Hikmetinden suâl olunmaz!

Şam’da yaşayan Bilâl bin Sa’d hazretleri, bir gün şunu anlattı: Hak teâlâ, Âdem Aleyhisselâm’ı yaratmak isteyince; “Ey arz! Ben, topraktan insan halk etmeyi diledim” diye fermân eyledi yeryüzüne. Ve buyurdu ki: “İtaat edenlere, mükâfat olarak cenneti veririm. Âsiler cehennemde yanarlar!” Yeryüzü arz etti ki: “Yâ Rabbî! Bu, itâat edenlere büyük ihsândır. Ama isyân edenlerin cehennemde yanmalarına dayanamam!” Hak … Devamını oku

Ölmek ister misin oğlum?

Tâbiîn’den olup Şam’da yaşıyan Bilâl bin Sa’d hazretleri, bir gün sevdiği bir gence sordu: “Sen ölmek ister misin?” “Hayır efendim, henüz değil.” “Neden oğlum?” “Biraz daha yaşayıp iyi ameller yapmak istiyorum hocam.” “Peki, ömrün var mı o kadar?” “Bilmiyorum hocam.” Buyurdu ki: “Evlât! Mâdemki, ne zaman öleceğini bilmiyorsun, o hâlde ne yapacaksan şimdi yapsana. Niçin yarını bekliyorsun?” … Devamını oku

“Bize yağmur gönder yâ Rabbî!”

Şam’da yaşayan Bilâl bin Sa’d hazretleri, Tâbiîn’in âlimlerinden bir Allah dostudur. Duâsı makbûldü. Ânında kabul olurdu. Şöyle ki: Bir ara, Şam’da uzun süre yağmur yağmamıştı. Hattâ insanlar susuzluktan kırılıyordu! Çâresizdiler!.. Topluca bu zâta gelip birlikte “yağmur duâsına” çıktılar. Büyük velî seslendi: “Ey insanlar! Biliniz ki, belâ ve musîbetler, işlenen günahlar sebebiyle gelir. Siz hepiniz günahkâr olduğunuzu îtiraf … Devamını oku

Tövbenin açmadığı kapı yoktur

Silsiye-i aliyye büyüklerinden olan Bâyezid-i Bistâmî hazretlerinden bir gün nasîhat istediler. Onlara cevâben; “Bir günah işlediğinizde acele tövbe edin” buyurdu. ● ● ● Biri sordu ki: “Geçim darlığı için ne tavsiye edersiniz efendim?” Cevap aynıydı: “Tövbe edin!” “Hastalıktan kurtulmak için ne yapalım efendim?” “Tövbe istiğfâr edin.” Bir başkası sordu: “Çocuğumuz olmuyor efendim… Ne tavsiye edersiniz?” “Tövbe istiğfâr edin!” Adam … Devamını oku

“Sen bana dînini öğret!”

İran evliyâlarından ve silsiye-i aliyye büyüklerinden olan Bâyezid-i Bistâmî hazretleri, bir gün çamurlu bir yoldan yürüyordu. Bir ara ayağı kaydı. Tam düşecekti. Bir duvara tutundu. Düşmekten kurtuldu… Duvarın sâhibini bulup; “Kardeşim! Düşmemek için senin duvarına tutundum. Duvardan bir miktar toprak düştü. Hakkını helâl et” buyurdu. ● ● ● Adam Mecûsiydi. Ateşe tapıyordu. Hayretle sordu: “Sizin dîniniz bu kadar hassas … Devamını oku

Işık vermeyen kandil!..

İran’ın Bistam şehrinde doğan ve orada vefât eden Bâyezid-i Bistâmî hazretleri, talebesiyle bir sevdiğinin evine, misâfirliğe gitmişti. Ev sâhibi “kandil” yaktı. Fakat oda aydınlanmadı. Hazret-i Bâyezid sordu: “Kardeşim! Bu kandilde bir acâyiplik var. Yanıyor, ama ışık vermiyor, acabâ sebep nedir?” Ev sâhibi kalktı. Büyük bir edeble; “Efendim, biz bu kandili bir geceliğine komşudan emânet almıştık. Dün gece … Devamını oku

Köpeğe yol veren zat!..

Kabr-i şerîfi İran’ın Bistam şehrinde olan Bâyezid-i Bistâmî hazretleri, talebeleriyle bir yere gidiyordu… Dar bir yola geldiler. Karşıdan da gelen vardı. Bir “köpek” geliyordu… Mübârek zât onu görünce, kendi durup geri çekildi. Yol verdi hayvana. Buna, yanındaki talebeler bir mânâ veremediler?! Kalplerinden; “İnsan, hayvandan şereflidir. Üstelik de hocamız sultân-ül ârifîn’dir. Buna rağmen kendi geri çekilip yol … Devamını oku

“Senin ilâcın budur!”

İran’ın Bistam şehrinde dünyâya gelen, büyük velî Bâyezid-i Bistâmî hazretlerine, bir Müslüman geldi bir gün.Ve büyük edeple;“Efendim, bendeniz otuz senedir gündüzleri oruç tutuyorum, geceleri de namaz kılıyorum. Ama bende mânevî bir ilerleme olmuyor, acabâ sebep nedir?” diye sordu.O, kalp gözüyle bakıp;“Senin işin zor. Üç yüz sene ibâdet etsen de, bu nefis engelinle bir yere varamazsın” … Devamını oku

“Mürşidim bir kadındır!..”

İran’ın Bistam şehrinde dünyâya gelen büyük velî Bâyezid-i Bistâmî hazretlerine, bir gün sevdikleri; “Mürşidiniz kimdir efendim?” diye sordular. Büyük velî buyurdu ki: “Mürşidim bir kadındır.” Anlamayıp durakladılar. Şöyle anlattı onlara: Ben, aşk-ı ilâhîyle kendimden geçmiş hâlde bir yolda yürüyordum. Bir kadına rastladım. Sırtında “un çuvalı” vardı. Ve çok zor götürüyordu. Beni görüp, dedi ki: “Az yardım eder … Devamını oku

Kırk sene çok riyâzet yaptım!

Silsile-i aliyyeden Bâyezid-i Bistâmî hazretleri “rahmetullahi aleyh”, nefsini ıslah için gündüz gece çalıştı. Onu öldürmek için nice mücâhedeler yaptıysa da ölmedi yine nefsi. Şaşırıp kaldı. Ne için ölmemişti? Nefsine şöyle bir baktı. Sebebini anladı. Çünkü onda “kibir” vardı. Onda “gurur” vardı. Hâlbuki ömür boyu Rabbine kulluk etmiş, Ona lâyık ibâdet yapmayı çok arzu etmişti. Bunun için çok … Devamını oku

Ey Bâyezid! Anneni ziyâret et!

Silsile-i aliyyeden Bâyezid-i Bistâmî hazretleri, hacca gitti bir sene. Bir ara can kulağına; “Ey Bâyezid! Anneni ziyâret et” diye bir ses geldi. Bu îkaz-ı ilâhîyi aldı. Annesinin bulunduğu şehre doğru yola çıktı… Seher vaktiydi… O şehre girdi… Annesinin evi önüne geldiğinde, kadıncağız “Yâ Rabbî! Garip oğlumu murâdına kavuştur” diye duâ ediyordu. O anda çalındı kapısı. “Kim o?” diye seslendi. Hazret-i … Devamını oku

“Hayrola, nedir derdin?..”

Silsile-i aliyyeden Bâyezid-i Bistâmî hazretlerinin yaşadığı devirde binlerce evliyâ varken, o zamânın kutbu bir “ümmî demirci” idi. Hazret-i Bâyezid, bu kimseyi merak edip, soruşturdu… Nihâyet onu buldu. Demirci, örs başında demir dövüyordu. İşini bırakıp koştu ve Hazret-i Bâyezid’in elini hürmetle öpüp “Lütfen bana duâ edin” dedi. Büyük velî sordu: “Olur, ama ne için?” “Derdim hafiflesin … Devamını oku

“Kalk, namaz vakti geçiyor!”

Silsile-i aliyyeden Bâyezid-i Bistâmî hazretleri “rahmetullahi aleyh”, bir sabah, güneş doğduktan sonra uyandı… Hiç olmayan bir şeydi bu. Sabah namazı kazâya kalmıştı… Üzüntüden ağlamaya başladı! Gözyaşları sel olup aktı! O anda bir “ses” duydu; Gâipten geliyordu… Kulak verdi: “Ey Bâyezid!.. Allah seni affetti. Ayrıca da sana, yetmiş bin namaz sevâbı verdi” diyordu. Bunu duyunca sevindi. Aradan birkaç ay … Devamını oku