Âb-ı Hayat – 4050


Allah şefaatlerine nail eylesin, bir gün Mübarek Hocamız anlattılar; Bir gün Abdülhakîm Efendi hazretlerine gittim. Efendi hazretleri buyurdular ki; Hilmi, ben bu gece hastalandım, çok hasta oldum. Ama ilaç başımın ucundaydı. Mektûbâtı aldım, göğsüme koydum, böyle yattım, sabaha kadar hiçbir şeyim kalmadı. Tam İlmihal Se’âdet-i Ebediyye var, Mektûbât var. Başın mı ağrıyor, koy başının altına. Kolun çok ağrıyor, kolunun üzerine koy. Arada bir öp, Mektûbât bu. Yani, ottan şuradan buradan yapılan ilaçlara ehlen ve sehlen, Mektûbâtı taşa koysan, taş erir. Yeter ki, içimizde o inanç olsun. Sakın ha, biz sahipsiz değiliz. Allahü teala ezelde bizi sahipli kıldı. Eğer sahipsiz kılsaydı, burada ne işimiz vardı? İşte, sahipli olmanın bereketi, bunlara kavuşmaktır. Allah hepimize din ve dünya iyilikleri versin. Selamet-i dareyn versin.



Âb-ı Hayat – 4050

Kategori içindeki yazılar: Kelâm-ı kibâr