Âb-ı Hayat – 4077


Bir zât Mûsa ‘aleyhisselam’ın önünü kesmiş. Ya Mûsa, yıllarca ibadet ediyorum; fakat fakirlikten ölüyorum. Cenab-ı Hakka arz et, bana versin, demiş. Mûsa ‘aleyhisselam’ cenab-ı Hakka Tûr-i Sina’da arz etmiş. Allahü teala buyurmuş ki; Vereceğim. Ama dünyada mı vereyim, âhirette mi vereyim? Gelmiş, cenab-ı Hak böyle böyle diyor, demiş. Ben dünyada istiyorum, demiş. Vazgeç, demiş. Ya Mûsa, bunu Allahü teala bana soruyor. Kulum ne isterse vereceğim diyor. Ben dünyada istiyorum, demiş. Cenab-ı Hakka ellerini açmış ve ya Rabbi, dünyada istiyor, demiş. Cenab-ı Hak verdim, demiş. Elini attığı yer para çıkmış. Fakat sıkıntısı olan bütün fakirleri âbâd etmiş, kirada oturanların hepsini ev sahibi yapmış. Kendine bir şey ayırmamış; fakat torbayla dağıtmış. Ama gel zaman git zaman, o da vefat etmiş. Mûsa ‘aleyhisselam’ rüyasında görmüş ki, ucu bucu olmayan muazzam bir köşk. Ya Rabbi, bu böyle bir şeye nasıl kavuştu, demiş. Allahü teala, satın aldı, buyurmuş. Benim verdiğim bütün paraları buraya harcadı, dünyada mal-mülk sahibi olmadı. Verdiğim bütün imkanları, benim rızam için, benim kullarıma dağıttı, buyurmuş.



Âb-ı Hayat – 4077

Kategori içindeki yazılar: Kelâm-ı kibâr