Asra uygun tefsir olur mu?

Asrın isteklerine uygun tefsir yapmak caiz değildir. Bazı cahil kimseler, yeni tefsir yaparız diyorlar!..
 
Sual: Zamanımıza, asrımıza uygun olarak yeniden tefsir yapmak lazımdır diyenler oluyor. Böyle asra, zamana göre tefsir olur mu?
Cevap: Konu ile alakalı olarak Şevâhid-ül-hak kitabında deniyor ki:
“Zamanımıza, asrımıza uygun tefsir lazımdır sözü  doğru değildir. Tefsir âlimleri, Resûlullah efendimizden ve Eshabından gelen haberleri yazarak tefsir yaptılar. Bunların tefsirleri her asra uygundur ve kâfidir. Kur’ân-ı kerimin emirleri, her asırdaki her insan için aynıdır. Önceki asırlar için başka, sonraki asırlar için başka manası yoktur. Kur’ân-ı kerime inanan ve uymak isteyen bir Müslüman, her aradığını, mevcut tefsirlerde bulur. İslamiyete uymayan bir zındık, bozuk isteklerini, bu tefsirlerde elbette bulamaz. Aklımıza ve asrın isteklerine uygun tefsir yapmak caiz değildir. Cahil, ahmak kimseler, kısa akılları ile yeni tefsir yaparız diyorlar. Tefsir yapabilmek için çok şartlar vardır. Bu şartların başında, (Zamanların en iyisi, benim zamanımdır. Ondan sonra hayırlısı, benim asrımdan sonra gelen asırdır. Sonra da, ondan sonra gelen asırdır) hadis-i şerifi ile övülmüş olunan asırlarda bulunmak lazımdır.
Tefsir âliminin, nâsih ve mensûh olan âyet-i kerimeleri de bilmesi lazımdır. Kur’ân-ı kerimde yüzdokuz adet nesh edici âyet bulunduğu, Hadîkada yazılıdır. Şimdi, kendi görüşleri ile tefsir kitabı yapanlarda bu şartların hiçbiri yoktur. Fikirleri bozuyor, Ehl-i sünnet âlimlerine karşı geliyorlar. Ehl-i sünnet olduklarını bildirerek, bozuk inanışlarını her yere yayıyorlar. Ehl-i sünnet olan din adamları bunları okuyunca, bozuk olduklarını hemen anlıyor. Zındık olduklarını, Ehl-i sünnet olmadıklarını Müslümanlara anlatıyorlar. Fakat cahiller, eğriyi doğrudan ayıramayıp aldanmaktadırlar.” Hadîkada bildirilen;
(Ümmetim, kötü din adamlarından çok zarar görecektir) hadis-i şerifi, böyle bozuk din adamlarını haber vermektedir.
Sual: Kur’ân-ı kerime, yanan muma, elektrik lambasına karşı namaz kılmanın dinen bir mahzuru var mıdır?
Cevap: Mushafa, kılınca, muma, kandile, lambaya, aleve, tabanca gibi harp aletlerine ve yatan, uyuyan kimseye karşı namaz kılmak mekruh değildir. Çünkü bunlara tapınılmamıştır. Mecusiler, ateşe tapar, aleve tapmaz. Alevli ateşe karşı namaz kılmak da mekruh olur.


Kategori içindeki yazılar: Osman Ünlü