Âb-ı Hayat – 3959

Bismillâhirrahmânirrahîm. Bir gün Mübârek Hocamız buyurdular ki: “Bismillâhillezî lâ yedurru ma’asmihî şey’ün fil erdı velâ fissemâi ve hüvessemî’ul alîm.” Bakın efendim buyurdular, burada ne dua var? İster karada, ister havada, nerede olursa olsun, bir mü’min hangi işe başlarsa başlasın, eğer “Bismillâhirrahmânirrahîm” derse, ona hiçbir zarar gelmez. Onun için tayyareye binerken, “Bismillâhirrahmânirrahîm” diyen hiç korkmasın! Arabaya binerken “Bismillâhirrahmânirrahîm” … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3957

Cenâb-ı Peygamber “aleyhissalâtü vesselâm” buyuruyor ki: “Üç kişinin Cennete gireceğine ben kefilim. Birincisi, her namazdan sonra 11 İhlâs-ı şerîf okuyan. Hani günde bari bir defa okusa, o da iyi. İkincisi, üzerinde hiç kul hakkı olmayan. Üçüncüsü, katilini affeden. Demiyor ki, şu veya bu sıkıntıyı veren. Katilini affeden diyor. Hazret-i Ali “kerremallahü vecheh” şehid olurken ilk sözü, ben katilimi affettim. … Devamını oku

NİZÂM-ÜL-MÜLK

Hadîs ve fıkıh âlimi, Büyük Selçuklu Devleti sultanlarından Alp Arslan ve oğlu Melikşah’ın veziri, büyük devlet adamı. Künyesi Ebû Ali olup ismi Hasen bin Ali bin İshâk bin Abbâs’dır. 408 (m. 1018) senesinin Zilka’de ayında, Tûs beldesinin bir kasabasında dünyâya geldi. 485 (m. 1092) senesinde Nihâvend’de, Hasen Sabbah’ın fedaisi bir Batınî tarafından şehid edildi. Nizâm-ül-mülk, … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3954

Mübarek Hocamız haftalık okunanları gönderirlerken, dua ederlerken, saydıkları isimler çoğu zaman bir saati bulurdu. Kendilerine bir bardak çay vermiş olan İbrahim efendiyi bile unutmazlardı. O sırada bir arkadaşımız Hocamıza; Efendim, kâffe-i ehli iman ervahı için denilse, bu okunanlar onlara gider mi, diye sormuş. Hocamız buyurmuşlar ki; Gider efendim. Öyle dendiği zaman da hepsine gider. Fakat … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3952

Niye bir şeye kavuşamıyoruz diye düşünenler, İslamiyete ne kadar uyduklarına baksınlar. Allahü tealayı unutarak alınan her nefes, günah yazılır. Hocamız birgün kitapevine teşrif ettiler. Sohbet esnasında; içinizde en günahkâr kim diye sordular. Yaşı en fazla olan, günahı en çok olandır. İçinizde en yaşlı ben olduğum için, günahı en çok olan benim, buyurdular. Öyle insanlar vardır … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3950

Birisinin nefes borusuna bir pirinç tanesi takılmış, çok ızdırap çekiyormuş. Doktorlar çare bulamamışlar, sen bir hocaya git demişler. İstanbul’da mübarek bir zâta gitmiş, o mübarek zât da, Bağdat’ta bir hocam var, senin derdinin çaresi onda. Bağdata git, demiş. Deve üstünde Bağdat’a gitmiş, oradaki mübarek de Serhend’de bir hocam var, sen ona git, tedavin orada, demiş. … Devamını oku

Âb-ı Hayat – 3949

Mûsa “aleyhisselam” zamanında çok zâlim, astığı astık bir vali varmış. Birgün muhtaç birisi valiye gelmiş ve validen yardım etmiş. Vali de vermiş. Bir de çok ibadet eden bir âbid varmış. O da birgün çok sıkıntıya düşmüş ve kendisinden istenilmeyecek fasık, facir birisinden istemiş. Sonra bu ikisinin ölümü aynı anda olmuş. Sonra bu ikisi aynı zamanda … Devamını oku

ZEYNÜDDÎN-İ IRÂKÎ

Hadîs ve fıkıh âlimi. İsmi, Abdürrahîm bin Hüseyn bin Abdurrahmân bin Ebî Bekr bin İbrâhim el-Kürdî’dir. Künyesi Ebü’l-Fadl olup, lakabı Zeynüddîn Irâkî’dir. Irakî ismiyle tanınmıştır. 725 (m. 1325) senesinde doğdu. 806 (m. 1404)’de vefât etti. Zeynüddîn Irâkî, küçük yaşta ilim tahsiline başladı. Hâfızası pek kuvvetli idi. Sekiz yaşında iken Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Bundan sonra “Tenbîh” … Devamını oku

ZEYNÜDDÎN-İ HÂFÎ

Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerinden ve evliyânın büyüklerinden. İsmi, Muhammed bin Muhammed bin Muhammed bin Ali el-Hâfî el-Hirevî’dir. Künyesi Ebû Bekr ve lakabı Zeynüddîn olup, daha çok Zeynüddîn-i Hâfî diye tanınır. Tasavvufda Halvetiyye yolunun kollarından olan Zeyniyye yolunun müessisidir (kurucusudur). 757 (m. 1356) senesi Rebî’ul-evvel ayının onbeşinci günü, Horasan’da bulunan Hâf (veya Havâf) beldesinde doğdu. 838 … Devamını oku

ZEYNEL’ÂBİDÎN KAYSERÂNÎ

Anadolu evliyâsının büyüklerinden. 750 (m. 1349) yılında Medîne-i münevverede Rasas mahallesinde doğdu. Babası Seyyid Ahmed Şemsüddîn Efendi olup, annesi ise, Seyyid İzzeddîn Hasen Rıfâî’nin kızı Sâdiye Hanım’dır. Nesebi, yirmidokuzuncu batında Hazreti Ali’ye ulaşmaktadır. Doğum yerine nisbetle Medenî, yerleştiği Kayseri şehrine nisbetle de Kayserânî denildi. 817 (m. 1414) yılında Kayseri’de vefât etti. Kabri, Burhâneddîn Tirmizî hazretlerinin … Devamını oku

ZERRÛK

Mâlikî mezhebi fıkıh âlimlerinden. Hadîs ve tasavvuf ilimlerinde de âlim olup ismi, Ahmed bin Ahmed bin Muhammed Diri Îsâ el-Bernesî el-Fâsî’dir. Zerrûk ismiyle meşhûrdur. Künyesi Ebü’l-Fadl, lakabı Şihâbüddîn’dir. 846 (m. 1442) senesinde Fas’da doğdu. 899 (m. 1493)’da Batı Trablus’un Tekrîn nahiyesinde vefât etti. Doğmasından iki gün sonra annesi, beş gün sonra da babası vefât etti. … Devamını oku

ZEBÎDÎ (Zübeydî)

Hadîs ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimi. İsmi, Ahmed bin Ahmed bin Abdüllatîf bin Ebî Bekr el-Yemenî, eş-Şercî, ez-Zebîdî’dir. Künyesi Ebü’l-Abbâs, lakabı Şihâbüddîn’dir. 812 (m. 1409) senesinde Yemen’in Zebîd beldesinde doğdu. 893 (m. 1488)’de Zebîd’de vefât etti. Babası henüz o doğmadan önce vefât etmiş, ona babasının ismi verilmiştir. Muhaddis, fakîh, edîb ve şâir idi. Babası ve … Devamını oku