Öleni, borçlardan kurtarmalıdır

Sual: Ölen bir kimsenin, geride bıraktığı borçlar ve kul hakları varsa, öleni bu borçlardan ve bu haklardan kurtarmanın bir yolu, bir usulü var mıdır? Cevap: Bir kimse, ölür ölmez, bunun borçlarını bir an önce ödemelidir. Çünkü borçları ödenmedikçe, ölen kimsenin ruhu, iyiler derecesine kavuşamaz. Ölen erkek ise, zevcesine, hanımına vaktiyle ödemediği mehir parası da, borcudur. … Devamını oku

Hastalık sebeplerinden kaçınmak…

Sual: Hasta olmaya sebep olan şeylerden sakınmak, bunlar için tedbir almak, tevekkül etmemek mi olur? Cevap: Hastalık sebeplerinden kaçınmak, tevekküle mâni değildir. Hazret-i Ömer, Şam’a gidiyordu. Orada taûn yani veba hastalığı olduğu işitildi. Yanında bulunanların bazısı, Şam’a girmeyelim dedi. Bir kısmı da, Allahü teâlânın kaderinden kaçmayalım dedi. Halife de; “Allahü teâlânın kaderinden, yine Onun kaderine … Devamını oku

Çocuğa getirilen yiyecekleri yemek

Çocuğa yiyecek olarak gelen hediyeyi fakir olan anası babası yiyebilir.   Sual: Çocuk için hediye olarak getirilen yiyecekleri, çocuğun ana babası da yiyebilir mi? Cevap: Çocuğa yiyecek olarak gelen hediyeyi, çocuğa zaruri lazım değilse, yalnız fakir olan anası babası yiyebilir. Başka fakirlere yediremezler. Ana baba fakir değil, fakat kendilerinde bulunmayan bir şey ise, yiyebilirler ve kıymetini çocuğa … Devamını oku

Allahü teâlâ intikam alabilir!

Sual: Allahü teala, işlenen günahlar sebebi ile, kullarından intikam alabilir mi ve almış mıdır? Cevap: Tövbe edilmeyen herhangi bir günahtan Allahü teâlâ intikam alabilir. Çünkü Allahü teâlânın gadabı, günahlar içinde saklıdır. Allahü teâlâ pek kuvvetli, herkese galip ve intikam alıcıdır. Yüz bin sene ibadet eden makbul bir kulunu, bir günah için, sonsuz olarak reddedebilir ve … Devamını oku

Zekât, niyet edilmeden verilirse…

Sual: Zengin bir kimse, niyet etmeden, fakirlere para, mal dağıtsa, bu verdiği para ve mallar zekât yerine geçer mi? Cevap: Her ibadete mahsus olan farzların yerine getirilmesi şarttır. Zekâtın da farzı yerine getirilmezse, zekât verilmiş olmaz. Zekâtın farzı birdir, bu da, niyet etmektir. Niyet kalb ile olur. Malın zekâtını ayırırken veya Müslüman fakire verirken; “Allah … Devamını oku

Hiç kimseyi hafife almamalıdır!

Sual: Bir Müslümanın, çocukları, günah işleyenleri, henüz iman etmemiş olanları, hafife alması, onlara tepeden bakması uygun mudur? Cevap: Konu ile alakalı olarak Süleyman bin Cezâ hazretleri Eyyühel Veled kitabında buyuruyor ki: “Küçüklere, fasıklara ve facirlere yani günah işleyenlere karşı da kibirli olmamalıdır. Yalnız, tekebbür sahibine karşı tekebbür etmek lazımdır. Bir çocuk gördüğün zaman, bunun günahı yoktur, … Devamını oku

Herkes, çalışmasının karşılığını alır

Sual: Allahü teâlâ, inansın, inanmasın dünyada çalışan herkese, çalışmasının karşılığını muhakkak verir mi? Cevap: Allahü teâlânın rahmeti, şefkati dünyada müminlere ve kâfirlere, herkese birlikte yetiştiği ve herkesin çalışmasına ve iyiliklerine dünyada karşılığını verdiği hâlde, ahırette kâfirlere merhametin zerresi bile olmayacaktır. Nitekim Hûd suresinin 15. ayetinde meâlen; (Görüşleri kısa, akılları eksik olanlar, ahıreti düşünmeyip her iyiliği, şöhret, … Devamını oku

Dua; lafzi ve fiilî olarak iki türlüdür

Sual: Dua ne demektir ve dua yalnızca dil ile mi yapılır? Cevap: Dua, Allahü teâlâdan bir şey istemek demektir. Dua etmeyen, arzusuna kavuşamaz buyurulmuştur. Dua; Lafzi ve Fiilî olmak üzere iki türlüdür: 1-Lafzi dua; Allahü teâlâdan lafız, söz ile istemektir. Bu duanın kabul olması için şartlar vardır. Bu şartlar, dua edenin Müslüman olması, ihlas sahibi olması, namazlarına … Devamını oku

Yemeğe besmele ile başlamalı

Sual: Yemek yemeye veya su içmeye başlarken besmele okumak, dinimizin emri veya tavsiyesi midir? Cevap: Yemeye ve içmeye başlarken, besmele okumalıdır. Yemek ve içmek sonunda Elhamdülillah demelidir. Bunları söylemek, yemekten önce ve yemekten sonra el yıkamak, sağ el ile yemek, sağ el ile içmek sünnettir. Resûlullah Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) yemekten sonra okuduğu ve okunmasını … Devamını oku

Radyo dinlemek, televizyona bakmak…

Radyo, sinema, televizyon, birer neşir, yayın vasıtasıdır. Kitap, gazete, dergi gibidir, ancak!..   Sual: Radyo dinlemenin, televizyona bakmanın, film izlemenin dinimiz açısından herhangi  bir mahzuru var mıdır? Cevap: Radyo, sinema, televizyon, birer neşir, yayın vasıtasıdır. Kitap, gazete, dergi gibidir. Bunlar, tabanca gibi, birer vasıta, birer alettir. Tabancayı, kabahatsiz, günahsız, zararsız bir kimseye karşı kullanmak günahtır. Harpte, düşmana karşı … Devamını oku

İslamiyet, kılıç zoruyla yayılmadı

Sual: Hıristiyanlar, İslamiyetin yayılmasının, kılıç zoru ile olduğunu iddia etmektedirler. Bunun gerçeklik payı var mıdır? Cevap: Konu ile alakalı olarak Diyâ-ül Kulûb kitabında deniyor ki: “Sadece kılıç korkusu ile din değiştirmek kolay olsaydı, Katolikler ile Protestanlar arasında, milyonlarca insanın katledilmesine, öldürülmesine sebep olan harpler olmazdı. İman esaslarında, büyük bir yakınlık olmasına rağmen, ne Katoliklerin zorlamaları … Devamını oku

Nefse mi, Allaha mı güvenmelidir?

Sual: Bazı din adamı kılığındaki reformistler; “Müslümanlar, rızkın ezelde ayrıldığına inandıkları için çalışmayı lüzumlu görmezler. Nefsine güvenmek ise, insana hayat için mücadele kuvveti verir. Yaşamak istiyorsak, kendimizde itimad-ı nefs hasıl edelim” diyorlar. Bunların bu sözlerinin gerçeklik payı var mıdır? Cevap: Birinci Cihan Harbinde böyle ateşli itimad-ı nefs dersleri fazlası ile verilmiş ve ne büyük belalara çarpıldığı … Devamını oku

Secde, saygının son derecesidir

Sual: Allahü tealadan başkası için, yere kapanıp secde etmek dinen uygun mudur? Cevap: Bu konuda İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Mektûbât kitabında buyuruyor ki: “Secde, alnı yere koymaktır ki, küçüklüğü ve aşağılığı göstermektir. Tevazu ve saygının son derecesidir. Bunun için secde, ancak Allahü teâlâya ibadet için yapılır. Ondan başkasına secde etmek caiz değildir. Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi … Devamını oku