca denmekle meşhur Hacı Mehmet Şevkî Efendi, Balıkesir erenlerindendir.   Balıkesir’in Kebsut kazâsındaki bir kabristanda bulunuyor nûrlu kabri.   ● ● ●   Bu büyük velî hacca gitti bir sene. Yanında bâzı sevdikleri de vardı. Hacdan sonra dönüşe geçtiler. Ancak haydutlar pusu kurmuşlardı o yolda.   Gelen geçen kâfileleri soyarlardı gün boyu.   Lâkin başaramadılar. … Devamını oku

Hidâyete kavuşan Yahûdî!

Ahmed Berkî hazretleri, Afganistan’da yetişen velîlerdendir. Berk kasabasında doğduğu için “Berkî” diye anılıyor.   Gençliğinde arkadaşlarıyla bir yerde otururken yanlarına “âlim” kıyâfetinde bir “ihtiyar” geldi.   Tatlı tatlı konuştu.   Tasavvuftan bahsedip;   “Ey gençler! Şu anda kalbinize gelen düşünceyi lütfen bana söyleyin” dedi.   Herkes bir şeyler söyledi.   Sıra Ahmed Berkî’ye geldi.   Ama o, … Devamını oku

“Seyyide olduğuna delîlin var mı?”

Vaktiyle Belh pâdişahının huzûruna bir hanım gelip, “Ben seyyideyim, biraz yardım isteyecektim” dedi.   Pâdişah sordu:   “Seyyide olduğuna delîlin var mı?”   “Yok efendim.”   “Öyleyse yardım da yok!”   Kadıncağız üzgün olarak ayrıldı.   Zengin bir Mecûsî’ye açtı derdini.   Mecûsî;   “Hayhay, mâdemki, Peygamber evlâdısın, fedâ olsun!” dedi   Bir ev verdi ona.   Bol … Devamını oku

“Bu dinde en zor iş!..”

Bayraktar Dede, Bozüyük toprağını nurlandıran bir “Hak dostudur…”   Bir gün talebeden birini alıp gitti kabristana.   Bir mezarın yanından geçerken durdu birden.   Kederlenmişti!   Talebesi fark etti bunu.   Sordu hemen:   “Hocam, neyiniz var?”   “Burada bir tanıdığım yatıyor.”   “Peki ama, neden hüzünlendiniz birdenbire?”   “Azap içinde zavallı, bizden yardım istiyor. Haydi … Devamını oku

Kandille kazanılan savaş!..

Kandilli Dede, Bilecik’in Bozüyük ilçesini nurlandıran bir Allah dostudur…   Vaktiyle bir savaş çıkmıştı o yörede.   Bu mübârek, bir sürü geyiğin boynuzlarına “yanan kandiller” astırıp bir gece vakti saldırdı düşmana.   Karanlıkta onları “büyük bir ordu” sanan düşman, telâşlanıp kaçmaya başladı!   Ve savaş kazanıldı.   İşte, “Kandilli Dede” lâkabı buradan geliyor.   ● ● … Devamını oku

Gençlerin ibâdeti çok kıymetlidir?

Allah adamlarından Garip Baba, duâsı makbûl olan zâtlardandır. Yüzyıllar evvel Keşan’da yaşamış.   Bir gün sevdikleri;   “Efendim, ihlâs nedir?” diye sordular bu zâta.   Cevâben;   “İhlâs, her işi Allah için yapmaktır” buyurdu.   Ve ekledi:   “Nice oruç tutanlar vardır ki, bu oruçtan kârları açlık ve susuzluk, nice ibâdet yapanlar da vardır ki, bundan kazançları, … Devamını oku

Âhiret derdi olanın, dünyâ derdi olmaz!

Allah adamlarından Garip Baba, duâsı makbûl olan zâtlardandır.   Yüzyıllar evvel Keşan’da yaşamış.   Bir gün sevdiklerinden bir kimse geldi bu zâta.   Ancak üzüntülüydü.   Mübârek zât bir bakışta anladı iç hâlini ve buyurdu ki:   “Bugün üzgün gibisin.”   “Evet hocam, çok fenâyım.”   “Hayırdır, nedir seni böyle çok üzen?”   “Bu gece babamı … Devamını oku

Derdi olan ona koşardı…

Allah dostlarından Zindan Baba, Lüleburgaz’da yetişen velîlerindendir. 1500’lü yıllarda yaşadı bu topraklarda.   “Allah sevgisiyle” doluydu kalbi.   Derdi olan ona gider, onda bulurdu dermanını.   Bu zât bir gün evinin önünde oturuyordu ki, bir kişi, hanımıyla geldi bu zâtın yanına.   “Selâmün aleyküm baba.”   “Aleyküm selâm evlât.”   Yanlarında on yaşlarında güzel bir çocuk vardı. Onu … Devamını oku

“Yolunu mu şaşırdın evlat?”

Merzifon’da yaşayan Abdurrahîm-i Merzifonî hazretlerinin kabr-i şerîfi de bu yerdedir.   Onun zamânında bir genç, ata binip köyünden çıktı bir kış günü.   Yolda bir tipiye yakalandı.   Bir adım ilerisini göremiyordu.   Çâresizlik içinde kıvranırken bir el tuttu atının dizgininden;   Nûr yüzlü bir zâttı bu.   Ona sevgiyle bakıp;   “Yolunu mu şaşırdın evlat?” dedi.   Genç, “Evet … Devamını oku

Sana yapılan kötülükleri unut!

Limân Baba, Anadolu’daki Hak dostlarından olup, kabr-i şerîfi, Lüleburgaz’dadır.   Bu zât sevdikleriyle bir ağaç altında oturuyordu bir gün.   Onlardan biri;   “Efendim, Evliyâullah, Allah’ın izniyle toprağı ‘altın’ yaparlarmış. Acabâ bugün de öyle velîler var mıdır?” diye sordu   O cevap vermedi…   Yerden bir avuç “toprak” alıp o kişinin avucuna koydu. Toprak “altın” oldu … Devamını oku