Âb-ı Hayat – 4130 (Cuma’nız Mübarek Olsun)


ali zeki osmanağaoğlu

Büyükler buyurdular ki;

Sevmenin alameti üçtür. Sevmek lafla olmaz. Dinimiz fiiliyata bakar. Birincisi, onun sevdiklerini sever, sevmediklerini sevmez. Şimdi hem Mübarekleri seviyorum de, hem de Mübarekleri tenkit edenle dost ol! İkincisi, sevdiğinin derdine ortak olur. O sevindikçe sevinir, üzüldükçe üzülür. Üçüncüsü, gıyabında dua eder. O bilsin, bilmesin, önemli değildir.

Peygamberimiz ‘sallallahü aleyhi ve sellem’ bir yerden geçiyordu. Orada tarlada birisi de işiyle uğraşıyordu. Peygamber efendimiz tam selam verecekti ki, Cebrail ‘aleyhisselam’ geldi, ya Resûlallah, buna selam verme, dedi. O da dümdüz gitti. Her taraf buz oldu, adam da bitti. Kimse bir şey anlamadı. Zaten kimse, ya Resûlallah, neden böyle yaptınız, diyemezdi. Geri dönüşte oradan geçerlerken Cebrail ‘aleyhisselam’ geldi, ya Resûlallah, selam veriniz dedi ve O da selam verdi. Adam çok sevindi, artık ondan sonra sordular. Ya Resûlallah, hikmetini öğrenmek istiyoruz, dediler. Buyurdu ki; Evden çıkarken, ana-babasının kalbini kırarak çıktı. Anne-babasının kalbini kırana selam verilmez. Fakat sonra çok pişman oldu, tövbe etti, gitti ayaklarına kapandı ve selam verildi.



Âb-ı Hayat – 4130 (Cuma’nız Mübarek Olsun)

Kategori içindeki yazılar: Kelâm-ı kibâr