Âb-ı Hayat – 4032 (Cuma’nız Mübarek Olsun)


ali zeki osmanağaoğlu

Büyükler buyurdular ki;

Mübarek Hocamız “Allah rahmet eylesin” doksan yaşına geldikleri halde hem yazıyorlardı, hem okuyorlardı. Efendim, birazcık istirahat etseniz, biraz ara verseniz dediğimizde, cevap iki tane: Birincisi, buyurdular ki; Efendim, mü’min musalla taşında dinlenir. İslamiyette emeklilik diye bir şey yoktur. Nereden emekli olursan ol, o işten çıkacaksın, başka işe gireceksin. Çünki mü’min boş duramaz. Nitekim, Peygamberimiz ‘aleyhissalatü vesselam’ hazretleri bir yerden geçiyorlardı. Birini gördüler, hiçbir şey yapmıyor, oturuyor. Selam vermeden geçtiler. Dönüşte aynı kişinin birkaç şeyle uğraştığını gördüler, bu sefer selam verdiler. Eshab-ı kiram ‘aleyhimürrıdvan’ sordu; Ya Resûlallah, aynı şahsa daha evvel selam vermediniz. Ama sonra selam verdiniz. Hikmeti nedir acaba, dediler. Buyurdular ki; Benim selamım duadır. Boş duranı Allah sevmez. Allahü tealanın sevmediğine ben dua etmem, kabul olmaz. Ben de kabul olmayacak duayı yapmadım. Dönüşte baktım bir şeylerle uğraşıyor, anladım ki bu artık Allahın sevgili kuludur, selam verdim. İnşallah cenab-ı Hak kabul eder.

Fî emanillah



Âb-ı Hayat – 4032 (Cuma’nız Mübarek Olsun)

Kategori içindeki yazılar: Kelâm-ı kibâr