AHMED BİN MUHAMMED HÂNÎ EL-ESREM

Hadîs hafızı büyük bir âlim. Künyesi Ebû Bekir’dir. 260 (m. 873) târihinden sonra vefât etti. Ahmed bin Hanbel’in ( radıyallahü anh ) talebesidir. Ondan çok mes’eleler nakletti. Bunları mevzûlarına göre yazdı. Affân bin Müslim, Muâviye bin Amr, Süleymân bin Harb, Ebû Velîd et-Tayâlisî, Nuaym bin Hammâd, Ebû Tevbe Rebî’ bin Nâfi’ gibi âlimlerin derslerini dinlemiştir. Ondan da Nesâî, Mûsâ bin Hârûn, İbn-i Sa’îd, Ali bin Ebû Tâhir el-Kazvînî, Ömer bin Muhammed bin Îsâ el-Cevherî gibi âlimler de rivâyette bulunmuşlardır. Sünnetler husûsunda çok kıymetli bir kitabı vardır. Bu eser, onun hadîs ilmindeki yüksek derecesini gösterir. Ayrıca “Ilel-ül-hadîs” ve “Nâsıh-ül-hadîs Mensûhuhu” isimli eserleri de vardır. Âlimlerin hakkında söyledikleri: Ebû Bekir el-Hilâl: “O, hadîs ilminde hafız, kıymetli ve yüksek bir âlimdir. Zamanın büyük âlimlerinden, Âsım bin Ali, Bağdâd’a gelmişti. Kendisinden istifâde edebileceği bir âlim aradı. Ahmed bin Muhammed el-Esrem’le görüştü. Onun ilmini beğendi ve çok takdîr etti.”

Ebû Kâsım bin Cîlî dedi ki: “Yanımıza birisi geldi. Namazla ilgili, İbn-i Ebî Şeybe’nin kitabında bulunmıyan bilgileri bana yazacak bir âlim arıyorum” dedi. Biz kendisine, Ebû Bekir el-Esrem’den başka bunu yapacak birisini bilmiyoruz, dedik. Sonra, Ebû Bekir el-Esrem’e kâğıt verildi. Namazla ilgili altıyüz sayfa yazdı. İbn-i Ebî Şeybe’nin kitabı ile karşılaştırdığımızda, yazdıklarının hiçbirisi onda yoktu.”

Yahyâ bin Maîn ve başka âlimler: “O, çok zekî ve mes’eleler üzerinde dikkatli bir âlimdir” dediler.

Hikmetli sözleri pek çoktur. Onlardan ba’zıları: “Hocam Ahmed bin Hanbel’in, meclisten kalktığı zaman “Sübhânekellahümme ve bihamdike” dediğini işitir, devamını anlıyamazdım. Sadece dudaklarının hareketini görürdüm. Fakat zannediyorum, mecliste yapılan hatâlara keffâret olması için Resûlullah efendimizden rivâyet edilen şu mübârek sözleri söylüyordu:

“Sübhânekellahümme ve bihamdike, Eşhedü enlâ ilahe illâ ente, Estağfirüke ve Etûbü ileyk.”

Birisine yazmış olduğu mektûbunun ba’zı kısımları şöyledir: “Allahü teâlâ bizi ve sizi her türlü tehlikeden, her çeşit şüpheden muhafaza buyursun. Yine bize ve size, geçen büyüklerimizin ve âlimlerimizin yolunda gitmek nasîb eylesin. Dâima Allahü teâlânın ni’metleri içerisindeyiz. Allahü teâlâdan, bu ni’metlerini daha da arttırmasını, rızâsına kavuşmamız için bize yardımını dileriz. Fazla sözde fitne vardır. Kişi ihtiyâcına göre konuşmalıdır. Sükûtta genişlik ve rahatlık vardır.”

“Âlimin ölümü, büyük bir musibettir. Şeytan ve onun yardımcıları, Allahü teâlânın ve müslümanların düşmanlarıdır. Şeytan ve yardımcıları, müslümanlar için birçok fitneler hazırlarlar. Maksadlarına erişebilmek için âlimlerin yok olmasını beklerler. Çünkü, âlim, onların bâtıl işlerine ve yardımcılarına mâni olmaktadır.”

“Bir kısım insanlar, şöhrete yapıştılar. Kendilerinden bahsedilmeyi arzu ettiler. Halbuki onlardan önce de işledikleri bid’atlerle şöhrete kavuşanlar oldu. Fakat, hayır yolunda, doğru yolda tâbi olmak, şer (kötü) işlerde başkan olmaktan daha hayırlıdır.”

Ahmed el-Esrem (rahmetullahi aleyh) ba’zı büyüklerimizden şunları nakleder:

Abdullah İbn-i Mes’ûd ( radıyallahü anh ) buyurdu: Resûlullah efendimizin sünnet-i seniyyesine tâbi olunuz. Bid’atları (Resûlullah efendimizin ( aleyhisselâm ) zamanında ve onun dört halifesi zamanlarında bulunmayıp, dinde sonradan meydana çıkarılan ve ibâdet olarak yapılan, her türlü söz, iş ve usûller), yapmayınız. Her bid’at dalâlettir (sapıklıktır).

İbn-i Ömer ( radıyallahü anh ): “İnsanlar güzel görse bile, her bid’at dalâlettir.”

Ebû Mûsâ: “Allahü teâlânın “İlim verdiği kimse, onu, insanlara öğretsin. Fakat, bilmediği şeyi söylemekten sakınsın. Yoksa, kendisini ilgilendirmiyen bir şeye karışmış olur, dinden çıkar.”

İbn-i Mes’ûd ( radıyallahü anh ) “Sizden birine, bilmediği bir şey sorulduğu zaman, bilmediğini i’tiraf etsin, utanmasın.”

“Kişiye bilmediği sorulunca, Allahü teâlâ bilir demesi, ilimdendir.”

Rebî’ bin Haysem: Kişi, (bilmediği halde) bu haramdır, bu men edilmiştir.” demekten sakınsın. O zaman Allahü teâlâ ona, “Yalan söyledin” buyurur.

İbn-i Abbâs buyurdu: “Dosdoğru ol. Bid’attan ve bid’atçı olmaktan çok sakın.”

Büyük âlim İbrâhîm “Allahü teâlâ, kötü arzu ve isteklerde zerre mikdarı bir hayır, iyilik bulundurmadı. Bunlar, şeytanın süsleridir. Şeytan bunları insanlara güzel gösterir.”

Şa’bî ( radıyallahü anh ): “Bilmiyorum demek, ilmin yarısıdır” buyurmuşlardır.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Târîh-i Bağdâd cild-5, sh. 111

2) Tezkiret-ül-huffâz cild-2, sh. 570

3) Şezerât-üz-zeheb cild-2, sh. 141

4) Tabakât-ı Hanâbile cild-1, sh. 66

5) Mu’cem-ül-müellifîn cild-2, sh. 167

6) Hilyet-ül-evliyâ cild-10, sh. 405


AHMED BİN MUHAMMED HÂNÎ EL-ESREM

Kategori içindeki yazılar: HİCRÎ 03.ASIR ÂLİMLERİ