Âb-ı Hayat – 4244


Mübarek Hocamız “Allah rahmet eylesin” buyurdular ki; Ben Abdülhakîm Efendi hazretlerini görmeseydim, ya kördüm veya şaşıydım. Kördüm, küfür içindeydim. Şaşıydım, bid’at ehliydim. Başka çare yok. Ama bakın nereden alıp, nereye götürüyorlar. Allahü teala gafletten korusun. Kavuştuğumuz nimetleri sık sık hatırlamak, tekrarlamak nasip etsin. Çünki cenab-ı Hak; şükr ederseniz, nimetlerimi arttırırım, buyuruyor. Onu ne kadar sık hatırlarsak, anlatırsak, o kadar feyz devam eder. Bundan büyükler de razı olur, Allahü teala da razı olur. Nitekim Peygamberimiz ‘aleyhissalatü vesselam’, men lem yeşkürünnase lem yeşkürullah, buyuruyor. Birisi size bir iyilik yapsa ve siz ona layıkı veçhile teşekkür etmezseniz, Allahü tealaya şükr etmiş olmazsınız. Çünki sana o nimeti veren de Allahü tealadır. Fakat bir vasıtayla vermiştir. Nimeti veren de O, vasıtayı yaratan da O’dur. O halde, benim sana gönderdiğim vasıtaya önce teşekkür et, sonra gel bana teşekkür et, denilmektedir. Sırayı atlamak uygun değildir.





Âb-ı Hayat – 4244

Kategori içindeki yazılar: Kelâm-ı kibâr