Her şey kendi kendine mi var oldu?

Sual: Bazı kimseler bir yaratıcıyı inkâr etmek için, “her şey kendi kendine var olmuştur veya tabiat kuvvetleri ile var olmuştur” demektedirler, bunun aslı var mıdır? Cevap: Bütün varlıkları var eden, yaratan, varlıkta durduran bir varlık bulunmasa, ya her şey kendi kendine var olur, yahut hiçbir şeyin var olmaması lazım gelirdi. Her şeyin kendi kendine var olması, … Devamını oku

Ahirete ihtiyaç vardır

Ahirete inanmak, Allahü teâlâya inanmak gibi çok mühimdir.      Sual: Ahirete ihtiyaç yok diyenler oluyor, gerçekten ahirete ihtiyaç yok mudur?   Cevap: Ahirete inanmak, Allahü teâlâya inanmak gibi çok mühimdir. Ahiret olmazsa, dünyada mükafatlandırılmayan iyilikler ve cezası çekilmeyen fenalıklar, haksızlıklar, karşılıklarını göremeyecektir. Bu hâl, en ince sanatları, en ince düzenleri bulunan, bu gördüğümüz âlem için … Devamını oku

Şöhret için vaaz vermek

Şöhret için vaaz vermek, nasihat etmek, kitap yazmak riya, gösteriş olur.     Sual: Meşhur olmak insanlardan maddi menfaat temin etmek için vaaz vermek din kitabı yazmak riya mı olur?   Cevap: Şöhret için vaaz vermek, nasihat etmek, kitap yazmak riya, gösteriş olur. Vaaz, emr-i ma’rûf ve nehy-i münker demektir. Münakaşa etmek, başkalarından üstün görünmek ve övünmek … Devamını oku

İmana gelmek kolaydır

Mahluklardaki hesaplı nizama, düzene bakmak ve bunlardaki incelikleri düşünmek, herkese vacibdir.       Sual: Yaratana inanmak için, yaratılanlara bakmak ve incelemek kâfi gelir mi?   Cevap: İmana gelmek çok kolaydır. Mahluklardaki hesaplı nizama, düzene bakmak ve bunlardaki incelikleri düşünmek, herkese vacibdir. Atomdan güneşe kadar bütün varlıklardaki düzen, birbirlerine bağlılıkları, bunların kendiliklerinden var olmadıklarını, bilgili ve … Devamını oku

Söylenen bir söz, imanı giderebilir!

Vazife olduğuna inanmayarak, ehemmiyet vermeyerek namaz kılmamak, oruç tutmamak küfür olur.   Sual: Bir Müslüman, herhangi bir söz söylediği veya bir iş yaptığı zaman imanı gidebilir mi?   Cevap: Herhangi bir kimsenin, akıllı, bilgili, edebiyatçı olduğunu göstermek için veya yanındakileri hayrete düşürmek, güldürmek, sevindirmek veya alay etmek için söylediği sözlerde, inkâr küfür olabilir. Gadap, öfke, kızgınlık … Devamını oku

Âdette bidatler haram değildir

Allahü teâlâya ibadet etmek niyeti olmaksızın meydana çıkarılan şeylere, âdette bidat denir.       Sual: Sonradan çıkmış olan her bidat kötü müdür?   Cevap: Konu ile alakalı olarak Hadîkada buyuruluyor ki:   “Un eleği ve kaşık gibi şeyler zaman-ı saadette yoktu, sonradan meydana çıktılar. Böyle, Allahü teâlâya ibadet etmek ve sevap kazanmak niyeti olmaksızın meydana … Devamını oku

Medeni kime denir?

Güzel ahlak sahibi olan ve zamanının fen bilgilerinde yükselmiş olan Müslüman medenidir…     Sual: Medeniyet nedir ve medeni insan diye kime, kimlere denir?   Cevap: Güzel ahlak sahibi olan ve zamanının fen bilgilerinde yükselmiş olan Müslümana medeni, yani ilerici denir. Fende ilerlemiş ağır sanayi kurmuş, fakat ahlakı bozuk olan kimseye ‘zalim’, yani gerici, eşkıya ve diktatör … Devamını oku

Akıl, kalp ve nefis

Nefis, kalbin İslamiyet’e uymasını, mürşid-i kâmilin sohbetinde bulunmayı, kitaplarını okumayı istemez.       Sual: İnsanı idare eden akıl, kalp ve nefis nasıl varlıklardır. Vücudun neresindedirler?   Cevap: Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyorlar ki:   “Allahü teâlâ insanda üç şey yarattı: Akıl, kalp ve nefis. Bunların hiçbiri görülmez. Varlıklarını eserleri ile, yaptıkları işlerle ve dinimizin bildirmesi ile anlıyoruz. Akıl ve … Devamını oku

Özürsüz namazı terk etmek

“Özürlü ve özürsüz olarak namazı terk edenin, bunun farzını kaza etmesi lazımdır.”       Sual: Bir Müslüman, beş vakit namazdan birini özürsüz olarak kılmazsa bunun imanı tehlikeye girer mi?   Cevap: Namaz; ibâdet-i bedeniyye olduğundan başkası yerine kılınamaz. Herkesin kendi kılması lazımdır. Ağır hasta ve yaşlı kimse, namaz yerine fakire fidye, para veremez. Hâlbuki, oruç … Devamını oku

Sünnet iki kısımdır

Hadîkat-ün-nediyyede buyuruluyor ki: “Sünnet iki türlüdür: Sünnet-i hüdâ ve sünnet-i zevâid.”       Sual: Peygamber Efendimizin yaptığı, bildirdiği sünnetlerin hepsinin hükmü hep aynı mıdır?   Cevap: Bu konuda Hadîkat-ün-nediyye kitabında buyuruluyor ki:   “Sünnet iki türlüdür: Sünnet-i hüdâ ve sünnet-i zevâid.   Sünnet-i hüdâ; camide itikaf etmek, ezan, ikamet okumak, cemaat ile namaz kılmak gibidir. Bunlar, … Devamını oku

Caminin içinden geçmek…

Zaruretsiz camiden geçmeyi âdet edinen, fasık, günahkâr olur.       Sual: Kısa mesafe diyerek caminin içinden geçmek dinen uygun olur mu?   Cevap: Camiden bazen geçmek caizdir. Yol hâline getirmek mekruhtur. Özür olursa, mekruh olmaz. Her gün mescide ilk girişde Tehıyyet-ül-mescid namazı kılar. Sonraki girişlerinde kılmaz. Hamevî Eşbâh şerhinde diyor ki:   “Camiye girenin Tehıy-yet-ül-mescid … Devamını oku

Kabre karşı namaz kılmak

Sual: Kabre karşı namaz kılmanın dinimiz açısından bir mahzuru var mıdır? Cevap: Kabre karşı namaz kılmak mekruhtur. Vehhabiler, buna şirk diyorlar. Hadîkada bildirilen hadis-i şerifte; (Mezar üzerinde namaz kılanlara lanet olsun!) buyuruldu. Çünkü, kabir üzerinde namaz kılmak, Yahudilere benzemek olur. Bunun için, mekruh denilmiştir. Kabristanın kabir olmayan yerinde namaz kılmanın mekruh olmadığı Hâniyye ve Hâvî kitaplarında yazılıdır. … Devamını oku

Fırsatı ganimet bilmelidir

“Asıl lazım olan işi düşünmeli, lüzumsuz, faydasız şeylerden tam kaçmalıdır.”       Sual: Bazı kimseler, çoğu zaman bazı şeyler ve bilhassa ibadetler için ileride, sonra yaparız diyorlar, böyle yapmak, geciktirmek doğru mudur?   Cevap: Bu konuda İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:   “Fırsatı ganimet bilmelidir. Vakitleri çok kıymetli nimet bilmelidir. Modaya, âdetlere uymakla ele bir … Devamını oku