Âb-ı Hayat – 4047


İhlâs elde etmenin, ihlâsı düzeltmenin bir tek yolu vardır; o da sohbettir. Sohbet demek, illa bir şeyler dinlemek, bir şeyler öğrenmek demek değildir. Sohbet; beraber olmak demektir. Sohbetin esası kalb ilmidir, beyin ilmi değildir. Bilgi akıtmak değil, feyz akıtmaktır. Feyz, kalpten kalbe intikal eder. Konuşmakla değil, sevgi ve muhabbetle akar. Büyüklerin, Allah adamlarının isimleri anıldığı için hem rahmet yağar, hem de kalpten kalbe feyz akar. İki müslüman bir araya gelse, muhakkak kalpten kalbe feyz akar. Dolayısıyla, ihlâsın kaynağı, ihlâslılarla beraber olmaktadır. İhlâslı olmak demek; konuşmasında, oturmasında, yemesinde, içmesinde, herhangi bir dünyevi menfaati olmamak demektir. Her işi Allahü tealanın rızası için yapmaktır. Ufak bir dünya menfaati varsa, ufak bir egoizm varsa, zemzeme necaset damlatmak gibi olur.



Âb-ı Hayat – 4047

Kategori içindeki yazılar: Kelâm-ı kibâr