Damda deve aranır mı?

Behlül Dânâ hazretleri meczub bir Hak âşığıdır. Bağdat’ta yaşadı, kabr-i şerîfi de Bağdat’tadır. Hârun Reşid zamânında yaşamış olan bir Allah dostudur.   Bir komşusu vardı.   Bu zâtı çok severdi.   İslâma pek uymazdı.   Ama her gece; “Yâ Rabbî! Bana cennetini nasîb eyle” diye duâ eder, öyle yatardı.   Bir gece yine böyle duâ edip uyudu.   Az … Devamını oku

“Seni evlâtlığa kabul ettik”

Seyyid Emîr Külâl hazretlerinin zamânında genç bir âlim; bir yerde sohbet ediyor, cemaat de kendisini dinliyordu.   Bir ara onlara;   “Bu zamanda kerâmet ehli velîler kalmadı. Olsaydı, huzûrunda diz çöküp istifâde ederdik” dedi.   Cemaatte biri vardı.   Müsaade istedi ve;   “Bugün öyle büyük bir velî var ki, onun feyiz ve bereketleri bütün cihânı sarmıştır” dedi. … Devamını oku

Gönüllerin pehlivanı oldu!..

Buhâra’da yetişen evliyânın büyüklerinden Seyyid Emîr Külâl hazretleri, bir gün meydanda güreşiyor, çok insanlar da toplanmış, onu seyrediyordu.   O esnâda büyük velî Muhammed Bâbâ Semmâsî hazretleri geçiyordu oradan.   Yanında talebeler de vardı.   Kalabalığı görünce, durdu.   Seyretti bu “seyyid” genci.   Talebeler şaşırdılar!   Her biri kalplerinden;   “Acabâ ne hikmeti var ki, güreş … Devamını oku

Güreş minderinde bir seyyid!

Buhâra’da yetişen evliyânın en büyüklerinden Seyyid Emîr Külâl hazretleri, gençlik senelerinde güreşirdi.   Güreş minderlerinde geçerdi bâzı vakitleri.   Bir gün yine çıkmıştı er meydanına.   Birisiyle güreşirken, tanıdı onu seyredenlerden biri.   Beğenmedi bu işi.   Kendi kendine;   “Bu seyyid delikanlı güreşle uğraşıyor. Hâlbuki faydalı bir işle uğraşsa daha iyi olurdu” diye geçirdi kalbinden.   Böyle düşünürken … Devamını oku

Seni sevenlere üzüntü yok!..

Buhâra’da yetişen evliyânın en büyüklerinden Seyyid Emîr Külâl hazretleri, bir gün yakınlarıyla sohbet ediyordu.   Bir ara onlara;   “Kardeşlerim! Yaptığınız her işten hesâba çekileceğinizi unutmayın” buyurdu.   Sözüne devamla;   “Konuşurken, gülerken bir şey yer ve içerken ‘bu yaptığım dîne uygun mu?’ diye düşünüp öyle yapın. Yaptığınız o şey eğer günahsa, âhirette cevâbını veremezsiniz” buyurdu.   Ve ekledi: … Devamını oku

“Sana müjdeler olsun!..”

Buhâra’da yetişen Seyyid Emîr Külâl hazretlerinin talebesinden biri, bir gece yattı ama hiç uyuyamadı.   Kendi kendine;   “Hocama gideyim, bana bir emriniz var mı, diye sorayım” şeklinde düşündü.   Fırladı yataktan.   Gece yarısı idi.   Gidip girdi hocasının odasına. Ancak gördüğü manzara karşısında çok şaşırdı!   Şöyle ki:   Kalabalık bir cemaat vardı içeride.   Yüzlerinin nûrundan … Devamını oku

Biz de o zatın talebesiyiz

Buhâra’da yetişen Seyyid Emîr Külâl hazretleri, bir gün talebesiyle sohbet ediyordu ki, bir ara kapı açılıp güzel yüzlü bir “genç” girdi içeri.   Selâm verip oturdu.   Edeple ve diz üzeri.   Emîr Külâl hazretleri, döndü o gelen gence:   “Hoş geldin evlâdım.”   “Hoşbulduk hocam.”   “O iş ikmâl oldu mu?”   “Gece gündüz çalıştık efendim. … Devamını oku

Müminin yüzüne, muhabbetle bakmak…

Buhâra’da yetişen büyük velî Seyyid Emîr Külâl hazretleri, bir gün bâzı talebeleriyle birlikte kabir ziyâretine gidiyordu ki, yolda koca bir aslan çıktı karşılarına.   Talebeler korktular!   Ve kenara çekildiler.   Emîr Külâl hazretleri;   “Korkmayın, o bize bir şey yapmaz” buyurdu.   Sonra yaklaştı ona.   Tuttu yelesini.   Aslan başını yere koydu.   Çıkarmadı sesini.   Hattâ … Devamını oku

Allah’ın rızasına kavuşmak

Buhâra’da yetişen büyük velî Seyyid Emîr Külâl hazretleri, bir gün bâzı talebeleriyle birlikte kabir ziyâretine gidiyordu ki, yolda koca bir aslan çıktı karşılarına.   Talebeler korktular!   Ve kenara çekildiler.   Emîr Külâl hazretleri;   “Korkmayın, o bize bir şey yapmaz” buyurdu.   Sonra yaklaştı ona.   Tuttu yelesini.   Aslan başını yere koydu.   Çıkarmadı sesini.   Hattâ … Devamını oku

“Kötülük çabuk yayılır!”

Buhâra’da yetişen evliyânın en büyüklerinden Seyyid Emîr Külâl hazretleri, bâzı sevdikleriyle bir gün sohbet ediyordu.   Hac mevsimiydi.   Bir ara;   “Şu anda bütün hacıları görüyorum” buyurdu.   Sonra hacılar ne yapıyorsa bir bir anlatmaya başladı.   Ancak biri, inanmadı dediklerine.   “Hiç buradan Kâbe görülür mü?” diyordu içinden…   Emîr Külâl hazretleri, onu yanına çağırdı ve; … Devamını oku

“Bu beldede ne işiniz var?”

Seyyid Emîr Külâl hazretleri, ilim ve mârifette devrinin bir tekiydi.   Sâyesinde çok insan kavuştu hidâyete.   Bir gün Medîne’den bir grup insan geldi o beldeye. Hepsi de ilim ehli kişilerdi.   Maksatları, Emîr Külâl hazretlerini ziyâret etmekti.   Buhâra’ya gelince;   “Suhari beldesine nasıl gideriz?” diye sordular ahâliye.   Zîra bu beldede otururdu büyük velî.   … Devamını oku

Ölüm meleği gelmeden!..

Seyyid Emîr Külâl hazretlerine, bir gün gencin biri;   “Efendim, Azrâil aleyhisselâm geldikten sonra tövbe etsem kabul olur mu?” diye suâl etti bu zâta.   Büyük velî sordu ona:   “Senin mesleğin ne evlâdım?”   “Terzilik efendim.”   “Terzilikte en kolay şey nedir?”   “Kumaşı kesmektir.”   “Kaç senedir kumaş kesiyorsun?”   “Yirmi senedir.”   “Peki, … Devamını oku

“Kim Allah’tan korkarsa…”

Seyyid Emîr Külâl (Gilâl) hazretleri, bir gün birkaç talebesiyle sefere çıkarlar.   Bir “aslan” çıkar önlerine.   Çocuklar korkup; “Eyvâh hocam, şimdi ne yapacağız?” derler.   Büyük velî;   “Korkmayın, o bize zarar yapmaz” buyurur.   Sonra yaklaşır o hayvana.   Yelesini tutup okşar, sever.   Hayvan, hürmet gösterir gibi hareketler yapar ve uzaklaşır.   Hem de … Devamını oku