Âb-ı Hayat – 4179 (Cuma’nız Mübarek Olsun)


ali zeki osmanağaoğlu

Büyükler buyurdular ki;

Nefsi köreltmek sûretiyle, inziva sûretiyle, insanlarda fevkalade haller olur. Eğer Allahın kullarına üstünlük taslamak, gayb olan şeylerini bulmak vs ise, buna kerâmet denir. Müslüman değilse, istidrac denir. Fakat İkisinde de kibir vardır. Kerâmet gösterdiği halde kibir var, çünki yüzü insanlara dönüktür. Eğer kalbinde mahlûkat yoksa, Allah varsa, ona ârif denir, marifet ehlidir. Onun kerâmetle falan hiç ilgisi yoktur. Marifet ehlinin yönü âhirete dönüktür. İnsanların kalbi ile uğraşır, dünyayı düşünmez. Kimin ne maksatla oturduğunu, kimin ne maksatla ibadet ettiğini, hepsini bilir.

Büyükleri tanımak mümkün değildir. Çarşıya çıkarlar, alış-veriş yaparlar. Herkes onu kendisi gibi zan eder. Halbuki tam marifet ehlidir. Kerâmet olmuş, olmamış, onların aklı orada değildir. Çünki insanlık halleri onlarda çok fazladır. Hallerini setr ettikleri için tanınmazlar. Ârif olanlar, yalnız Allahtan, âhiretten bahsedip, insanları o seadete kavuşturmak için uğraşanlardır. İnsanların kalbine baktıkları zaman, sâlih mi fâsık mı anlarlar. Bunlar marifet ehlidir. Kerâmet ehli, harika ehli olanlar ise, mahlûklarla, insanlarla uğraşırlar ve kaybolan eşyaları, istikbalde olması muhtemel olanları, geçmişteki şeyleri bilmeğe çalışırlar. Onların uğraştığı saha, Allahın yarattıkları, kullarıdır. Ârifler ise, katiyyen böyle şeyleri akıllarına bile getirmezler. Dolayısıyla, insanlar bu harikulade şeyler gösterenlere itibar gösterirler; daha çok, onların peşinden giderler. Allahü teala ile araları pek belli olmadığı için de, âhiretleri gariptir. Marifet ehli olanlar ise dünyaya hiç kıymet vermediğinden dâima azınlıktadır. Kerâmet ehlinin etrafı kalabalıktır, insanlar onları büyük bilir. Marifet ehlinin etrafında her zaman az insan bulunur, kıymetini bilenler azdır. Marifet ehli olan ârifler, insanların dünyası ile değil, kalbi ve âhireti ile ilgilenir. Yönü dünyaya değil âhirete dönüktür. Kibir yoktur.
Kalbleri görürler, fakat belli etmezler. Kerâmet göstermek istemezler, sebeplere yapışırlar. Onun için bu büyükleri tanımak zordur.



Âb-ı Hayat – 4179 (Cuma’nız Mübarek Olsun)

Kategori içindeki yazılar: Kelâm-ı kibâr