Âb-ı Hayat – 4384

Cenab-ı Peygamber “aleyhissalatü vesselam” birşey buyurdu mu, o buyurduğu nesne kıyamete kadar geçerlidir. O buyuruyor ki “aleyhissalatü vesselam”; “Dünyada kim kimi severse âhirette onunla beraber olacaktır.” İnşallah Enver abi sizinle beraber olsun. İnşallah siz de benimle beraber olun, bitsin bu iş. Uzun lafın kısası…Perşembe günleri umumiyetle kabristana gidiyorum. Ziyaretlerimi yapıyorum. Ondan sonra kendi yerime geliyorum. Hani derlermiş … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4383

Son nefesde beyindekiler silinir, fakat kalbdekiler kalıcıdır. Beyin, bilgi yeridir, kalb ise sevgi yeridir. Son nefesde iman ile ölmek veya imansız ölmek, kalbdeki sevgiye tabidir. Kalbde yüzde ellibir neyin sevgisi önde ise ölüm ânı o yönde olacaktır. Size mutlak olan birşey söylüyorum: âhiret hayatı, dünya hayatından daha rahat, daha huzurlu, daha iyidir. Sakın ola ki … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4381

İnsanlar kendilerinden vazgeçmedikçe, Hakka kavuşamaz. Hakkı bulmanın, Hakka kavuşmanın yolu, kendini tanımaktan geçer. Kendisini tanımayan insan, başkasını hiç tanıyamaz. Kendisini tanıması için de, aynaya bakması lazımdır. Çünki insan kendisini görür ama başkasını göremez. Ayna da, ahlâkı düzgün, dindarlığı tam, Ehl-i sünnet âlimlerinin hayatlarını okumak, onlarla hemhâl olmaktır. Nasihatlerini dinlemekte fayda vardır. Nefsimize ağır da gelse, … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4380

Cenâb-ı Hak bu dünyâda kendi rızası için yapılan her ibâdeti ve ameli kabul eder. İnsanlara gösteriş için, insanlara yaranmak için yapılanları kabul etmez. Bunun için her türlü ibâdetlerimizin, her türlü işlerimizin, her türlü davranışlarımızın hâlis olması lazımdır. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyorlar ki: Âhirette, Allah için yapılan ibâdetler haricindekilerin hepsi icraatın dışında kalacak, hiç biri kabul … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4378

Hocamıza, kâfirlerin başarılı olmasının sebebi sorulduğunda buyuruyorlardı ki; siz başarı diye neyi kastediyorsunuz, rüyadaki başarıdan mı bahsediyorsunuz, hayattaki başarıdan mı bahsediyorsunuz? Rüyadaki başarıdan bahsediyorsanız, ona başarı denmez. Çünkü rüyada insan zengin olur, fakir olur, gökdelen diker, her şeyi yapar. Ama öldüğü zaman, uyanınca, gel buraya hesap ver denilecek, bunları ne için yaptın denilecek… O halde … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4377

İnsanın, hayatında çekeceği en büyük sıkıntı; yanlış sebebe yapışıp yanlış netice almasıdır. Peki, doğru sebebe ve doğru neticeye nasıl kavuşulur? Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye kitabında bunun cevabı (formülü) bildirilmiş. Buyurmuşlar ki: İki formül veriyorum. Kim bu iki formülü uygularsa, yaptığı işi doğru da yapsa yanlış da yapsa neticesi doğru çıkar. Öyle bir formül ki mutlaka doğruya götürüyor. Birincisi; yapacağınız … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4375 (Cuma’nız Mübarek Olsun)

ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; Bütün dünya işleri, aklına ne gelirse, eğer kalpteki niyet, rıza-i ilahi değilse, hepsi dünyadır. Bir niyet, otobanı değiştirir. Öbürüne girersen, istediğin kadar uğraş, diğerinden ayrıldın. Onun için, bir daha kavuşamazsın. Onun için, işin başındayken, yanlış yapmamak, kötü niyetten sakınmak, iyi niyet sahibi olarak helalinden kazanmak, İslamiyete hizmet etmek, insanlara … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4374

Abdülhakîm Efendi hazretleri ‘kuddise sirruh’ buyuruyorlardı ki; Aranızda misafirim, bugünleri çok ararsınız. Mübarek Hocamız da buyuruyorlardı ki; Abdülhakîm Efendi hazretlerinin bu cümlesi, bize çok ağır geliyordu. Sonra Mübarek Hocamız “Allah rahmet eylesin” kendileri için söylemeye başladılar. Efendim, ne kadar çok yaşarsak yaşayalım, birgün bu günleri çok arayacaksınız. Ben de aranızda misafirim, buyuruyorlardı. Şimdi aynı şeyi … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4372

Cenab-ı Hakkın en razı olduğu ibadet, onun kullarına iyilik etmektir. İyiliklerin de en kıymetlisi, islamiyeti öğretmektir. Eğer bu, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak yapılmıyorsa, bunun hesabı âhirette çok zor olur. Tabii ki, habercinin vazifesi haber vermektir, postacının vazifesi mektubu getirmek. Ama muhatab biziz. Üzerindeki zarf değil. Postacının kendisi de değil. Cenab-ı Hak hepimizi bu derin … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4371

Allahü teala hayırlı günler nasib etsin. En çok duamız, Allahü teala dinine hizmet nasib etsin! Âmin. Dinine hizmet etmeyen bir insanın, ne farkı kalır, niye yaşar bu dünyada? Yemek, içmek, uyumak, yatmak, bunu herkes yapıyor. Ama Allahü teala, Kur’ân-ı kerimde buyuruyor ki, “Ben insanları ve cinleri ancak onlar bana ibadet etsinler diye, ben onları ibadet etsinler … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4369

Mehmed Masum hazretlerinin “kuddise sirruh”, Mübarek Hocamızın “Allah rahmet eylesin”, büyüklerin, hepsinin bize emirleri: Münâkaşa haram! Münâkaşa haram! Haklı da olsan haram, haksız da olsan haram. Peki de yahu, ne kaybedersin. Haklısın desen ne kaybedersin? Ama unutma ki, haklı olduğu halde din kardeşinin kalbi kırılmasın diye, münakaşa uzamasın diye, kim sen haklısın derse, cenab-ı Peygamber … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4368 (Cuma’nız Mübarek Olsun)

ali zeki osmanağaoğlu Büyükler buyurdular ki; Şâh-ı Nakşibend hazretleri “kuddise sirruh” birgün oturuyorlar. Bir talebesi geliyor. Talebesine diyor ki, çık git buradan, sana kalbim kırık, diyor. Tövbe, tövbe! Şâh-ı Nakşibend hazretleri bu, şaka değil. Afv edin efendim, özür dilerim! Yok diyor, mümkün değil. Sen filan yerde, bir müslümanla münakaşa ettin, onun kalbini kırdın. Kâbe’yi yıkmaktan … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 4366

Bir araya gelmenin fazileti anlatılacak gibi değildir. Ama unutmayalım ki yol bu yoldur. Yani kalbin ilacı, kalbin şifası, bu sevgi ve muhabbettir. Çünkü her şey zıttı ile tedavi olur. Cem’i zıddeyn muhaldir. Dolayısıyla iki zıt şey bir araya gelemeyeceğine göre, büyüklerin sevgisi Allah sevgisi olduğuna göre, kalbin normal yaşantısı da dünya sevgisi olduğuna göre, bunların … Devamını oku