Âb-ı Hayat – 4057


Bu ay dargınlar barışacak, herkes birbirini ziyaret edecek. Bu ayda çok az bir iyilik yapan, başka aylarda farz yapmış gibi ecir alır. Bir farz yapan yetmiş farz sevabı alır. Dolayısıyla, bu ay bir fırsat ayıdır, her gecesi ve saniyesi çok kıymetlidir. Cenab-ı Peygamber “aleyhissalatü vesselam” buyuruyor ki; Oruç, Allah’ın emridir, farzdır, ben bunun sevabına kavuşmak istiyorum denilirse sevab alır. Yoksa efendim, perhiz yapmak için, mide, karaciğer dinlensin yani dünyevi bir maksatla oruç tutulursa, vaad edilen ecirlere, sevablara kavuşamaz. Bunun, bir emir ve ibadet olduğunu bilmeli ve bu ibadetin sevabını istemeli. Cenab-ı Peygamber buyuruyor ki; bu ayda siz, birincisi; kelime-i şehadeti çok söyleyin. İkincisi; fırsat buldukça elinizi açın ya Rabbi, beni affet deyin. İnsanın el açıp cenab-ı Allah’tan bir şey istemesi hem kibri kırar hem de ibadet bu demektir. Yani zavallılığını, âcizliğini arz etmiştir. Yani, hangi organımızda hakimiyetimiz var, hiç yok. Ona teslim olmaktan başka çaremiz yok.



Âb-ı Hayat – 4057

Kategori içindeki yazılar: Kelâm-ı kibâr