Misâfiri hiç eksik olmazdı…

Evliyânın büyüklerinden Ahmed bin Abdurrahman es-Sekkaf hazretleri, çok cömert olup, misâfiri eksik olmazdı evinde.   Ancak kendisi, hanımıyla birlikte mütevâzı bir hayat yaşıyordu.   Hanımı bir gün hamur yoğururken şeytan “vesvese” verdi kendisine.   Ve işini yarım bırakıp, koştu beyinin yanına.   “Efendi.”   “Buyur hanım.”   “Biliyorsun gelenimiz gidenimiz çok, hattâ beylerin, paşaların hanımları bile geliyor bâzen.” … Devamını oku

Aradığım rehber bu işte!

Ahmed Abdülhak Radulî hazretleri, Radul şehrinde doğdu, bu şehirde vefât etti.   Gençliğinde bir “mürşit” arıyordu.   Bir gece rüyâda “Aradığın rehber, Pani-püt şehrindedir” denildi   Sevinçle uyandı…   Ve o an çıktı yola…   O mürşit, Celâleddîn-i Pâni Pütî hazretleriydi. Talebeyi toplayıp;   “Mükellef bir sofra donatın ki, kıymetli bir misâfirimiz geliyor” buyurdu.   Sofra hazırdı az sonra. … Devamını oku

Bu kanlı elbiseyle nereden gelirsin?

Hindistan evliyâsından Ahmed Abdullah Radulevî hazretleri “rahmetullahi aleyh” Radûl şehrinde doğdu, aynı yerde vefât etti.   Bu zât, bâzen silâhlarını kuşanıp acele evden çıkar, bir müddet sonra dönüp gelirdi üstü başı kan içinde.   Hanımı da bu hâli görür, ses çıkarmazdı önceleri.   Ama bir gün yine silâhlarını kapıp hızla çıktı evden…   Biraz sonra, yine kanlar içinde geldi. … Devamını oku

Günah işlediğinde üzülen mümindir…

Ahmed bin Alevî hazretleri “rahmetullahi aleyh” Yemen’de doğdu. Terîm şehrinde vefât etti. Kabr-i şerîfi, Zenbil kabristanındadır.   Bu zâtın talebesinden biri, bir kıza kaptırdı gönlünü. Ve o günden sonra derse gelmez oldu.   Hocası bir gün ona;   “Sen niçin derslere gelmiyorsun?” diye sordu.   Genç utandı!   Söyleyemedi işin doğrusunu. Ancak O, biliyordu. Şefkatle bir “nazar” … Devamını oku

Fakirlerin sığınağı mübarek zat…

Antalya civârlarında yaşayan velîlerden Ahmed bin Osmân Şernûbî hazretleri, aynı yerde vefât etti.   Cömert bir zâttı.   Maddî sıkıntısı olan, bu zâta gelirdi.   Talebelerinden birinin fakîr bir komşusu vardı.   O adam, bir gün bu talebeye gelip “Evlât! Yüz dirhem borcum var, ödeyemiyorum” dedi.   Talebe sordu:   “Ne yapayım amca?”   “Hocana söyle de, … Devamını oku

Hatalarını anlayıp özür dilediler…

Büyük velîlerden Ebû Alî Sekafî hazretleri, Nişâbur’da doğdu. 939 yılında aynı yerde vefât etti.   Bu zâtın ziyâretine, fıkıh bilgisi olan üç kişi gelmişti bir gün.   Oturup sohbet ettiler.   Sonra yatsı ezânı okundu.   Büyük velî imâm oldu.   Cemaatle kıldılar namazı.   Ancak mübâreğin okuyuşunu beğenmedi bu ‘bilmiş’ kişiler!   Gûya tecvîde uygun bulmadılar kıraatini.   … Devamını oku

Senden altın kokusu geliyor!

Cezâyir’de yetişen velîlerden Ebül Abbâs Müstegânimî hazretleri “rahmetullahi aleyh”, Müsteganim şehrinde yaşadı, burada vefât etti.   O devirde bir genç, ilim öğrenmeyi çok istiyordu.   Yetîmdi de.   Annesi, hırkasına “dört altın” dikip gönderdi ilim tahsîline. Genç, birkaç yer dolaştıktan sonra nihâyet geldi bu zâtın dergâhına.   Ve arz etti:   “Ben talebe olmak istiyorum efendim.”   … Devamını oku

Cehennem varken rahat uyuyanlara şaşıyorum!

Evliyânın büyüklerinden Ebül Abbâs Sebtî hazretleri, Sebt’te doğup Merrâkuş’ta vefât etti. Bu zâtın ziraatla uğraşan bir talebesi vardı. Ancak bir sene “şiddetli bir kuraklık” oldu o havâlide.   Bir damla suya hasret kaldı toprak.   Genç adam bostanının başında kara kara düşünüyordu ki, hocası gelip, sordu:   “Hayrola evlât, bostana su mu vereceksin?”   “Evet hocam, ama su yok.” … Devamını oku

O zât kimdir biliyor musun?

Hakkârî’de yetişen velîlerden Ebül Berekât Hakkârî hazretleri “rahmetullahi aleyh”, aynı yerde vefât etti.   Bu zâtı sevmeyen bir kimse vardı o devirde. Aleyhinde konuşur, dedikodusunu yapardı.   Hiç de utanmazdı.   Bir gün yine böyle konuşuyordu ki, insanlar “Sus!” dediler kendisine.   Adam sinirlendi!   Üstelik dedi ki:   “Niye susacakmışım?”   Dediler ki:   “Bu aleyhinde konuştuğun zât … Devamını oku

Sen beni arıyorsun, ben de seni…

Irak velîlerinden Ebül Hasan Cüsûkî hazretleri zamânında bir genç bir gece bu zâtı gördü rüyâsında. Ancak tanımıyordu kendisini.   O ara, Efendimiz de orayı teşrîf edip;   “Bu zâta tâbi ol!” buyurdular kendisine.   Delikanlı uyandı.   Çok duygulanmıştı rüyâdan!   İyi de, kimdi bu zât?   Nerede yaşardı?   Hiçbir şey bilmiyordu…   Bir sene sonra, bir iş vesîlesiyle bu … Devamını oku

Köyüme gitmek istiyorum!

Terim bölgesinde yetişen velîlerden Ebû Bekr Ayderusî hazretleri, Yemen’de doğdu, Aden’de vefât etti.   Genç bir talebesi, “kötü arkadaşlara” uyup ayrılmak istedi medreseden. Geldi hocasına:   “Bir mâruzatım var hocam.”   “Söyle evlâdım.”   “Ben köye dönmek istiyorum.”   “Niçin evlâdım?”   “Köy işleri hocam. Aileme yardım etmem gerekiyor” dedi.   Ancak hocası biliyordu gencin asıl maksadını.   … Devamını oku

Mal sevgisini kalbe sokma!

Büyük velîlerden Ahmed bin Ebû Bekr Ayderusî hazretleri Yemen’de doğdu. 1516’da Aden’de vefât etti.   Sohbetlerinde;   “Kardeşlerim! Mal sevgisi, Allahü teâlâya olan sevgimizi geçmesin” derdi sık sık.   Bir gün, bir kese dolusu altın getirdiler kendisine.   Hiç elini sürmeden;   “Şuraya koy!” dedi.   Adam gösterilen yere bırakıp gitti.   Ertesi gün bir ihtiyaç sâhibi geldi.   Ve bu … Devamını oku

Yâ Rabbî! Rûhumu secdede al

Bağdat evliyâsının büyüklerinden Ahmed bin Ebül Verd hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” en büyük arzusu, namaz kıldığı esnâda Rabbine kavuşmaktı.   Onun için;   “Yâ Rabbî! Beni, senin râzı olmadığın işleri yapmaktan muhâfaza eyle. Rûhumu secdede iken al” diye duâ ederdi.   Bunu çok isterdi.   ● ● ●   Yine bir gece sabaha kadar Kur’ân-ı kerîm okuyup bu mûtad … Devamını oku