Âb-ı Hayat – 4363


Mübarek Hocamız; Efendim, bütün kemalat sohbette mündemiçtir, buyurdular. İyi de sohbetin kaynağı ne? Sohbetin bizler için kaynağı, İmam-ı Rabbani “kuddise sirruh” hazretleri. Çünkü asıl kaynaktan en iyi alan o. Onun için İmam-ı Rabbani hazretlerine dayanmayan sohbet, sohbet değildir. Kalbden kalbe yol vardır; peki efendim buyurdular, bu yol ne, bunun ismi ne? Yol var, tamam, fakat seksen türlü yol var, bunun bir tanesi kavuşturucu yol, diğerleri çıkmaz sokak. Hangisi bu? Buyurdular ki; o yol, senin kalbinden mürşidinin kalbine olan sevinç yoludur, onun ismi sevgi yoludur. O sevgi ile bağlanırsan, kalbden kalbe yol vardır. Bilsen de bilmesen de, anlasan da, anlamasan da kalbin değişir. Çünkü Allahü teala aklı ve kalbi müstakil yaratmıştır, münferid yaratmıştır. Akıl; işte kitaplar okuyoruz, ders çalışıyoruz, inşaat yapıyoruz, bunlar hep akıl işidir. Ama kalb işi değil. Çünkü kalbin gıdası farklı, işi farklı, o sadece, sohbet varsa, yani aynı zata bağlı insanlar varsa, kalbden kalbe yol vardır ve bileşik kaplar usulü devamlı sûrette müminlerin kalbinden diğerlerinin kalbine dehşet bir akım olur. Hiç kimse bunun farkına varamaz, varmak zorunda da değil. Yani karpuz, güneşin altında olgunlaşıyorsa bilmesi mi lazım? Bilmesi şart değil. Dolayısıyla mutlak, sohbette akım vardır.



Âb-ı Hayat – 4363

Kategori içindeki yazılar: Kelâm-ı kibâr