“Bana İslâm’ı anlat!..”

Seyyidet Nefîse hazretlerinin bitişiğinde komşu bir “kadın” vardı.

 

Yahûdî dîninde olup, “kötürüm” bir kızı vardı.

 

Bir gün evden çıkarken;

 

“Kızım sen evde otur, ben biraz sonra gelirim” dedi.

 

Sakat kız annesine;

 

“Anneciğim! Ne olur sen gelinceye kadar ben, komşumuzun evinde bekleyeyim” dedi.

 

Annesi “peki” dedi.

 

Ve izin alıp, sakat kızını Seyyidet Nefîse hazretlerinin evine bıraktı.

 

Sonra çıkıp gitti.

 

Hazret-i Nefîse, abdest alıyor, abdest suyu, o kızın yanından akıyor, kızcağız da bu sulardan avcuna alıp cansız ayaklarının sürüyordu.

 

Hani oyun olsun diye.

 

Sürdükçe canlandı ayakları.

 

Nihâyet kalktı, yürüdü.

 

Ve koşturmaya başladı.

 

O ara, annesinin sesini işitti.

 

Sevinçle koştu annesine.

 

Kadıncağız kızının koştuğunu görünce ne diyeceğini bilemedi

 

Şaşırıp kaldı. Gayriihtiyârî;

 

“Rüyâ mı görüyorum?” dedi.

 

Kızcağız anlattı bu olanları.

 

İşte o zaman anladı hakîkati.

 

Kalbine, “hidâyet nurları” dolmaya başladı.

 

Kendi kendine;

 

“Eğer onun dîni hak olmasaydı abdest suyu böyle şifâ ve devâ olmazdı” dedi.

 

Seyyidet Nefîse’ye koştu.

 

“Bana İslâm’ı anlat” dedi.

 

Şehâdeti getirip Müslüman oldu.

 

Sıra çocuğun babasındaydı.

 

Akşam da o kavuştu hidâyete…

 

 

 

Abdüllatif Uyan’ın önceki yazıları…




Kategori içindeki yazılar: Abdüllatif Uyan