Yılandan bile kaçmıyordu

Bir gün Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretlerinin ziyaretine, sevdiği bir kimse geldi.   Tam içeri adım atmıştı ki, girmeyip birden geri kaçtı.   Zira odanın ortasında   koca bir “yılan” vardı.   O geri giderken Hazret-i Sehl sordu:   “Niçin girmiyorsun?”   “Yılan!” dedi adamcağız.   “Ben böyle büyük ve korkunç yılan görmedim ömrümde!”   Büyük veli; … Devamını oku

Bu kuş, takva kuşudur

Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, Horasan evliyalarındandır. Kendisi anlatıyor:   Bir gece rüya gördüm.   Bütün insanlar büyük bir meydanda toplanmışlardı.   Onlara sordum ki:   “Niçin toplandınız?”   Cevaben;   “Kıyamet koptu” dediler.   O ara bir “kuş” gördüm.   Uçarak geldi ve mahşer ehlinden bazısını kanatları üzerine alarak cennete götürdü.   Kendi kendime;   “Bu … Devamını oku

Hocasına uymak için!..

Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, Horasan evliyâlarındandır. Bir kimse anlatıyor:   Basra’dayken Sehl-i Tüsterî hazretlerine rastladım bir gün. Baktım, parmağını bir bezle sarmıştı.   Kendisine;   “Geçmiş olsun. Yoksa ağrıyor mu?’ dedim.   “Hayır” buyurdu.   “Niçin sardınız öyleyse?”   Cevap vermedi…   Merak etmiştim.   Sonra oradan ayrılıp Mısır’a gittim. Hazret-i Sehl’in hocası Zünnûn-ı Mısrî hazretlerine … Devamını oku

İlim, kalbe hayat verir…

Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, Horasan evliyâlarından olup, Basra’da vefât etmiştir.   Bir sohbetinde;   “Bir kimsenin kalbinde hakîkî îmân varsa, o kişi Rabbine karşı gelip de günah işleyemez. Çünkü Allah’tan korkar” buyurdu.   Ve ekledi:   “Meselâ ‘kul hakkı’nın önemini bilen ve hep bunu düşünen bir Müslüman, ayağını uzatıp da rahat rahat yatamaz.”   Şöyle devam … Devamını oku

Çocukken görülen bir rüyâ…

Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, Horasan evliyâlarından olup, Basra’da vefât etmiştir.   Üç dört yaşlarında idi ki, bir gece rüyâ gördü.   Şöyle ki; Arş-ı âlâ’da secdeye kapanmış, Rabbine yalvarıyordu.   Rüyâsını dayısına anlattığında, dayısı;   “Bunu hiç kimseye söyleme” diye tembîh etti kendisine.   Evliyâ bir zâttı dayısı.   “Evlâdım! Her gece yatağına yattığında üç defâ ‘Rabbim hep benimledir, beni … Devamını oku

Üstâda saygı…

Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, asrının bir teki olup, üstâdı olan Zünnûn-i Mısrî hazretlerine karşı çok edepliydi.   Şöyle ki;   O hayattayken dînî bir konuda ağzını açmadı. Kendisine suâl sorarlardı.   Fakat o, üstâdına edebinden dolayı cevap vermezdi.   Ama bir gün;   “Kardeşlerim! Dînî bir suâliniz varsa sorun, cevap vereyim” buyurdu yakınlarına.   Onlar şaşırıp; … Devamını oku

Şifa arayan vali…

Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, Horasan evliyâlarından olup, Basra’da vefât etmiştir.   Zamânın vâlisi hasta olmuştu.   Hiçbir doktor çâre bulamamıştı.   En son Sehl-i Tüsterî hazretlerini hâtırladılar.   Ve vâliye;   “O size bir duâ etse şifâya kavuşursunuz” dediler.   Vâli çok sevindi…   Ve onu çağırtıp;   “Bana bir duâ etseniz de şu hastalığımdan … Devamını oku

Vahşî hayvanların bile itâat ettiği zat!

Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, Horasan evliyâlarından olup, Basra’da vefât etmiştir.   Evliyânın büyüklerindendir.   Kendi nefsiyle olan riyâzetleri meşhurdur.   O kadar ibâdet ederdi ki, hayvanlar bile itâat ederlerdi ona.   Yanına “vahşî hayvanlar” gelir, sessiz ve sâkin olarak oturur, hiç zarar vermezlerdi.   Duâsı makbûldü.   Herkes bunu bilirdi.   Ve huzûruna gelip duâ isterlerdi kendisinden.   … Devamını oku

Üzülme, inşallah kızın kurtulacak

Tâbiîn’in büyüklerinden olan Hasan-ı Basrî hazretlerinin huzûruna bir Müslüman gelip;   “Efendim, kızım vefât etti. Duâ edin de onu rüyâda göreyim” diye ricâda bulundu.   Büyük velî;   “Peki” dedi.   Ve duâ etti. Adam gördü kızını rüyâda. Ancak uyandığında başladı ağlamaya! Zîra kızı cehennemde yanıyordu.   Giyinip koştu hemen bu büyük velînin huzûruna.   Selâm verdi.   Ve … Devamını oku

Sırtımdaki kişi, babamdır!

Tâbiîn’inden Hasan-ı Basrî hazretleri, Basra’da yaşadı, kabr-i şerîfi de buradadır.   Bu zât Kâbe-i şerîfi ziyâret ederken birinin, sırtında bir zembille tavaf ettiğini gördü.   Garibine gitti.   Ona yaklaşıp;   “Arkadaş, arkandaki yükü yere bırakıp da öyle tavaf etsen daha iyi olmaz mı?” buyurdu.   O kimse dönüp;   “Bu, yük değil” dedi.   “Ya nedir?”   … Devamını oku

Şeytan da sizden şikâyetçi!

Tâbiîn’in büyüklerinden olan Hasan-ı Basrî hazretlerine, bir gün birkaç talebesi gelip;   “Efendim, şeytan bize, ‘elinize geçen dünyâlıkları sıkı tutun, ileride lâzım olacak’ diyor” dediler.   Şikâyet ettiler.   Hocaları onlara;   “Şeytan da sizden şikâyet ediyor” buyurdu.   Gençler şaşırdılar.   Ve merakla sordular:   “Ne diyor hocam?”   “Şeytan bana, ‘Hak teâlâ, dünyâyı bana verdi, kanaati de onlara verdi. … Devamını oku

“Allah’tan korkan, kimseye zulmetmez!”

Tâbiîn’in büyüklerinden olan Hasan-ı Basrî hazretlerinin yanına bir müslüman geldi bir gün.   Ve bu büyük zâta;   “Efendim, kızımı isteyen çok kimse var, hangisine vereceğimi şaşırıp kaldım” dedi.   Ona cevâben;   “Kızını, Allah’tan korkana ver. Eğer kızını severse, zâten iyi davranır, mutlu olurlar. Sevmezse de üzmez onu. Çünkü Allah’tan korkan, kimseye zulmetmez!” buyurdu.   ● ● ● … Devamını oku

“Bir gün sen de öleceksin!”

Tâbiîn’in büyüklerinden olan Hasan-ı Basrî hazretlerine, halîfe Ömer bin Abdülazîz hazretleri mektup yazdı.   Nasîhat istedi.   O da cevâp yazıp;   “Yâ Ömer! Bir gün sen de öleceksin. Zulme, haksızlığa hiç fırsat verme. Zîra senin asıl vazîfen budur”  buyurdu.   Ve devam edip;   “Kendi evlâdına nasıl davranıyorsan, milletine de öyle davran. Sen, Allah’ın emrine itâat et … Devamını oku