Eskiyen Mushaf’ı yakmak!..

Eskimiş Mushafları, yakıp külünü gömmek veya külünü denize, nehre koymak lazımdır.       Sual: Evlerde yıpranmış, sayfaları kopmuş, okunamaz durumda olan Kur’ânlar, Mushaflar yakılabilir mi veya ne yapmalıdır?   Cevap: Konu ile alakalı olarak  Berîkada deniyor ki:   “Tâtârhâniyyede, yırtık, eski olup kullanılamayan Mushaf-ı şerif yakılmaz. Temiz beze sarıp toprağa gömülür. Yahut toz gelmeyen temiz bir … Devamını oku

Hem yemin, hem nezir olabilir

Nezir yani adak, bir ibadettir. Nezrin yerine getirilmesini İslamiyet emretmektedir.       Sual: Bir kimse, aynı anda, aynı şey için hem yemin hem de adak diye olmasını niyet edebilir mi?   Cevap: Nezir yani adak, bir ibadettir. Namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek ve başka ibadetler nezir olunur. Nezrin yerine getirilmesini İslamiyet emretmektedir. Nezredilen yerine getirilmezse, … Devamını oku

Dinimizde kâr haddi

Sıkışık durumda olanlara, yiyecek, giyecek ve barınacak lüzumlu eşyayı yüksek fiyatla satmak haramdır.       Sual: Piyasada fiyatlar yükseldiği zaman, devlet veya hükûmet tarafından kâr haddi konulabilir mi?   Cevap: Normalde piyasaya narh, fiyat konması caiz değildir. Çünkü hiçbir şeyin satışında kâr haddi yoktur. Herkes, istediği kadar kâr ile satabilir. İbni Âbidînde buyuruluyor ki:   … Devamını oku

Gayr-i müslimlerdeki nikâh akdi

“Müslümanlar arasında sahih olan her nikâh akdi, kâfirler arasında da sahihtir.”       Sual: Gayr-i müslimlerin, evlenirken kendi aralarında yaptıkları nikâh akitlerini ve bu evlilikten doğan çocuklarını, İslamiyet meşru mu kabul etmektedir?   Cevap: Konu ile alakalı olarak Dürr-ül-muhtârın şerhi olan İbni Âbidînde “Kafirin nikâh” bahsinde deniyor ki:   “Burada üç şey bildirilecektir:   1-Müslümanlar … Devamını oku

Haramdan kalan miras malı

Müslüman ölüp, şarap parası bırakırsa, vârislerin bu parayı alması helal olmaz.       Sual: Bir kimse, haram yollarla mesela çalarak, gasbederek ve benzeri şekilde mal toplasa ve daha sonra vefat etse. Bu kimsenin bıraktığı, haram yoldan gelen malları mirasçıları alabilir mi?   Cevap: Konu ile alakalı olarak İbni Âbidînde buyuruluyor ki:   “Âlimlerin çoğuna göre, … Devamını oku

Nikâhta iki şahit şarttır

Her akitte iki şahit olması müstehabdır. Nikâh yapılırken ise, şarttır, lazımdır.        Sual: Dinî nikâh akitlerinde, borç almakta, birisini vekil yaparken ve benzeri sözleşmelerde, şahit bulunması gerekir mi?   Cevap: Bu konuda İbni Âbidînde, nikâh şahitlerini anlatırken buyuruluyor ki:   “Bütün akitlerde, sözleşmelerde olduğu gibi, nikâh için birini vekil yaparken de, iki şahit bulunması … Devamını oku

İbni Teymiyye’nin dalalete düştüğü yerler

Bozuk fikir ve yazılara kapılmamak için Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını okumalıdır       Sual: İbni Teymiyye hangi temel hususlarda Ehl-i sünnetten, doğru yoldan ayrılmıştır?   Cevap: İbni Teymiyye’nin Selef-i sâlihînden ayrıldığı yerler hakkında Tâcüddîn-üs-Sübkî hazretleri buyuruyor ki:   “1- Talak vaki olmaz, yemin keffareti vermek lazımdır diyor. 2- Kılınmayan namazı kaza etmek lazım değildir diyor. 3- Suda fare gibi hayvan … Devamını oku

Her düşünen müctehid midir?

Ehl-i sünnetin hizmetkârı Osmanlı Devleti parçalanınca, meydan mezhepsizlere kaldı…       Sual: Din konusunda, düşüncesinde isabet eden sevap alır diye bir hüküm var mıdır?   Cevap: Misyonerlerin asırlar boyu devam eden çalışmaları, İngilizlerin iğrenç siyaseti ve her türlü maddi güçlerini kullanması ile, İslam dininin bekçisi, Ehl-i sünnet alimlerinin hizmetçisi olan Osmanlı Devleti parçalanınca, mezhepsizler meydanı boş … Devamını oku

İman ve inkâr, insanın tercihine bağlıdır

İman, Peygamberin bildirdiklerini tasdik etmek demektir. Peygamberi inkâr eden, kâfir olur.       Sual: İman etmek veya reddetmek, insanın kendi tercihine mi bağlıdır?   Cevap: Allahü teâlâ, insanları mümin, Müslüman yapmaya mecbur değildir. Onun merhameti sonsuz olduğu gibi, azabı da, adaleti de sonsuzdur. Dilediği kuluna sebepsiz olarak ve o istemeden, iman ihsan eder, verir. Aklıselimine uyarak, ahlakı ve … Devamını oku

Yiyeceği olmayanın, yiyecek istemesi

“Bir günlük yiyeceği olmayanın istemesine fetva verilmiştir. Takva ve azimet ise, hiç istememektir…”       Sual: İnsanlardan yiyecek, içecek gibi şeyleri istemenin dinimiz açısından bir mahzuru var mıdır?   Cevap: Bu konuda Muhammed Ma’sûm Fârûkî hazretlerinin Mektûbât kitabında deniyor ki:   “Bir günlük yiyeceği olmayanın istemesine fetva verilmiştir. Takva ve azimet ise, hiç istememektir. Zaruret … Devamını oku

Habercinin vazifesi haber vermektir

Kıymetli ömrünü, böyle faydasız, yalancı için elden kaçırana yazıklar olsun!           Sual: Yakınlarımıza, akrabalarımıza, doğru olan bilgileri anlattığımız veya kitap verdiğimiz hâlde kabul ettiremiyoruz. Bu durumda ne yapmalıdır?   Cevap: Konu ile alakalı olarak İmâm-ı Rabbânî hazretleri kendi kardeşi meyân şeyh Mevdûda yazdığı bir mektupta buyuruyor ki:   “Kardeşim! Dünya hayatı çok … Devamını oku

İlk asırlarda mezheb var mıydı?

Eshâb-ı kiramın her biri müctehid, derin âlim, mezheb imamı idi.       Sual: İngilizlerin Arabistan’da kurmuş oldukları bozuk fırkadaki Vehhabiler ve onların kitaplarını okuyanlar; “Mezhepler ikinci asırda meydana çıktı. Eshâb ve Tâbiin, hangi mezhepte idi?” diyorlar. Gerçekten böyle midir ve bunlara nasıl bir cevap vermelidir?   Cevap: Mezheb, gidilen yol demektir. Mezheb imamı demek ise, … Devamını oku

İnsanlardan utanarak günahı terk etmek!

Başkalarının günah işlemelerine sebep olmak, yalnız yapmaktan daha çok günahtır.       Sual: Günah işlemeyi, insanların ayıplamalarından korkulduğu için mi yoksa Allah için mi terk etmelidir?   Cevap: Günah işleyecek kimsenin, bu günahtan vazgeçmesi, ya Allahü teâlâdan korktuğu veya insanlardan hayâ ettiği, utandığı yahut da başkalarının yapmasına sebep olmamak için olur. Allahü teâlâdan korkarak terk etmenin … Devamını oku